Kızım
Kızım
Alacakaranlıktan çıkmak için güneşi beklemenin zamanı değil, uykusuz geceleri sabaha bağlamakla mücadelenin sırası ise geçti artık. Yağmur kokusunu duyuyorsak, şimdi ıslanma zamanı, şimdi sevme zamanı, şu an işte canım kızıma sarılma anı. Hoş geldin kızım deme anını bekleme dakikaları.
Minicik ellerin, ufacık dudakların, kapkara gözlerin, çıtkırıldım bedenin ama canımdan çok sevdiğim kızım. Canım, fırtınalarla hayatıma giren, azgın okyanusları bir gülüşüyle sakinleştiren, yaşama bakma kaynağım, yağmurun kokusunu özümleme güdüm, badem gözlüm canım kızım.
Sen geleceksin kızım, sen yarınları huzur içinde yaşamak, güzellikler düşlemem için yaşama bakan yüzümsün. Senin elinde şekillenecek hayat, senin fikirlerinle gerçek bulacak zaman. Seninle bulacak rotalarını, okyanusta kaybolanlar. Görevin çok kızım, vazifen büyük, sırtına vurulan SELE de sorun çok. Denizler köpürmeye başladı, dur diyecek, formül üretecek bilgimiz yok, gelecekten beklentimiz de yok. Başaramadık demek zor olsa da, boynumuz yere baksa da, gerçeği bu, biz başaramadık kızım.
Kirlettik, yok ettik, üretmedik tükettik, sormadık sorgulamadık. Yarının yanı başımızda olduğunu göremedik. Kızım, geleceğe bakan yüzüm. Verilen emanetleri koruyamadık biz, bize verilenin üzerine koyamadık, eksilttik harcadık. Tek umudumuz ise sizsiniz, rüzgârların gücüne aldandık, sürüklendik, umudumuz kiraz ağacını bulmaktı ama kupkuru dallarla karşılaştık. Bir lokmamız vardı onu da Karga misali gak deyin dediler, aldı Tilkiler.
Uyuduk, uyutulduk, tatlı ninnilerin hülyalarına daldık, ömrümüzü başkaların kurduğu hayallerle bitirdik. Lakin bahçemize üç ağaç dikmeyi unutmadık. Birincisi evimizin girişinde ve çıkışında ki zeytin ağaçları. Her daim onları göresin de barışı unutmayasın diye. Her yerde, her zaman barıştan yana davranasın diye. Ama bahçenin tam ortasına de Ceviz ağacını diktik. Savaşın ise her zaman kapında olduğunu bilesin diye, savaş baltalarını hatırlatsın diye. Gerektiğinde Ceviz sandukandan, savaş elbiseni giyesin diye. Kapı girişinde ki Nar ağacı ise, sadakat, hayırseverlik ve bereketi aklından hiç çıkarmayasın diye canım kızım.
Kızım; canım, vatan sevdasını değişmedik bir şeye, bayrağımızın kırmızısıyla gurur duyduk. Hatamız ise herkese güvenmekti, herkesle ahbaplık etmekti. Sen; herkesle dostluk kur, kızsan da konuş, Babanın düşmanıyla bile sohbet et. Ama sakın unutma Ülkene, Bayrağına, Atatürk’üne dil uzatanlarla asla ahbaplık yapma. Canım kızım, kara gözlüm, kırlardaki bembeyaz papatyadan yüreği daha temiz kızım, işiniz zor, yolununuz açık olsun, önderiniz Atatürk’üm olsun.