Cüzdan mı? Vicdan mı?
Bir sor bakalım kendi gönlüne, ve sonra otur muhasebesini yap, vicdan mı? cüzdan mı önde. Içinden gelen seslenen sessiz sese kulak ver, iradenle bütünlenştir, ve orada dur. Sakın yalpalama, ilk gelen sessiz sesin üzerinde dur diyorum. Çünkü o vicdanının sesidir. Eğer o sese kulak verip ve kendini sorgular sonucun müspet olduğunu hislerin gönlünde onaylar iradenle de onanırsa sen aklandın demektir, Ya da o sesi duyup kulak ardı etmenin yolunu arıyorsan, yani şimdi işimi bozacaksın deyip ikinci sesin seline kapılırsan nefsin dizginleri eline almış demektir. Kırbacını da vicdanına indirirse ipler tamamen nefsin ve onun uyarıcısı şeytanın eline geçmiştir. Artık iraden nefsinin eline düşmüş cüzdan hesapların başlamıştır. Karakaplıyı açıp cüzdanına uyan sözcükler aramaya başlarsın. Nefsini okşayacak ve Allah a inanıyor görünüp nefsinin yolunda dolu dizgin yol kat etmeye başlarsın. Kendi kendine fetva vermeye başlar işine gelmeyen sözlere kulaklarını tıkayarak ara sıra vicdanın bile tahammül sınırlarına dayanamayıp nefsini bloke etse de yine aldırmayıp nefsinin yolunda devam etme arzusunun önüne geçemezsin. Çünkü senin gönlünü mal sarhoşluğu sarmış, gözlerine de at gözlğünü takmış demektir. Bazen bu yolculuk son nefese kadar sürer mah volursun, ya da güçlü bir iradeyle dur artık be, yeter deyip, nefsinin kölesi olmaktan kurtulursun.
Evet değerli dostlar, bu hepimizin sınav verdği faniden ebediyete giden yolculuğun kaçınılmaz serüvenidir.
Ne mutlu ki, nefsini ilah edinmeyip onun ters istikameti olan sırat-ı müstekıym yolunu yol bilip nefsini dizginleyebilenlere. Yazıklar olsun ki, üç paralık geçici bir dünya hayatı için nefsinin esiri olup o yolda ömür tüketenlere.
Allah cümlemizi nefsimizin şirretinden emin kılsın. İredemizin kabimizle bağlantısını kuvvetlendirsin.
Saygı ve hürmetlerimle, kalın sağlıcakla…