Bitsin artık bu acılar
Sezai MATUR
Dün babalar günüydü.
Cumartesi sabaha karşı Hakkari'de şehit edilen Mutlu Saydam'ın baba ocağında ise evlat acısı yanıyordu.
Sabah televizyonda saldırı haberini izlerken içimden bir ses "Bu kez Sakarya'dan da bir şehit var" dedi.
Şehitlerin tümü evladımız, kardeşimiz…
Ancak yakınınızda olunca acıyı daha bir fazla hissediyorsunuz.
O içimden gelen ses yanılmamış…
Şehrimiz Yukarı Kirazca'danmış…
Ateş hemen içimize düşmüş.
Mutlu Saydam…
Babası anlattı.
57 gün kalmış terhis olmasına…
2-3 günde bir ailesiyle telefonda konuşurmuş…
Gelecek planlarını anlatırmış…
Biz gittiğimizde babası acı haberi yeni almıştı.
Evinin önünde, bir yanında Belediye Başkanı, bir yanında Merkez Komutanı oturuyorlardı…
Komşuları, akrabaları, acı haberi duyan koşarak geliyordu.
Konuşmaya mecali kalmamıştı.
Ama dimdik ayaktaydı.
Başsağlığına gelenlere ayağa kalkıyor, taziye dileklerini kabul ediyordu…
Dün 11 al bayrağa sarılı vatan evladı dört bir yanına dağıldı.
Memleketin dört bir yanında 11 acılı baba, babalar gününde evladını toprağa verdi…
Biz yine yüksek perdeden alışık olduğumuz nutuklar dinledik.
Evlatlarının acısı anaların, babaların yüreklerini dağlarken o söylenenlerin hiçbir anlamı yok…
Bu millet artık bu terör belasından kurtulmak istiyor.
Bu millet evlatlarının anlamsız bir savaşta kurban vermek istemiyor.
Bunun için de artık nutuk dinlemek yerine icraata geçmek gerektiğini düşünüyor.
İktidar- muhalefet, asker-sivil artık sen ben kavgasını bırakıp bu kavganın, bu savaşın son bulması için el birliğiyle çareler arasın.
Neyse bu acının çaresi o mutlaka bulunsun…
Bitsin artık bu acılar.
…
Uşak'tan selam getirdik
Geçen hafta bir günübirlik bir Uşak gezisi gerçekleştirdik.
Uşak Valisi hemşerimiz Özdemir Çakacak'ı ziyaret etmekti amacımız.
Murat Uygun, Sultan Toç, Yusuf Günay ve Rıza Günay birlikte sabah 08'de yola çıktık…
Murat Uygun ve ben Çakacak'ı Van Valiliği sonrasında tanıdık.
Ama ikimiz de kendimize çok yakın hissettiğimiz ve de değer verdiğimiz bir hemşerimiz olarak görüyoruz.
Sultan Toç, Çakacak'la çocukluk arkadaşı.
Yusuf ve Rıza, Yataş Bölge Bayi Uşak kökenli, ancak Sakarya'nın yakından tanıdığı Günay ailesinden.
Rıza ralliciliğinin verdiği tecrübe, belki de biraz da memleket özlemiyle bizi kısa sürede Uşak'a ulaştırdı.
12'de Valilik'teydik…
Yusuf ve Rıza kendilerini ev sahibi gibi görseler de biz de hiç yabancılık çekmedik.
Çakacak bize görsel destekli sunumuyla kısa sürede Uşak'ı tanıttı…
Uşak İç Batı Anadolu'da şirin bir ilimiz…
350 bin nüfusu var.
2004'te uygulamaya konan teşvikle birlikte ekonomisi biraz sanayiye dayalı olarak gelişmiş…
Vali Çakacak 1 milyona yaklaşan nüfusuyla Van gibi büyük bir ilden Uşak'a gelince hiç boş durmamış.
İlin farklı ve artı yönlerini bulup çıkarmış.
Dünyanın en büyük ikinci kanyonu olarak nitelenen Uluğbey kanyonunu turizme kazandırmak için çalışma başlatmış.
Bir bölümünü birlikte gezdiğimiz 73 kilometre uzunluğundaki kanyonun bir bölümünde ise altın madeni var.
Türkiye'nin en büyüğü olduğu belirtilen altın madeninde ilçeden 600 kişi çalışıyor.
Vali Çakacak 2 organize sanayi bölgesinde faaliyet gösteren sanayicilerle yakın temas halinde.
Sık sık OSB'leri ziyaret ediyor, sanayicileri yeni yatırımlar için teşvik etmeye çalışıyor.
Kahve Molası adı altında ayda bir halka açık toplantılar düzenliyorlar.
Uşak Valiliği, Uşak Belediyesi ve Uşak Üniversitesinin ortaklaşa düzenlediği ve moderatörlüğünü Uşak Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İskender Pala'nın yaptığı Kahve Molaları'nda kentin yöneticileri belirlenen konu üzerinde halkın önünde sohbet ediyorlar.
Çiğ ve taze nohut
Uşak merkezi çok şirin bir kent görünümünde.
Caddeleri derli toplu.
Bizim Çark Caddesi ve Atatürk Bulvarı karışımı bir caddesi var.
İsmet İnönü Caddesi.
Akşam üzeri birlikte bu caddeyi turladık.
İnsanlar ellerinde taze nohut bitkisi.
Koparıp nohut yiyor.
Bana tadı çok hoş gelmese de ilk kez gördüğüm bu durum çok ilginç geldi.
Vali Çakacak'ın esnaftan ve vatandaştan gördüğü ilgi bizi onurlandırdı.
Tarihi bir hanın restorasyonuyla otele dönüştürülen Gedikoğlu Otel'de akşam çayımızı hoş bir atmosferde yudumladık.
12'de geldiğimiz Uşak'tan yaklaşık 7 saat sonra hoş duygularla ayrılırken Vali Özdemir Çakacak Sakarya'ya selamlarını gönderdi.
Biz de birkaç gün gecikmeyle de olsa sizlere iletiyoruz.
…
6 bin yıllık yerleşim merkezi
Uşak çok eski uygarlıklara ev sahipliği yapmış bir kent.
Yerleşimin Milattan Önce 4 bin yıllara kadar gittiği tahmin ediliyor.
Yapılan kazılarla ortaya çıkan eserlerin sergilendiği Arkeoloji Müzesi'ni gezdik.
Paranın ilk kullanıldığı bölgeymiş Uşak.
Karun Hazinesi adıyla sergilenen eserler muhteşem.
M.Ö. 560-546 yılları arasında ülkesini yöneten Karun isimli kralın dönemine ait hazine, bir dönem ABD'ye kaçırılmış ve mahkeme kararıyla geri getirilmiş. 450 parçadan oluşan Karun Hazinesi'nde, altın, gümüş, bronz ve mermerden yapılmış eserler bulunuyor.
Bir bölümü daha sonra çalınsa da eserler büyük titizlikle korunuyor.
Vali Çakacak müzeyi çok daha büyük bir alanı olan bir başka binaya taşımak için çalışma başlatmış.
Kısa sürede müze yeni yerinde olacak.
Uşak'ın Kurtuluş Savaşı'nda da ayrı bir yeri var.
Büyük Taarruz sonrası dağılan Yunan Ordusu'nun karargah olarak kullanıldığı binayı daha sonrası Başkomutan Mustafa Kemal de kullanmış.
Yunan Başkomutan Trikopis'in kılıcını Atatürk'e teslim ettiği ev bir müzeye dönüştürülmüş.
İki müzeyi de gezerken Vali Çakacak'ın ilin bugünüyle ve geleceğiyle olduğu kadar geçmişiyle de çok ilgili olduğunu gördük.
