Veda Zamanı
Ali ASİLHAN
Yayın:
Güncelleme:
Çok değerli okuyucularım, uzun zamandır Ülkemizin sorunları ile ilgili görüş ve düşüncelerimi sizlerle paylaştım. Sizler de kendi görüşlerinizi, yorumlarınız ile dile getirip birbirimize karşılıklı katkı da bulunduk. Artı- eksi yorumlarınızla beni bazen frenlediniz, bazen yeni ufuklar açtınız. Her şeye rağmen Tatlı beraberliklerimiz olduğuna inanıyorum.
Köşem den sizlere veda etmeden önce birkaç hususu sizlerle paylaşmak isterim. Birincisi, yazılarımı kendi taassupları, dünya görüşleri, bilgi kapasiteleri, ego duyguları vs. her ne sebeple olursa olsun, düşünce ve inançlarını edeple ifade edecek cesareti gösterip, görüş, düşünce ve tenkitlerini, lehime ve aleyhime, haklı haksız yazanları tebrik ediyor ve kutluyorum.
Ancak, iktidar ve ikbal korkusundan susan, sesiz kalan kesime sitemlerimi iletmek istiyorum. Bilsinler ki, Milletler İstiklallerini ve istikballerini kan ve can ile alırlar ve korurlar. Eğer toplumun büyük bir çoğunluğu haksızlık karşısın da susar hale gelmiş, zalime, zulme boyun eğip ”hak kuvvetin” felsefesine inanmış ise o fertler ve millet ölmüş demektir. Onları Hz. Ömer’in şu sözünü hatırlatırım ”Bir millet ki emir’ine yaptığı haksızlığı yüzüne haykırmıyorsa, o millet ölmüştür. Bir emir ki konuşan halkını dinlemeyip susturuyorsa o emir de ölmüştür.” O zaman iki ölüden bir diri olmaz elbet!
Yazdığım tüm yazılar da, vatanın, milletin bütünlüğünün korunmasın da ki hassasiyetlerden başka bir niyeti asla taşımadım. Her şeyden önemlisi inanıp, iman etmediğim hiçbir konu işlenmemiş, yazı yazılmamıştır. Kişi, kurum veya kuruluşların tüzel kişiliği hedef alınmamış, güdülen politikalar, söz ve icraatların isabetsizliği, ülkeye vereceği zararlar milli hassasiyetlerle, tahlil ve tenkit edilmiştir. Ancak, bir büyüğün dediği gibi “insanların gönlüne göre konuştuk sıddık dediler, kirli çamaşırlarını ortaya döktük zındık” dediler. Ama bendeniz ”niyetler amelden üstündür” düsturu ile niyet, amel ve samimiyetimi ALLAH’A havale ettim. Bu nedenledir ki gönlümden geçenleri, gönül sahiplerine ulaştırmak için! Köşemin adı “Gönülden Gönüle” konmuş, olmuştur.
Nitekim yazılarımın başlangıcından beri memleketin gidişatının iyi olmadığını bu icraatlarla bizi iyi günlerin beklemediğini ısrarla beyan ettim. Maalesef o günlerin bir kısmı geldi, ama daha kötü günlerin geride olduğu endişesini taşımaktayım. Çünkü AB süreci ısrarla devam ettirilmekte, GB vasıtasıyla sömürü artarak devam etmektedir. AB uğruna çıkartılan tüm yasalar küresel sömürüyü artırıcı, milli bütünlüğümüzü parçalayıcı hüviyet taşımaktadır. Bu süreç devam ettiği sürece, vatan, millet bütünlüğümüz, egemenliğimiz hazmettire, hazmettire gidecek, terör azacak, yeni hedeflere varacak, işsizlik artacak, köylü yoksulluğa mahkûm olacak, esnafın her türlüsü bir bir kapanacak, tüm fabrikalar,bankalar küresel sermayenin olacak, insanımız köleleşecek, İstiklal savaşı öncesi bir düşünürümüzün “Bize canlarımızla camilerimiz kalmıştı.” sözü korkarım tekerrür edecektir.
Netice olarak, gidişatın bu olduğunu siyasi taasupla, kişisel çıkarları yüzünden, bilgisizlik, ilgisizlik veya cesaretsizlik nedeniyle görmeyen, göremeyenler ile görüp, bilip de susanlar, karşı çıkma mücadele ve cesareti gösteremeyenler aynı niyete hizmet ettiklerinden aynı kaderi paylaşacaktır.
Bendeniz,“ Vatanı olmayanın kıblesi olmaz” düsturu ile, vatan, millet sevgisine dayalı, vicdanı görevimi hiçbir ikbal ve istikbal kaygısı taşımadan “hak bildiğimi, hak hatırı için” yazdığım yazılarıma, bir süre ara vermek mecburiyeti doğdu. Çok uzun olmayan bir zaman da tekrar sizlerle beraber olmayı ümit etmekle birlik de “gidip de gelmemek, gelip de bulmamak” olduğuna göre hepinizden helallik diliyor ve Taraklı Ajans ailesine ve tüm okuyucularıma saygı ve sevgilerimle veda ediyorum.
#