Önceden Taraklı’da düğün ve sünnet cemiyetleri ne kadar farklı adetlerle yapılırdı değil mi ? Peki son zamanlarda katıldığımız düğünler eskisi gibi renkli mi?
Kesinlikle yanlış anlaşılmak istemem. Elbette hemşerilerimizin yaptığı düğünü yada sünnet cemiyetini eleştirme manasında bu yazıyı sizlerle paylaşmak niyetinde değilim.
Sizlerle paylaşmak istediğim aslında hiçbirimizin dikkatinden kaçmayan yaşanan gelişmeler.
Eski düğün adetlerimizi burada sıralamaya kalksak üstesinden gelemeyeceğimi mutlaka eksik bir şeyler yazacağımı biliyorum. Fakat yinede bir kaç önemli noktayı dile getirmek istiyorum. Büyüklerimiz çok iyi bilir. Önceden Taraklı ‘nın düğünleri gibi düğünlerde yemeklerde çok şatafatlı olurdu. Hatta her mahallenin birkaç tane ünlü aşçı teyzesi vardı. Bu teyzelerden en az 10-15 gün önceden randevu alınırdı. Daha sonra onların vereceği yemek malzemeleri listesi çok önceden hazırlanırdı. Mahalle de komşular geceden başlayıp sabaha kadar pirinç ayıklayıp et didelerdi. Ya Allah Bismillah düğün yemeği hazırlıklarına başlanırdı
Düğün yemeğinde menüde neler olmazdı ki. Ertesi gün öğleye kadar kazanlardan burcu burcu şehriye çorbası tabi üzeri naneli ardından etli nohut (Nohutlu et değil),pirinç pilavları yanında hoşaf veya ayran keşkek irmik helvası olurdu. Eğer düğün sahibinin ekonomisi düzgün ise çalgılı düğünde yaprak sarma dolma, turşu, köfte ve kızartma patates akşamdan ikram edilirdi. Eğlencede yapılırdı tabi.
Eğlencede dedim de aklıma geldi davul zurna keman vs. saz ekibi unutmayalım Necati Usta’yı Mehmet Çamdibi’ni Yüksel Uzun’u. Onlardan da randevu alınırdı elbette günler öncesinde. Hem çalınır hem oynanırdı hep birlikte…Hey gidi günler hey.
Ertesi gün gelin almada gelin kız evinden bindikten sonra doğru damat evine müjdeye. Yok öyle yağma, kolay mı eve gelin getirmek. Adettidamadın marşa basan arkadaşlarına tavuk vermek.
"Güvey koyma" falan dediğim gibi uzun hikaye.Çıkamayız işin içinden.
Lakin diyeceğim bu düğünlerin modası da mı geçti ne !!! Yoksa ekonomi mi ?
Artık başka usül düğünler damgasını vurmaya başladı Taraklı’da da.
Hani desek ki artık Taraklı’da düğünlerde modernleşti. Modernleşme değildir bu.Hijyen desek !!! Sanmam.
İzzettin iyi hatırlıyorum. Ramis Rıfatların, aşağı çarşının arkasında ki depo diye kullandıkları yerde bir düğün esnasında gelin mendil atmıştı sen kapmıştın.
Ahi Naci İşsever
2.11.2009 / 12:08:30
Eski düğünlerin de buharlaşıp "gün görme ve günü sindirmede" hissettiğimiz çeşni ve "tad tuz" değişikliği, bence doğaldır. Senin de bu, eskiyi yâdeden yakınımında, usuldan da olsa, kocama alâmetlerine büründüğünün emâresi okunuyor. Ma'lum, beldemizde ne himettir bilinmez, bir çeşit "erken kocama" merakı yaygındır.Ancak bu senin için daha çok erken. Henüz -maşallah- "daha" dıngır dıngırsın.Selâmetle. Ahi Naci
özcan küçükkçınar
4.11.2009 / 12:10:17
Sevgili izzettin senin dediğin düğünler milletin ekonomisi iyiyken olurdu .Şimdi millet geçim derdinde etli nohut değil nohutlu et olması normal kal sağlıcakla
İzzettin KÖMÜRCÜ
5.11.2009 / 08:16:11
Mesele Ekonomi olduğunu zannetmiyorum.Çünkü artık düğün ve sünnet cemiyetlerimizde köpük tabaklarda self servis diyoruz ya o şekilde pilav üzeri döner ve tulumba tatlısı falan ikram ediliyor ya bu günün şartlarında bu dahada masraflı...Sonra düğün yapan insan eğer şatafatlı düğün yapmayı kafasına koyduysa bunu yapar.Artık bankalar düğün için bile kredi veriyor..:))) :))Özcan Abim iyi bilir .EskidenTaraklı'da sinama yeri olarak bildiğimiz mazimizde çok anıları olan bu yerde nişan ve kına gecelerinde bayanlar "TEF" ile oynardı.SinamA yeri tıklım tıklım olurdu...Ya şimdi kına geceleri veya sünnet cemiyet eğlencesi nasıl? !!!!
özcan küçükkçınar
5.11.2009 / 17:22:56
Şimdi oldu kültürden bahsedersen sorun yok. Tabiki orjinallik kayboldu.Eskiden kınalarda yaleli kızlar vardı kulakları çınlasın tezel fatma ablamın tek müzisyen oydu.Şimdiki eğlenme kültürüde değişdi izzettin kendine iyi bak
ismail
6.11.2009 / 23:20:20
Özcan bey Yanılmıyorsam Ufuk Şen'in bir yazısında olacaktı Sadiye teyzenin düğün salonu başlıklı bir yazısı vardı o yazıyıda bu yazıyla birlikte okunması güzel olur
unal ozc...
14.11.2009 / 09:03:38
ben pek katılamasam da, düğün adetleri ile ilgili yazını ilgiyle okudum. önümüzdeki günlerde devam bölümlerini yazarsın umarım. bir konuya takıldım. etli nohut , bence eti az nohutu fazla demek, nohutlu ette ise et fazla nohut az olmalı... Münir özkul bir filminde bu espriyi yapar. esir düşmüştür, yemekte taşlı mercimek yahut nohut vardır. birisi düzeltir taşlı mercimek değil, mercimekli taş diye... çünkü taş miktarı mercimekten fazladır.
MEHMET ŞENTÜRK
16.11.2009 / 12:23:38
Sayın üstad aslında çok önemli bir konuya değinmişsin.DÜGÜNLER bir milleti başka milletten ayıran en önemli farklardan biridir.Hatta bir toplumu diğer toplumdan da ayırır.Değişmeler ilk olarak moda ve teknoloji alanında görülür.En son ise kültürde olur bu bizim kültürümüzü de kaybettigimiz anlamına geliyor.MALESEF KÜLTÜRDE DE AVRUPALI OLDUK.BİZİ BİZ YAPAN DEGERLERİMİZİ AĞIR AĞIR KAYBEDİYORUZ