Yalandan Kim Ölmüş!
Milli Eğitim Bakanlığı döneminde, KPSS'den sadece 43 puan alan bir yakınını, Van'da bir liseye öğretmen olarak atadığı iddiasıyla köşeye sıkıştırılan, AKP'nin en dürüst, en doğru, en Allah'tan korkan, en demokratik, en insan haklarına saygılı ve en çok konuşan eski bakanı Hüseyin Çelik, günler sonra nihayet suskunluğunu bozup, hakkındaki iddialara cevap verdi.
Diyor ki;
"657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4-B maddesine göre görevlendirilecek sözleşmeli personelin KPSS puanına göre görevlendirilmesinin 28 Haziran 2007 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmasının ardından, sözleşmeli öğretmen görevlendirilmesinin ilk defa 22 Ağustos 2007'de yapıldı.
Esasların yayınlandığı 28 Haziran 2007 tarihinden önce görevlendirilecek sözleşmeli öğretmenler ile ilgili esaslar bakan onayı ile belirlenmekteydi.
Bahsi geçen esasların yayınlandığı 28 Haziran 2007 tarihinde önceki 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4-C maddesi kapsamındaki öğreticilerin 4-B 'ye geçirilmesi, yargı kararı doğrultusunda görevlendirilmesi gerekenler bir takım sebeplerle zamanında müracaat edemeyenler ve müracaat ettikleri halde belgesi eksik olanların yaptığı başvurular değerlendirilmiş, bakanlığımızın öğretmen ihtiyacı da gözetilerek bakan onayıyla görevlendirilmeleri gerçekleştirilmiştir.
Haberde ismi geçen Yahya Erdoğanlı'nın görevlendirilmesi de bakanlığım dönemde bu kapsamda, söz konusu esasların yayınlandığı tarihten önce 9 Nisan 2007 tarihinde gerçekleştirilmiştir.
Açıklandığı üzere Yahya Erdoğanlı için özel bir işlem yapılmayıp, yapılan iş bakanlığın o tarihteki genel uygulamasıdır.
Daha önce defalarca gündeme getirilen, bu sefer yine sayın sendika başkanı tarafından zikredilen Beytullah Yağız'ın durumunun da tamamen aynı olduğu defalarca kamuoyu ile paylaşılmıştır.
MEB iş ve işlemlerini Anayasa, yasa, tüzük ve yönetmelikler çerçevesinde yürütmektedir. Tüm bakanlık sürem boyunca hiçbir meşruiyet dışı işlem ve eyleme müsamaha edilmemiştir. Özellikle sendika başkanının konu ile ilgili olarak yaptığı açıklama gerçek dışıdır. Bir eğitimcinin konunun aslını bilmeden böyle ithamlarda bulunması, itham sahibi açısından talihsizliktir."
Hüseyin Çelik, uzun süren sessizliğin ardından onca düşünme ve kurgulama şansına çok iyi kullanacak ve bizim Genel Başkanı çok kötü uf edecek diye beklerken, okuyanında, yazanında, işin içinde olanının da, tekniğini bileninin de hiçbir şey anlamadığı böyle garip, ilgisiz bir savunma ile karşılaşmak doğrusu beni oldukça şaşırttı.
Hani, o kadar ıkındın sıkındın, düşündün de çıka çıka bu mu çıktı ey Hüseyin Çelik, dedirtti bana resmen.
Neyse, bu da muhataplarının cevabı;
Eski Milli Eğitim Bakanı atamayı, kendi ifadesi ile görevlendirmeyi kendisinin yaptığını söyleyerek, Türk Eğitim Genel Başkan İsmail Koncuk'u haklı çıkarmıştır. Ancak, Çelik her zamanki gibi yalan beyanda bulunmuş ve Nisan 2007 tarihinde sözleşmeli öğretmen atamasının hiçbir kurala bağlı olmadığını ve görevlendirme yapma yetkisinin kendisinde olduğunu söyleyerek kamuoyunu bir kere daha aldatmaya çalışmıştır.
Sayın Çelik açıklamasında, Burhan Kayatürk'ün abisi olmadığını, dolayısıyla damadı da olamayacağını açıklamıştır. Ancak, Hüseyin Çelik, Hacı Naif Kayatürk'ün kim olduğundan bahsetmemiştir. Söz konusu kişi Burhan KAYATÜRK'ün amcasıdır ve sözleşmeli öğretmen olarak görevlendirilen Yahya Erdoğanlı'nın kayınbabasıdır.
Hangi şekilde olursa olsun görevlendirilen Yahya Erdoğanlı ile Burhan Kayatürk arasında akrabalık ilişkisi vardır.
Yine Yahya Erdoğanlı ile aynı tür görevlendirme olan Beytullah Yağız adlı öğretmenin 57 puan ile Van iline sözleşmeli Matematik öğretmen olarak atanmasının şaibeli olduğu Türk Eğitim-Sen tarafından açıklandığında da Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Meclis Genel Kurulunda yaptığı konuşmada olayı şöyle örtbas etmeye çalışmıştı;
"Şimdi, bakın Van'da bir öğretmenin atamasını gazeteler de yazdı. Arkadaşlar, eskiden 4/B'yle atama KPSS'ye tabi değildi. KPSS'ye tabi değilken atanan bir öğretmeni yazdılar.
Efendim, usulsüzlük var dediler. Ben de bütün milletin huzurunda ilan ediyorum, yaptığımız… Bütün, bakın sözleşmeli öğretmenler de dâhil olmak üzere ama 2007'de bu 4/B'nin de KPSS kapsamına alınmasından sonra… Eğer, 75 puana sahip olan kişi atanmamış da 74 puana sahip kişi atanmışsa bütün millet adına benim yakama yapışabilirsiniz. Yok böyle bir şey. Bütün samimiyetimle bunu yüksek sesle iddia ediyorum, bu kadar güvenerek söylüyorum."
Hüseyin Çelik doğruları söylemiyor, söyleyemiyor, kıvırıyor.
MEB'in bu duruma ait iki genelge bulunmakta ve ikisi de Hüseyin Çelik'in yalan söylediğini ispatlamaktadır.
Velhasıl Hüseyin Çelik çırpındıkça batıyor, batması bir yana burnu ha bire uzuyor.
Sevenleri ve dibinden ayrılmayanları bugünlerde biraz dikkat etsinler ki bir taraflarına değmesin…