İlle de Taraklı
Taraklı için yazmaya devam ediyorum; Bu köşe Taraklı‘lı hemşerilerimin köşesi. Bana her konuda mutlaka yazın. Yazmayı ihmal etmeyin. Gönül’den gönül’e bir köprü kura bilirsek ne mutlu bizlere. Duyduk ki KOCAELİ’DE bir dernek kuruluyormuş. Bizleri ziyadesiyle sevindirdi. Bu girişimde bulunanlara şükranlarımı arz ediyorum. Elimizden ne gelirse esirgemeyeceğiz. Ama ben belki oradan uzak olsam da gönlümü her derdinizin derneği yapmaya talibim.
Bu köşe de Taraklı yazılır ve Taraklı için bir şeyler yazılır. Taraklı haricinde, A beldesinde olanlarmış, başka şahısların bir takım siyasi ihtiraslarıymış bu köşede yer almaz. Zaten bu tür büyük yazmak isteyenler varsa bana kalırsa büyük gazetelerde günlük yazsınlar derim ben. Hem fikirlerinden daha çok faydalanma imkânımız olur.
Taraklı ile ilgili yazılacak o kadar çok şey var ki. İşte Sevgili Mustafa ÖZBİLGE son yazısında bunun bir örneğini kendine özgü üslubuyla ortaya koymuş. Teşekkürler Mustafa. Yeryüzünde belki de beldesini hiç bu kadar seven bir insan topluluğu yoktur. Gerek içeride ikamet edenler, gerekse dışarıda olanlar. Bu yüzden değil midir her gittiğimiz yerde Taraklıdan bir kesit yaşarız kendimizce. İsmini anarken bile farklıdır Taraklımız. Dört mevsimi de tabiata çizilmiş bir resimdir. Taraklıyı sevmek, sevmelerden birisidir ama kuşları vs. tüm nebatattan hayvanata kadar çok şeyi sevmekten farklıdır. Bir başka sevdadır bizim sevdamız.
Hani demiş ya üstat;
“Yalnız bu semti sevmek için ömrümüz kısa…
Yazlar yavaşça bitmese, günler kısalmasa…”
Yahya Kemal BEYATLI
İşte o misal, İlle de Taraklı diyorum. Bu gün gezdiğimiz her sokağında, her köşe başında bir tanıdık yüzle karşılaşırız ve her yüzde bizler için bir hatıra vardır. Memleketimizi ne kadar anlatırsak, ne kadar yazarsak o kadar önemlidir. Çünkü yarına çıkmaya senedimiz yok.