Geri

Düello Tarzı Siyaset

47 lik parti kapatılırmı...?
Tevfik KAYMAZ Tevfik KAYMAZ
Yayın: Güncelleme:

47 lik parti kapatılırmı...? Parti kapatmak demokratiktir yada değildir meselesinden önce incelememiz gereken konular var...

Her şeyden önce Ülkemiz demokrasinin durumu bir düelloya benzer hale geldi. Bu koşullar altında demokrasi kültürünün asıl sahibi ve geliştiricisi olan ilerici , demokrat , aydın insanlar parti kapatma olayına nasıl bakmalıdır?

 Düello karşındaki insanın da eline kendindeki silahın aynısını vererek yapılan erdemli ve centilmence ama bir o kadarda ölümcül bir şeydir. Gerçek düelloda prensipler çok nettir. Prensiplere uymayan kurnazlıklarla galip gelen sonuçta düelloyu kazanmış sayılmaz ve onursuzlukların en büyüğü ile birlikte yaşamaya mahkum olur yada kurallara uymadan hasmını öldürdü ise oracıkta ölümle cezalandırılır veyahutta intihar etmesi beklenir.

 Kemalist devrimi travma yaratmıştır diyerek niteleyen çok bilmiş AKP li beyefendilere karşı Kemalizmin ne kadar demokratik olduğunu çok kısa bu konu içinde de belletelim.

Evet kemalist devrimin devamında Atatürk ‘ ün sağlığında çok partili sisteme geçiş eğilimleri başlamış birkaç deneme yapılmıştı. Genç Türk devleti kuzeydeki tek parti idaresine dayanan Bolşevik yapılanmadan farkını daha o günlerde ortaya koymuştu.

Ancak Atatürk döneminde de her farklı parti denemesinde kurulan her partiye , Önce halife ve saltanat taraftarları arkasından , cumhuriyet düşmanları , değişik bölgelerde o dönem İngilizlerin kışkırttığı kürt ayrılıkçıları sızmış partiyi amacından uzaklaştırmıştır. Nedense o dönemden bu güne bu Cumhuriyet karşıtları , hilafet ve saltanat ı savunanların yaptığı her işe böyle sızmalar olmuş ve gayrı millileşmişlerdir.

Bu gün artık açıkça bölücü ihanet partisi de kurabiliyorlar. Daha fazla demoratikleştik. Atamızın ölümünden kısa zaman sonraki süreçtede yine ilginçtir İsmet İnönü dönmeminde , onun onayıyıla , çok partili rejim hayata geçirilmiştir.

Ülkemizde çok partili demokrasi düello tarzında ilerliyor demiştik. Bu kendi karşıtını , kendinden farklı olanı tümden dışlayıp ezmek yok etmek yerine onunda eline kendi elindeki imkanların (aslında silah değil kazma kürek ama iş düelloya dönüşünce silahların ) aynısını vererek hizmet yarışına yada bugünkü görüntüsüyle düelloya davet etmek gibi de ele alınabilir.

 Bu gerçekte son derece demokratik centilmence, erdemli ama bu günden bakınca bir okadar da ölümcül sonuçlara varan iyi niyetli demokratik bir tavır belirlemedir.

Peki şimdi şu güne kadar, çok partili siyasetin başlangıcından bu güne bir irdeleme yaptığımızda Atatürk ün partisinin dışında farklı bir parti kurma ihtiyacına inanarak hareket edenlerin bu mücadele bu “düello” içindeki duruşlarına bir bakalım.

Çok partili yaşama geçildiğinden beri iki ana siyasal kol mevcut ülkemizde. Bunlardan biri sonradan çok partili yaşama geçişle Kemalist devrimin sürdürücüsü olma misyonu taşıyan kurumlarca “izin verilen” yasal örgütlenmesine seçimlere katılmasıyla devlet erk ine dahil olan siyasal anlayıştır. Bu anlayış o gün bu gündür hem yoksul , hem mazlum halkımızın dini inançlarını savunan sözde biricik "masum" güç hemde aslında basbayağı gerçekte iktidardır. Hemde 50 yılı aşkındır.

Bu günün AKP si ile tarihin DP si , AP si , ANAP ı arasında çok ciddi farklılar yoktur sadece genel konjönktüre göre aktörlerde ve repliklerde küçük değişiklikler olmuştur.

Ek olarak AKP nin daha fazlaca yaptığı şey düellonun kuralalarını tümden değiştirmek hatta bu benzetmemizle Türkiye ye dair tanımlamaya çalıştığımız düello benzeri demokratik zeminide hepten ortadan kaldırıp kontrolü tamamen ele geçirme PARTİ DEVLET kurma girişimidir.

“Parti devlet” sistemine bu kez Kemalizm i kaldırarak “ılımlı İslam” ideolojisine dayalı olarak “Parti devleti “ biçimine geri dönmek. Yani Cumhuriyetin ilk yıllarındaki Altı ok un yerine AKP nin Ampülünü , ( Lambasını ) geçirmek.

Kendinden olmayanları yok etme eğilimi bunu açıkça ortaya koyuyor. Yani amaçları Atatürk Türkiyesinde tam bir karşı devrimi ilan etmektir. Ve bunu ülkenin sınırlarının değişmesi pahasına ""açılımlar"" peydahlayarak ısrarla yapıyorlar.

Maalesef ülkemizde siyaset hep Düello yapılır gibi yapılmış karşıtını , senden olmayanı yok etme anlayışı temel bir hareket tarzı olmuştur. Maalesef vaktiyle dikta bir siyaset tarzını değil de eksiğiyle fazlasıyla bir tür demokrasiyi seçen erdemli anlayışın bu lütfu görmezden gelinmekte hem hırsız hemde arsızlık , hem suçlu , hem güçlülük yapılmaktadır. Gerçekte birden çok Parti kurma hakkını kimse söke söke alacak , tabandan gelen , dayatan bir demokrasi mücadelesi falan vermemiştir ve bu yönde bir halk hareketi oluşmamıştır.

Böyle çok partili sistem talepleri olsa dahi bunların üstesinden gelip kolayca tek parti sistemini sürdürebilecek bir kuvvet kalkıp çok partili demokratik rejimi ilan etmiştir.

Dönem içinde bir yığın etnik bölgesel isyanlar olmasına rağmen, bu isyanlar dönemi bir şekilde bastırılıp kapatılmışken , gerçekte çok partili rejim talebi ile yola çıkmış bir tek halk hareketi yoktur. Sadece meclis içerisinden ,Mebus Subayların , Mebus gruplarının bu yönde çalışmaları ,talepleri olmuştur.

Yani tıpkı bir çok şey gibi Demokrasimiz de bu şekilde halk ‘ın haklı mücadelesi üzerine gelişmiş bir demokrasi değildir. Tepeden inme şekilde inşa edilmiştir. Bu tepeden inme çok partili yaşam ardından tepeden inme ABD patentli kapitalist yapılanmayı da getirmiştir.

Bizim kapitalizmimiz de yukarıdan enjekte ile oluşmuştur. Ülkenin kendi iç dinamikleri ile birikmiş bir sermaye ile oluşmamıştır. Dolayısıyla nasıl çarpık bir demokrasimiz varsa bu gün o şekilde de çarpık bir kapitalizmimiz var.

Evet çok partili sisteme geçiş Kemalist devrimin sürdürücüsü misyonuna sahip devlet adamlarının kendilerinden farklı olanlara kendilerini ifade etmeleri için bir "lütufdur." Çünkü o dönem buna izin vermeyecek güç ellerindedir. Çünkü demokrasi kendi karşıtınında yaşamasına varolmasına tahammül edebilmek eşit ve dürüst şartlar altında birlikte uzun bir maraton koşmak , hizmet yarışı yapmak olarak algılanmalı.

Bizimki gibi demokrasisi ,çarpık ve az gelişmiş ülkelerde maalesef siyaset öldüresiye düello gibi yapılıyor. Düello ölümcül sonuçları olmasına rağmen katı prensipleri ve kendine has bir etiği olan bir olaydır. Bizde maalesef güç iktidar hırsı bu ahlaki özü dahi ortadan kaldırmış durumda. Ülkemiz demokrasisine benzettiğimiz bu ölümcül olayda maalesef bu etiklerin dışına çoktan çıkılmıştır. Hemde AKP den de önceden. Çok önceden “din elden gidiyor” yaygaralarının başlamasına kadar dayanan bir süreçtir bu. (Halen din elden gitmemiştir. İnançlı insanlar buna zaten izin vermez. Sadece bunun üzerinden siyaset yapmak sahtekarlıktır. Bir ahlaki yozlaşma var ise bunu 50 yıldan fazladır iktidarda olan zihniyete sormak gerektir. )

 Bu etiklere ahlaka göre mücadele etmeyen anlayışlarla karşı karşıyayız. Ülkemizde çok partili sistemle ortaya konan çok partili düello tarzı da olsa siyaset in ana etiği Laiklik tir. Laikliğe uymayan gerçekte başından düello etiğini çiğnemiş hile yapmış olur. Demokratik laik rejim ; Ulusun dini duygularıyla oynamadan tarikatlar,cemaatler ve çeteler birliği , platformları kurmadan centilmence bir Ulusa hizmet yarışı yapmaktır.

Ortada centilmence bir ulusa hizmet yarışı değilde karşıtını öldürmesine bir iktidar savaşı varsa , Hatta ve hatta bu denli ölümcül bir iktidar savaşı da Düello etiğine dahi uyulmadan hıyanet içerisinde yapılıyorsa ,

halk önce iyice yoksullaştırılıp sonrada oyları , kömürle , gıda paketleriyle satın alınıyorsa ,

siyaset bu işin baş etiği olarak kullanılmaması gereken silah olan Dini duygular kullanılarak yapılıyorsa ,

Diğer bir cenahta yine demokrasi etiği ne karşı olarak Irk, dil , din , bölge farklılıkları gözetilerek bölücü siyaset yapılıyorsa artık ortada ne güzel bir demokratik yarış nede adam gibi bir düello zemini yoktur. Karmaşa içinde bir meydan savaşı vardır.

 Bu durumda Demokrasi kendi kafasına silahı dayamıştır , yada tüm düellocular silahlarını demokrasiye çevirmiştir anlamına gelir.

Bu durumda biri çıkıp düello oynayan çocukların ellerindeki silahları alıp "durun bakalım orada" dememelimi sizce?..

Ülkemizin yakın tarihinde bu “durun bakalım” olayı birkaç kez son derece acılı bir şekilde yaşandı. Yine demokrasi alanının bırakın düelloyu bir meydan muharebesininde ötesinde bir şeye dönüştüğü dönemler oldu. Kalkıp buna ordu müdahale etti. Toplumumuzu ve demokrasimizi derinden sarsan olaylar , acılar yaşadık.

Gerçekte bu düello tarzı siysal ortama ,dur diyecek olan güç çağdaş demokratik adaletin ta kendisidir.

 Adalet geçtiğimiz dönem araya girip bir şey yaptı. Çok partilerden Birine “ Bak bu düellonun laiklik diye bir kuralı var sen onlara uymama eğilimindesin” deyip birilerine uyarı yaptı hatta yanında bazı cezai uygulamalarda ekledi ama kapatmadı.

Çok fazla partilerden Birilerine “ Sen bölücülük yapıyor , terör örgütünü övüyorsun.” dedi komple kapattı. Daha o kapanmadan aynı kişiler başka yeni bir partiye gittiler.

 Şimdi aradan biraz zaman geçti ve ; Birileri kalkıp kendilerinden olmayan muhalif olan herkesi kanı bozuk , sütü bozuk ilan etti.

 Bir başkası “eskiden onlar bizi fişliyordu , şimdi biz onları fişliyoruz” dedi.

Yani gerçek yüzleri , ne yaptıkları ve ne yapmak istedikleri gizlendikleri maskenin arkasından tamamen ortaya çıktı aslında.

Zaten birileri de söylemişti zamanında ““demokrasi bizim için bir araçtır. Biz demokrasi falan istemiyoruz”” diye…

Adaletin bu gidişata ne? diyeceği , Ve ne? karar vermesi gerektiği gibi konularda biz hukuka saygılı insanlar olarak fazlaca değinmeyelim. Çünkü bu konularda biz konuşursak yargının işlerine müdahale etme girişiminden hapsi boylama şansımız çok yüksek.

Çünkü o işlere Taraftarları bavullar dolusu çamaşırla , Saklayıp samanı geince zamanı , her yeni şafak da ,sabahları erkenden vakitlice değiniyorlar. ( Sahi bu yığınla belgeleyi , bilgileri kim ve neden veriyor bunlara sizce? İnternet üzerinden yapılan ordunun mühimmat yüklü aracı hakkında ihbarlar neden?? dönüp dolaşıp Amerika çıkışlı oluyor olabilir? )

Yargı nın Adaletin işlerine bulaşmak onların işi. Böyle durumlarda artık bizler dileklerimizi bile alçak sesle ifade edip sadece dua edeceğiz.

Bu arada onlar da yargıyla , orduyla uğraşmaktan dini , imanı , dua etmeyi bıraktı sanırım artık. Bu durumda dua işlerine biz Kemalistler bakıyoruz.

Yani kısaca yargıya , adalete saygılı olacağız. Adaleti tanrıdan bekleyeceğiz.......

 Ama bu gidişe dur Denilmezse; artık silahlar çekilmiş , hıyanetçinin mermisi namludan çıkmış hedefi bulmuş , hain galip gelmiş namlusunun ucundaki dumanı bir kovboy edasıyla üflüyor demektir.

Bu düelloda birileri hile ile öldürülürken , izleyenlerde hıyanetçinin kurnazlığına şahitlik etmiş “izleyiciler” olarak “sıranın kendilerine gelmesini bekleyecekler.” demektir.

 Tanrı sorunlarımızı adalet ile çözmemize yardımcı olsun. Hiçbir sorunumuzu zor yoluyla , can yakarak çözmesin. 

 

#

Yorumunuzu Ekleyin

Adı-Soyad
E-Posta
Yorum
İşlemin Sonucu
  • Yorumlar T.C. Yasalarına aykırı olamaz.
  • Hakaret içeren yorumlar, yayınlanmasa bile yasal mercilere iletilebilir
  • KVKK Kapsamında, bilgileriniz, yasal merciler hariç kimseyle paylaşılmaz.
  • Formda doldurduğunuz bilgiler ve IP adresiniz sisteme kaydedilir.
  • Yorumunuz onaylanıp yayınlandığında, sadece yorum, isim ve yorum tarih saati gösterilir.

GENEL BİLGİLER

Taraklı

Taraklı

Taraklı Nerede, Taraklı'nın tarihi ve coğrafi özellikleri
Taraklı Otobüs Saatleri

Taraklı Otobüs Saatleri

Ağustos 2023 Güncel Taraklı - Sakarya Otobüs Kalkış Saatleri, Taraklı Otobüs Saatler 2021, Taraklı Otobüs Tarifesi, Taraklı Sakarya ilk otobüs ne zaman? Taraklı - Sakarya Son Otobüs Ne zaman? Sakarya Taraklı İlk Otobüs Ne Zaman, Sakarya Taraklı Otobüs Saatleri, Taraklı Koop Otobüs Saatleri
Taraklı'da Gezilecek Yerler

Taraklı'da Gezilecek Yerler

Taraklı'ya geldiğinizde gezilecek yerler neresidir? Taraklı'nın en popüler gezilecek yerleri yazımızda.
Taraklı Termal Turizmi

Taraklı Termal Turizmi

Taraklı'da termal turizmi, Türkiye'deki belli başlı noktalardan biri haline gelmiştir.