Cümlecikler
***
İzbe bir yer, üstelik karanlık; neyi var neyi yok hepsini bir kenarda bırakmış... Yorgun bir çay saati sonrası işte yeniden terleten ikindi güneşi; üstelik temmuz, kuzey batıdan batan dev yıldız. Bir umut parçacığı küçük çocuğun masum gözlerinde. Evet, yaşamak belki bu ölürken bile...
***
Saksının içindeki çiçek, yalnızlığını düşüyordu, ama bir damla suya muhtaçtı.
***
Evrenin Efendisi!.. Herkes efendi olmak istiyor, yoksa kölelik olur muydu? Evrenin kaç tane efendisi var, kim? İnsan o kadar da efendi değil, bildiğin bir yaratık, Hepsinden değil, "Birçok" canlıdan üstün bir yaratık. İki gram düşünebilme yeteneğine sahiplik, ne de çabuk dev aynalarından yansıyıveriyor... Kim öğretmiş bu "İnsanın Efendiliğini"? Efendi Efendi Oturup, üzerine düşen vazifeyi yapıp, haddini bilerek yolunda yürümek gerek. Hoş görüyü ve saygıyı bile olduğundan farklı yerlere koyup, sonra marjinalimsi düşünceler ortaya koyduğunu sanarak, "Gök küre altında hiç bir söz yoktur ki söylenmemiş olsun" temel ilkesini bile ayaklar altına çiğnerken "Sözü en GÜZEL şekilde söylemeye çalışmak" unsuruna sıra getiremeyen yozlaşık toplumlar olduk çıktık... Dünya'yı ne kadar hakediyoruz ki, öbür taraftaki yerimizi şimdiden ayırmış kabul ediyoruz. Otobüslerin bile en ön kötuklarının tekerüstü olduğunun farkına varamıyoruz. Ne kadar aciziz ve acınasıyız... O kadar da büyük değiliz yani anlayacağınız. Ezikliğimizden geliyor dehşetimiz.
***
Denizler kendini temizlerken, dalgalarına isyan demek aptallıktır
***
Kârdan zarar ediyor saatler her vuruşunda. Sırayla senaryolaşıyoruz. Yağmur damlaları gökyüzünden baş aşağı düşüyorlar. 6:05 treni az önce hareket etti. Elindeki şemsiyeyle koşan parçalı kişilik otobüse yetişiyor. Oysaki dünyanın diğer yarısı en uzun günü yaşamak üzere, daralan zamanların içinde boğularak.
***
Tamamlıyorum kendimi; yanımda eksik kalmışlıkları büyütüyorum içimde. Bazen su veriyorum bir bardak, bencerenin önündeki adını bilmediğim çiçeğe. Ben tamamlanamıyorum, bir yerde bir eksik var, bir boşluk... Yağmur tanelerinde bir anlam gizli, farkındayım. Yaratan'dan ötürü seviyorum yaratılanı, gözümü oyan kargalara ra...ğmen. Ben eski ben olamıyorum, eksik yanımı özledim.
***
Zihnimdeki prangalar olsa gerek; elimi kolumu bağlayıp ayaklarımı yere çakan. Şehrin ışıkları ne kadar da güzel. Gündüz de böyle olsa keşke. Tüm sıcaklığını yutmuş ekranlar sohbetlerin. Kiminle evlensek acaba? Kürsüdeki adam, ne dediğini bilmiyor. Biraz spor yapmak herkese iyi gelir sanırım.
***
Ey bir yudum su! Tahammülüm sabrımla savaşıyor.
***
Perdenin ardındaki gök yüzü yere düşmek üzere sanki. Önce güneş kaçtı, sonra bulutlar.. Karanlık da gelmedi, yıldızlar ve Ay da henüz..
***
İnsan yaşamak için yerken, tüm çabalarını yemek için harcıyor. Yemek için yaşarken de, yaşamak için yemek zorunda kalıyor. Ama hiçbir şeyin farkında değil. Demir, baca ve dumandan yapılmış sistemin dişeri arasında can çekişiyor.
***
#