Üç top ve Topaç
Çocuk oyuncağı sizinde bildiğiniz gibi, bende severim cambazların ellerinde üç topu çevirmesini, nasıl başarırlar diye de hep hayret ederim. Bu zamanda ise yeni cambazlar türedi, sirklerde yapmıyorlar artık, ellerine ülkenin menfaatlerini değiştirecek üç top alıyorlar döndürüp duruyorlar bizde acaba düşürecekler mi diye onları seyre dalıyoruz. Ve kucağımıza istedikleri topu düşürüveriyorlar. Şimdiki topları da kardeşlik adı altında açılım.
Kardeş olmak isteyenin hiç siz kavga çıkardığını gördünüz mü, önce kavga edelim sonra kardeş olalım. Önce ben gelip senin malına zarar vereyim sonra kardeş olalım, olalım da ama önce benim isteklerim var. Kavga eden sen kardeş olmak isteyen sen ve istekleri olan da sen. Bu ne lahana ne perhiz. Ben ülkemde kardeşçe yaşıyorum ülkemin adı da Türkiye cumhuriyeti bunu inkâr eden varsa burada ne işi var. İsteyen istediği dilde konuşuyor, istediği yerde ibadetini yapıyor, istediğini giyiyor. Açılımı ne diye yapıyoruz. Hepimiz kardeş değimliyiz? 30 Ağustos ta sırt sırta verip biz kazanmadık mı bu zaferleri, bizim dedelerimiz değil mi Erzurum da, Sivas ta kardeşçe aynı sofraya bağdaş kuran.
Topaç oynayanız var mı, bende az oynadım ama biliyorum ki topacı sağdan sararsanız sağa, soldan sararsanız da sola döner. Birileri eskiden döndükleri yeri unutuveriyorlar şimdi tam tersi istikamette dönüyorlar. İstedikleri yönde ipi sarmada ve döndürmede ustalar. Bizde aaaa ne güzel dönüyor diye seyre dalıyoruz. Menfaat dostlar menfaat, bunun adı çıkar, ya da sinekten yağ çıkarma, diğeri de İneği sağma. Sütümüz bol mu bari. Bitmiyor yıllardır sağdığız da yetmedi.
Mustafa Kemal İzmir İktisat Kongresini açarken ne diyor:
Arkadaşlar, Osmanlı Devleti hakikatte ve fiilen mahrum-u istiklal bir hale getirilmiştir. Bir devlet ki, tebasına koyduğu vergiyi ecnebilere koyamaz; bir devlet ki gümrükleri için rüsum muamelesi vesaire tanzimi hakkında men edilir, bir devlet ki, ecnebiler üzerinde hakk-ı kazasını tatbikten mahrumdur, o devlete müstakil denilemez… Hayatını teminden aciz olan devlet müstakil olabilir mi? Osmanlı ülkesi ‘’ecnebilerin müstemlekesi’’nden başka bir şey değildi. Osmanlı halkı, Türk milleti esir vaziyete getirilmişti. Bu netice arz ettiğim gibi, milletin kendi irade ve hâkimiyetine malik bulunmamasından, şunun bunun elinde istimal edilmesinden neş’et etmişti. O halde diyebiliriz ki, milli bir devir yaşamıyorduk.
Atam millet kavramıyla istedikleri gibi oynuyorlar. Topaç misali bizi istedikleri yöne de sarıyorlar. Haykırmalarımız, iniltilerimiz ise tıpkı ülserli bir midede eriyiveren bir sap maydanoz gibi eridi gitti. Seslerimiz ise uzay boşluğunda yankılanıyor, havanda su dövüyoruz. Vücudumuza batan iğneleri ise atacağımıza, yok edeceğimize, acımadı acımadı diye gülerek izliyoruz. Atam dava arkadaşlarını, seninle yeni bir cumhuriyet kurmak isteyen dedelerimizi özlüyoruz.
Sevgiyle kalın, sevgisizlere sevgi verin, sevdalılara eşlik edin. Sevemeyenlerinde bir gün sevgiyi tadacaklarını unutmayın.