Contingency Planning
Aşağıdaki alıntı Ali Nail Kubalı'nın Contingency Planning adlı yazısından alınmıştır;
Contingency Planning…
Bu deyimle ABD'de danışmanlık yaptığım yıllarda tanıştım.
Kansas eyaletinin küçük Wichita kentinde bir kuruluşun yönetim kuruluna sunum yapıyorum. Afrika kökenli bir Amerikalı, toplantıdan sonra (İngilizcenizde biraz aksan var, nerelisiniz) diye soruyor.
Türk olduğumu duyunca çok güzel bir Türkçe ile konuşmaya başlıyor.
Bu sefer şaşırma sırası bende. Küçük bir Amerikan kasabasında Türkçe konuşan bir zenci! Türkçeyi nerede öğrendiğini soruyorum. Kendisinin silahlı kuvvetlerden emekli bir yarbay olduğunu, ABD Kara Kuvvetlerinin California'da bir ordu dil okulu bulunduğunu, orada dünyanın hemen bütün dillerinin öğretildiğini anlatıyor.
Soruyorum: Neden Türkçe? Gülüyor, "Benim ödev kentim, İstanbul!
Nasıl yani?
"Ben, Amerikan Silahlı Kuvvetleri İstanbul'a girdiğinde, Türk sivil savunma ekiplerinin yolumuzu şaşıralım diye değiştirip karıştıracakları sokak isimlerini yerli yerlerine takmakla görevliyim. Emekli olmama rağmen her yıl tatilimi İstanbul'da geçiririm. Bunun için ordudan ücret alırım! İstanbul'u en küçük ara sokaklarına kadar bilirim."
Adam bütün bunları gülümseyerek anlatıyor, benim ise kanım donuyor!
Yirmili yaşlardayım. Ağzımdan, ‘Ama biz sizin müttefikiniziz! NATO üyesiyiz,' sözleri dökülüyor. Amerikalının cevabı; "Contingency Planning!"
Amerikalı Yarbay'ın ağzından öğreniyorum ki ABD silahlı kuvvetlerinin her türlü ihtimale göre böyle yüzlerce planları vardır. Bunlar hazırlanır, yarın uygulanacakmış gibi çalışılır ve öylece bekletilirmiş.
Bunların aslında ‘çok gizli' planlar olduğunu, detaylarını kendisinin de bilemeyeceğini anlatıyor. ‘Ama bunlar uygulanacak demek değildir. Sadece uygulamak gereken bir durum olursa hazırlıklı olmak içindir.
Ayrıca sırf ‘vak'a metodu' ile eğitim egzersizleri yapmak için, içine hatalar yerleştirilmiş planlar da vardır' diye vurguluyor.
Şimdi size soruyorum;
Bir gün Amerikalı savcılar Pentagon denilen ABD Genel Kurmay Binasının Kozmik odalarını arayacak olsalar, ABD'nin en yakın müttefiklerini işgal planlarını bulsalar, ya da bir ABD Başkanının kafasını üşütüp ülkeyi Nükleer savaşa sokmak gibi bir delilik yapmasını engellemek için hazırlanmış bir askeri plan bulsalardı (General A.Haig'in Nixon'un son döneminde Beyaz Saray'da görevlendirilmesini anımsayalım) acaba Amerikan Medyası da, ‘Vay Generaller müttefik bir ülkeyi işgal etmek için, ya da Hükümeti devirmek için planlar yapmışlar!' diye ülkeyi ayağa kaldırırlar mıydı?
Her olasılık için hazırlanan böyle yüzlerce plan, yazıda kaldığı, Amerikan birlikleri fiilen kışlalarından çıkıp uygulamaya kalkmadıkları sürece "teşebbüs" sayılmazlar, suç da teşkil etmezler.
Bundan dolayı değil midir ki bunları hazırlayan ABD'li generaller ellerini kollarını sallaya sallaya dolaşıyorlar?
Acaba ‘Contingency Planning' denilen bu konuyu iyi bir öğrensek, ihtilal korkumuzu biraz kontrol altına alabilir miyiz? Ben sadece merak ediyorum"
Ve Rıfat Serdaroğlu'nun bu plana yorumu;
Bu olay Kubalı'nın başından yaklaşık 40 yıl önce geçti. Emperyalist devletlerin bu geçen kırk yıl süresince bu tür eylemleri çok geliştirdiği mi doğrudur, yoksa bu tür planlardan vazgeçtiği mi doğrudur?
Örnek vermek gerekirse, ABD on binlerce kilometre öteden, sadece Başkan istedi diye veya Irak'taki yaşayanların demokrasi eksikliklerini tamamlamak için mi yüz binlerce askeri ile geldi ve Irak'ı işgal etti?
Neden, Irak'taki Saddam'ın Cumhuriyet alayları ve komutanları hiç direnmeden teslim oldular?
Bunda, yapılan plan ve stratejik hazırlıkların hiç mi katkısı yok?
Elbette var. Irak'ın birdenbire çökmesinin en etkin sebebi, kendini savunacak planları olmayışı idi. Saddam, kendisine darbe yapılacak korkusuyla, kendi subaylarını devamlı aşağılar, hapse attırırdı. Moral olarak zayıflayan Irak Ordusu, davul zurna ile gelen, üstelik B planını uygulayan ABD Askeri karşısında ışığa tutulan tavşan gibi oldu.
Dünyadaki tüm semavi dinlerin indiği bu topraklar, enerji deposu bu bölge, insanlarını besleyecek kadar mümbit topraklar, dünya su savaşlarına giderken, bölgeye yetecek kadar su, yer altı ve yer üstü zenginlikleri ile donanmış bu topraklar. Bu topraklar için Emperyalist devletlerin plan yapmaları ve bunları geliştirmeleri sizce normal değil mi?
Bir milyona yakın kaçak İranlının yaşadığı, AKP Hükümetinin vize takıntısı yüzünden, Ortadoğu'nun uzman teröristlerinin akın ettiği güzel ülkemizde, olası bir savaşta veya kalkışmada vatanı savunmak için kim veya hangi kurum planlar yapacak?
#