Mutlu Olan Buldunuz mu?
Bağıranlara, sesi yükseğe en çok çıkanlara bakarsak, dört çarpı dört yaşıyoruz. Hatta sekiz çarpıya çıkaracaklar lakin bizler istemediğimiz için yapamıyorlar. Refağı, mutluluğu kim istemez, sen yeterki anlatmasını bil, sen yeterki idris kisvesine bürünmüş iblis olmaktan vazgeç….
Dört nala koşuyoruzda nereye at sürüyoruz belli değil, uçurum çıkarsa karşınıza, ben hiç şaşırmayın derim. Yolun sonu gözükmüyor, aşikar bağırıyor, bu yol uçuruma gider dikat diye. Hadi yoldan anlamıyoruzda, göğe yükselen toz bulutlarınıda mı görmüyoruz, ne zannediyoruz, güzellik, mutluluk olan yerden toz kalkarmı, kavga varsa, anlaşmazlık varsa, herşey birbirine girer. Siz siz olun tozlu havadan korkun. Tozdan geriye kalan verim olmaz, yıkım olur.
Kendinize iş edinin, sorun çevrenizdeki yediden yetmişe herkeze, ben mutluyum diye el kaldıracak kaç kişi var. İşine seve seve giden, okuluna koşdururken sevinçten düşen, evinde mutlu borçsuz dertsin uyanan, ödemem var diye evden düşünmeden çıkan. Sorun sorun herkeze sorun…..evde yemek yaparken ocağa ne koysam diye düşünmeyen, emekli maaşımı aldığımda dağıtıktan sonra, kaç para bana kalacak diye dertlere düşmeyen kaç kişi var…devam edin sormaya.
Eşgiya dünyaya hükümdar olmak isteyenlere sorarsanız, onların size anlatacak bir masalı vardır. Siz gerçekçi olanlara sormaya devam edin. İş yerinde amirine boyun eğmeyen, bukalemun gibi renkten renge girmeyen kaç kişi var, yada ben buyum diye bağıra bilen biri var mı. Değin bakalım o insanların gönlüne ne çıkacak. Umut ve hayeller den başka göreceğiniz bir şey de yok. Siz sormaya devam ediyorsunuz değilmi, bulabildinizmi ben mutluyum diye el kaldıran……
Mutlu olanların biz neden mutlu olduklarını biliyoruz, sadece şunu yazmak onlara yeter sanırım. “Tanıklığı gizlemeyin! Onu gizleyen, kalbi günaha batmış / kendi kalbine kötülük etmiş biridir. Allah yapmakta olduklarınızı çok iyi bilmektedir. “ ( Bakara, 283)
Gün gelecek evrenin şanlı yollarında, göründükleri gibi yürüyenler çıkacak. Yanık yanık Türkiyem diye seslenenlerin, peşi sıra yürüme zamanımız gelecek. İçinizde ki fırtanayı her daim dur desenizde, bir gün şelaler gibi kudururcasına akmasını sağlayacak zamanın, gonk sesini duyacaksınız.
Sizler sormaya devam ettiğinizde ne gördünüz, tarladan eve döndüğünde, eli boş olanların anlattıklarını dinlediniz değilmi…sabahın köründe iş yerinin kapısında bildiği tüm dualarla, besmele çekerek iş yerine girenlerin şikayetlerine kulak verdiniz mi. Ya onların evinde ki hane halkına bakmaya akıl ettinizmi, babamız bugün mutlu gelecek diye akşamın karanlığında camda bekleyen çocukları, pencereye yanaklarını dayamış şekilde gördünüz mü.
Mutlu olanlar kaç kişisiniz bilmiyorum, mutluluğunuz için kimlerin yastıklarını gözyaşlarıyla oyaladığını bilin artık. Ve unutmayın, her şeyi siz bilmiyorsunuz, kendini eleştirmeyenin eleştireceği bir şeyi olmayacağını aklınızdan çıkarmayın.
#