Suvace
Bu nedir dediğinizi duyar gibiyim, suvace bir bakraç taşıyıcısı, bakraç’a ise köylerde su kovası denir. Genç kızlar su almaya gittiklerinde suvace’lerini yanlarına alır onlara su kovalarını takarlar. Bir uzun sopa diyelim, önünde ve arkasında bir çentik, su kovaları sallanmasın diye sapları oraya yerleşsin diye, düzdür aslında suvace ama kullandıkça yarım ay şeklini alır omzunuzda. Yıllar düz sopayı eğdiriyor. Güler gibisiniz biz nelere eğilmiyoruz ki. Haklısınız. Konu bu değil.
Köyün genç kızlarının buluşma mekânıdır su. Akşam vakti herkes suvace sini alır, su kuyusuna gider. Bakraçlar doldurulacaktır. Ve düşler anlatılacaktır. O gün ne hayaller kurulduysa bir bir anlatılır. Yaşama dair, geleceğe dair hayaller, pembe panjurlu ev hikâyeleri ile biter sohbet. Ruh bedenden ayrılır o bile düşlerin esiri olur, o kadar tatlıdır ki planlar, yaşayan tüm canlıların içinde olası gelir.
Hadi dalın, gençliğinize gidin ne planlar yapardınız. Kaçta kaçı gerçekleşti, kimler sevdiceğine kavuştu. Kimler o ilk gülümsemeyi ilk bakışı unutmadı. Kimler yarını tam onikiden vurdu. Hanginiz yüreğinizde patlayan havayi fişekleri yerine ulaştırdı. Bizim suvacelerini alan genç kızlar yıllar sonra buluşurlar.
Buluşurlar ve geçmişten konuşurlar, sonra mı? İşte burada başlar hüzün. Yıllar hayalleri yıkmış, gerçeklerle yüzleşme vaktini getirmiştir. Sizce kaçımız bu yüzleşmeden mutlu şekilde ayrılır.
Zamanın genç kızları Anne olmuştur, bir Bayram günü buluşurlar yine, gençlikteki gibi su kuyusuna hızlı adımlarla yürümezler daha yavaştır adımları, hayattan bir mola ister gibidir. Anlatacak pembe hayaller yerine yaşamın zorlukları ve göğüs gerecekleri yeni sorunlar ilk düşüncedir.
Mırıldanmaya başladınız gençlik şarkılarını; ama boş verin onlar sizi hüzün’e götürür, aynı trenin aynı vagonunu paylaşmıyorsunuz artık. Gemilerin ise farklı rotaları var. Tabi ki çok güzel olurdu, aynı güzergâh da yürümek. İmkân var mı peki. Hayır, 17 yaş çok yıllar önceydi.
Bizim zamanın genç kızları bu günün anneleri, omuzlarında suvace’leriyle, su kuyusuna varmışlardır. Hepsi bakar birbirine, karşılarındakilerin hayalleri gelir akıllarına, kendi pembe düşlerini unutarak. Sende mi başaramadın derler, benim gibi sende mi başaramadın. Şimdidin Anneside, büyük sineklerin delip geçtiği kirli örümcek ağına, küçük sinekler gibi takılmıştır.
Aklıma gelen bir söz; Taş da yumurtanın üstüne düşse, yumurtada taşın üstüne düşse olan yine yumurtaya olur. Yaşınız 17 de olsa 70’te. Yaşadığınız yer Bodrum’da olsa Pamukova’da. Eviniz kulübe de olsa Sarayda. Gençlikte düşlediklerinizi gerçekleştirme şansınız yoktur. Başaran var mıdır derseniz; ben görmedim. Lakin güzeldir 17 yaş olmak, hayal kurmak, bilinmezliği düşlemek, sonsuzluğa fora yelken demek.
Suvace’leriniz, kapı eşiğinde bekliyor. Hava kararmadan koşun Su kuyusuna. Diğer genç kızlar çıkalı epey oldu. Hayaller kuruldu bile. Yavuklularınızda karşı tepede sizin yolunuzu gözlüyor. Bol şanslar.
#