Zaman Değirmen Misali...
Gün geçmiyor ki bir ölüm haberi alınmasın. Gepegencecik insanlar kalp krizi, trafik kazası derken ölüp gidiyorlar.
Önceki günlerde Taraklı’da bir ölüm yaşandı. Yıllarca vefat eden vatandaşların mezarını kazan 80 yaşındaki Ali Berber Amcamız yine ilçede vefat eden bir vatandaşımızın mezarını kazarken aniden geçirdiği kalp krizi sonucunda hemen oracıkta hayata gözlerini yumuverdi. Oysa 2 dakika öncesi mezar kazarken bile şen ve hoş sohbetti.Hatta mezarı kazarken kazmanın takıldığı taşın bir küp olabileceğini düşünmüş büyük paralar bile hayal etmişti o anda Ali Amca.Ölüm aklına bile gelmemişti bile.
Önce size bir radyoda dinlediğim Türkçeye çevrilmiş yabancı bir piyesten söz edeyim. O piyeste yaşlı bir gardiyan ve idama mahkûm edilmiş bir adam. Hapishanede yatanlar ağır suçlulardı anlatılana göre.
Tecrübeli gardiyanla idam hükmü yemiş adam arasında şöyle bir konuşma geçiyordu. Gardiyan idam mahkûmuna, “Evlat” diye hitap ediyordu. Yanına her geldiğinde, “Nasılsın evlat” diye soruyordu. Baba havalarındaydı gardiyan. Hükümlü, “Nasıl olacağım Amca” diyordu.
Gardiyan birazda acıyordu bu genç adama. Korkuyordu da. Ölüme mahkûm olan adamla, ölümü göze alan adamın yapamayacağı şey olmaz olmayacağını çok iyi biliyordu. Ne çılgınlıklar yaşamıştı neler görmüştü… Hapishanedeki suçlulardan biri yanık dâvudi bir sesle, “hapishane seni yapan kör olsun” türküsüne benzer yabancı bir parça söylüyordu. Müzik insanın içini yiyordu.
Gardiyan 3–5 dakika yanında kalarak bu genç adamı teselli etmeye çalışıyordu. Bir gün idam mahkûmu olan adam, “Amca ben kendimden çok arkamda genç bir kadın ve beni doğru dürüst tanımayan, hatırlamayan küçük bir çocuk bırakıyorum bu beni mahvediyor. Birde insanın öleceğini nasıl öleceğini bilmesinin verdiği ızdırap varya bu beni her gün her saat öldürüyor. İdam edilsem de kurtulsam” diyordu.
Aslında düşününce, nerde, nasıl ve ne zaman öleceğimizi bilmemek insanlara Allah’ın bir lutfu “Zaman her şeyi halleder” diye bir ulu söz var. Evet, zaman değirmen misali her şeyi öğütür, halleder. En çıkmaz işleri sabırla zamana bırakmak en güzeli. Hiçbir şeyin kötülükle hallolmadığını her gün etrafımızdaki bir sürü misallerle görüyoruz. Zaman öyle bir değirmen ki insanların ömrünü bile hiç farkına varmadan yavaştan, yavaştan, inceden inceden öğütür.
İşte doğdu !! İşte okula gitti !! Genç oldu. “Ben yarattım küçük dağları” sevdası sonra birde bakmışsın ki dizler çekmez olmuş vücudun yükünü. Elinde baston, kafan çekmez olmuş dünyanın meşakkatini. Vücut, iskelet bozulmuş sırtında koca bir kambur.
Ömrün bu hayhuyunda iyiliklerle geçmişse yaşamın, bir kaç hayır bırakmışsan arkanda, bir eser bırakmışsan ne mutlu. Unutmayalım ki en küçük, en uzun harpler yüz binlerce şehitler bırakan savaşlar bile sonunda masa başında çözülür.
Zaman öyle bir zamanki ömrün törpüsü değirmen öğütür de öğütür bizi. Her geçen gün ve saatte ömür değirmeninde buğdayın bittiği an gibi ömürde tükenir gider.
Ali Amca gibi nasıl gelip gittiğimizi anlayamayız bile
Güzel bir hayat mutlu bir yaşam, sonumuzun daha güzel olması dileğiyle.
Sevgi ve saygılarımla.