Tren Kazası Değil Kadro Kazası
Erol AFŞAR
Yayın:
Güncelleme:
Türk Ulaşım-Sen Şube Başkanı Cihad Koray ile Bilecik'te yaşanan tren kazasını değerlendirdik.Anlattıkları ilginç ve oldukça düşündürücü,
"Kamu Kuruluşları kendilerine has özellik arz eden kurumlardır.
Siyasi yöntemler ve tercihlerle belirlenmiş isimler bu kuruluşları iyi bir şekilde yönetemezler. Siyasetin Kamu kuruluşlarına müdahil olduğu bu güne kadar hep böyle olmuştur. Ancak en kötü yönetildiği dönem AK Parti iktidarı dönemidir.
Bilgi, tecrübe ve İş deneyimine sahip insanlar "bizden değil" mantığı ile görevlerinden uzaklaştırışmış yerlerine kendilerine biat edecek kişiler getirilmiştir.
Bir çok kurum yönetim işleri vekaleten ataması yapılmış kişilerce götürülmektedir.
TCDD'de bu şekilde kötü yönetilen kurumlar arasında yer almaktadır.
TCDD Tarihinin en büyük tren kazalarının bu dönemde olması ne talihsizlik nede rastlantı ile açıklanabilecek basitlikte olaylardır.
TCDD Tıpkı Silahlı kuvvetlerde olduğu gibi her işin ve görevin nasıl yapılacağı yazılı talimatlar ile en ayrıntısına kadar belirlenmiştir.
Ancak son yıllarda gerek personel azlığından, gerekse idarecilerin bilgi ve deneyimsizliklerinden kaynaklanan yönetim zafiyetlerinden dolayı tıkanan işlerin önünü açmak için personele sözlü talimatlar verilerek onların risk almasına neden olunmaktadır. Bilecik, Vezirhan istasyonunda meydana gelen son tren kazasının esas nedeni TCDD'nin açıklamalarında olduğu gibi ne sinyalizisyon hatası nede kırmızı ışık ihlalidir.
Esas neden Sarmaşık ve Bayırköy istasyonları arasında hızlı tren yolunun viyadükünün ayaklarının tren yoluna yakın geçmesi nedeniyle mevcut yolun 5 metre yanına yapılan 500 metre uzunluğunda ki geçici tali yola Kataner hattının (Elektrik telleri) döşenmemesidir.
O Yola topu, topu 10 direk dikilmiş olsa bu kaza olmazdı.
Yine çok önemli bir olay kaza günü makinisttin kullandığı 22 000 diye tabir edilen Dizel lokomotifi kullanma brovösünün olmamasıdır.
TCDD de 9 Tip lokomotif vardır.
Makinistlere her tip lokomotif için ayrı, ayrı eğitim verilir ve bu eğitim sonunda sınava girilir ancak başarılı olanlara brovöleri verilir.
Kazanın meydana gelmesinde görüldüğü gibi yine en önemli etken idareci zafiyeti ve verilen sözlü talimatlara göre aktarma ve manevraların yapılmasıdır.
Kazanın oluşumunda ki diğer hususlar ise sadece detaydır.
Sonuç itibari ile bir daha böyle kazaların olmaması hususunda TCDD yönetiminin atacağı ilk adım "bizdendir" anlayışını bir kenara bırakmasıdır.
Yönetmeliklere de aykırı olan vekalet usulü ile görevlendirmelere son vererek bilgili personeli ilgili yerlere getirmeli yazılı talimatları gerekirse güncelleştirerek sözlü ve keyfi talimatlarla işleri yaptırmaktan vazgeçmelidir.
Bu kaza sonrası makinistlerin günlük çalışma saatlerinin 8 saate indirilmesi olumlu bir karardır. Ancak ücret sistemi gereği bu sefer bir maddi kayıp söz konusu olacaktır.
TCDD yönetimi buna bir çözüm bulmalıdır."
Koray'ın tespitleri önemli ve doğru…
Bu hükümet, bu kadrolaşma inadını sürdürdükçe sadece trenlerin değil, bu ülkenin de duvara toslayacağı günler çok uzak değil maalesef.
Biz, bu hükümetin, bu kadrolaşma anlayışı ile nereye varacağını özellikle Başbakan'ın balyozla kurtarılma operasyonunun ardından yazmıştık.
Hadi bizi geç, ülkeyi de…
Hiç değilse kendini düşün, hiç değilse korumalarını seçerken daha çok özen göster, bırak hısım akrabayı, partiliyi-purtuluyu, kadrolaşmayı, işinin ehli insanlarla çalış…
Belki bu sayede devlet yönetmek ile babadan miras çiftlik yönetme arasında farkı anlar ve inşallah emaneti ehline vermenin önemini kavrarsın, demiştik.
Tabi ki haddimize mi düşmüş Hz. Ömer kıssalarıyla oy toplayıp iktidara gelenlere, mukaddes dinimizin adaletle yönetme ve emaneti ehline verme konusundaki hükümlerini…
Ama öyle, ne yapalım?
#