Ben Bir Kuşum (2)
En ufak heyecanlarda yüreği çarpan, özgürlüğünü kaybetmekten korkan, bir gün yakalanıp kafese konma endişesi ile o daldan o dala konan.
Gökyüzüne doğru kanat çırptığında özgürlüğün o inanılmaz tadını süzülerek çıkartan... Kuşların ömrü kısa olur ama doyasıya yaşar.
Benim yüreğim artık bir kuş, sevgi bilmez, asla güvenmez...
Bu satırları yazarken, beynime nerden kazıldığını bilmediğim bir hikâye geldi aklıma onu sizle paylaşmak istedim. Sevgi bilmez, güvenmez derken, herkesin yaşamın da ihtiyacı olduğu adacıkları hatırladım, canı sıkıldığında derdi olduğunda koşa koşa gidecek başını omzuna koyacak, beklide ağlayacak. Kusursuz adacıklardan, kişinin kaç adası vardır ki, ben geldim diyip bu benim diye haykıracağı, bir yudum su ile rahatlayacağı bir nefesle kendine geleceği. Kaç tane adanız var sizin, yani dostunuz.
Hikâye buyurun okuyun
Bir deniz bilimcisi, okyanusta araştırma yapmak için bulunuyormuş, gün batımı yaklaşmış, yoğunluğunu teknesinde gün batımını izlerken gideriyormuş. Birden semada birkaç kuş görmüş, şaşırmış denizin ortasında olmaması gereken kuşlar. Dakikalar ilerledikçe çoğalmış kuşlar, gökyüzünü kaplar duruma gelmişler. Hiçbir şey yapmadan bütün kuşlar kendi etraflarında dönüyormuş, büyük bir halka oluşturmuşlar, bir şey arıyorlarmış sanki aradıkça halka içinde dönüp duruyorlarmış
Kuşların bu dönüşü saatlerce sürmüş, kanat çırpacak takatleri kalmamış. Geçen saniyelerde çığlıklarda çoğalmış, bir koro eşliğinde denizi ve gökyüzüne içine alan çığlıklar. Derken bir tanesi kuşlardan, alçalmış tuzlu suya değdi değecek, aniden tekrar gökyüzüne yükselmiş ve kendini hızla okyanusun derinliklerine bırakmış. Kuşun intiharıymış bu, bilinmezlikten kurtulmak ve gücünün sonuna geldiği için çareyi kendini engin sulara bırakmakta bulmuş. Hemen arkasından bir kuş daha hızla kendini bırakmış. Ardından 4 kuş daha. Deniz bilimci şaşkınlıkla kuşların intiharına şahitlik etmiş. Binlerce kuş ilk öncülerini takip ederek kendilerini sulara bırakmış.
Bu olaya şahitlik eden deniz bilimcisi yılar boyu bu olayı araştırmış, sebebini çok merak etmiş neden kuşların orda olduğunu ve sonunda intihar ettiklerini. Sonunda bir kuş bilimcide bulmuş aradığı sorunun cevabını. Kuş bilimci, o bölgenin kuşların göç yolunda olduğunu ve intihar ettikleri yerde eskiden bir adanın bulunduğunu söylemiş. O yıl olan bir depremde ise adanın yok olduğunu eklemiş. Kuşlar göç yollarında bu adada mola verir, yiyeceklerini yer, sularını içer, yollarına devam ederlermiş.
Bizlerinde yok mu, adacıklara ihtiyacımız. Sıkıntılı anımızda koşarak gideceğimiz, orada kendimize gelip yaşam yoluna devam edeceğimiz. Göğsüne yüreğine başımızı koyup ağlayacağımız, soluklanıp derdimize ortak olacak adalara yok mu ihtiyacınız. Ya da kaç tane adaya sahipsiniz, kapısına ben geldim az mola vermem lazım diyeceğiniz kaç adanız var. Çoğaltın adalarınızı.
Bir adacığım olması dileğiyle, bir adacığınız olması ümidiyle. Sevgiyle kalın, sevgisizlere sevgi verin, sevdalılara eşlik edin. Sevemeyenlerinde bir gün sevgiyi tadacaklarını unutmayın.