Sakarya o araziyi kaptırmasın
Tarım Bakanlığı Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü'ne bağlı Sakarya Tarım İşletmesi ihaleyle kiraya veriliyor.
İhale ilanını okuyunca kafam karıştı.
Aynı ihale ilanda başka işletmelerin yıllık muhammen kira bedelleri arasındaki uçuk fark bu işte bir bit yeniği olduğunu düşünmeme neden oldu.
Araştırdım.
Sakarya Tarım İşletmesi'nin tam 3 bin 755 dekarlık arazisi var.
Bu arazinin 705 dekarında fındık dikili.
Bir yıllık fındık rekoltesi ise 70 ton civarında.
Bugün tüccarda fındık 4 buçuk liradan alıcı buluyor.
Muhtemelen yeni ürünün fiyatı 5 liranın üzerinde olacak.
Yani sadece orada üretilen fındığın değeri sadece 350 bin lira…
İşletmede şu anda 365 büyükbaş damızlık hayvan var.
650 dönümü sulanan arazinin geri kalanında yem bitkisi üretimi yapılıyor.
Bunların değerini varın siz hesaplayın.
Şimdi böylesine değerli bir arazi için 200 bin lira muhammen bedelle kiralama ihalesine çıkılıyor.
Çanakkale Kumkale İşletmesi'nin 6 bin 123 dekarlık arazisi var.
Bu işletme ise 1 milyon 250 bin yıllık muhammen kira bedeliyle ilana çıkılıyor.
Aradaki farka bakın.
3 bin 755 dekarlık arazi için yıllık 200 bin lira kira, 6 bin dönüm için tam 6 katı kira bedeli.
İşletme ilanıyla ilgili birlikte ortada değişik iddialarda dolaşmaya başladı.
Bu iddialardan biri, bir hayli inandırıcı.
İktidar partisinde sözü geçen, daha önce de Sakarya'da önemli bir tarım arazisini yok pahasına kiralayan bir siyasetçi Sakarya Tarım İşletmesi'ni de yok pahasına kapatmaya çalışıyor.
O dönem kendisine yardımcı olan bürokratlar yine devrede.
Bu nedenle de o arazinin muhammen bedeli düşük tutuldu.
Ben Sakarya kamuoyuna buradan açık çağrıda bulunuyorum;
Gelin bu araziyi kaptırmayalım.
Birileri bir yerlerden gelip, bizim zenginliklerimize konmasın.
Biz kendi zenginliğimize sahip çıkalım.
…
Azerbaycan'da 5 gün
Azerbeycan Matbuat Bayramı nedeniyle Türkiye Gazeteciler Federasyonu'nun heyeti olarak bu ülkedeydik.
5 günlük bu gezi nedeniyle kısa bir süre sizlerden ayrı kaldım.
Kardeş ülke Azerbaycan'da büyük bir dostlukla ve ilgiyle karşılandık.
Bu güzel ülkeyi kısa süreli de olsa tanıma imkanı bulduk.
Geziyle ilgili izlenimlerimi yazıyorum.
Sanırım 2 günlük bir yazı dizisi olacak.
Birkaç gün içinde sizlerle paylaşacağım.
İlginizi çekeceğini umuyorum.
Kalp cerrahı
Dünyanın en ünlü kalp cerrahının arabası bozulmuş. Arabasını tamire götürmüş. Tamirci arabanın kaputunu açmış ve kalp cerrahına dönerek:
- "Size birşey soracağım neredeyse ben ve siz aynı işleri yapıyoruz. Mesela ben şimdi itina ile kaputu açacağım bir bakışta problemin nerde olduğunu anlayacağım, kapakçıkları temizleyeceğim, gerekirse kabloları, motor yağını değiştireceğim, hatta çok gerekli ise motoru çıkarıp yerine yenisini takacağım. Söylesenize nasıl oluyor da siz binlerce dolar kazanıyorsunuz ama ben meteliğe kurşun atıyorum?"
Bunun üzerine cerrah tamircinin kulağına eğilmiş ve şöyle demiş:
- "Bunların hepsini motor çalışıyorken yapmayı denesenize!"
İnternetten
….
SEDAŞ'tan şikayet bitmiyor
Neredeyse her gün SEDAŞ'la ilgili yeni bir olumsuzluk önümüzde kendini gösteriyor.
Dün yine bir mektup geldi.
SEDAŞ yönetimi 90 güvenlikçinin işine son verme kararı almış..
Gerekçe güvenlikçilerin bin TL'ye yaklaşan maaşlarıymış.
Yerlerine 750 TL maaşla yeni güvenlikçiler alacakmış.
Bu kararı veren kamudan SEDAŞ'a geçip, 15-20 bin lira alan yöneticiler.
Çek patronları biraz daha zengin olsun diye, Ramazan öncesi 90 genç kapının önüne konacak, işsizler orduna 90 yeni isim daha katılacak.
90 ailenin umutları kararacak.
SEDAŞ'ı özelleştirenler acaba akşam yattıklarında rahat uyuyabilecekler mi?