Mutluyum
Eğerler dünyası bir girdap gibidir, bir hortum, bir kara deliktir. İnsan bir an dengesini yitirirse içine yuvarlanmaması olanaksızdır. Fakat ceylan gözlerinde ki mutluluğun her daim kalmasını istediğiniz kızlarınız varsa, size baktıklarında inandığı yoldan bir gün dahi ayrılmadı, kendince bildiklerini söyledi demelerini istiyorsanız ve vatanınız için hayırlısı neyse onu yaptıysanız, hiç üzülmeyin benim gibi mutlu olun.
Neden insanlar hürriyetlerini bir lidere, güce, otoriteye teslim edip, özgürlük ve egemenliklerinden kurtulmak isterler? Tüm kişilerin görüşlerine saygı duyuyorum çünkü biz bu vatan topraklarının evlatlarıyız. Ve biliyoruz; İnsanın oturduğu toprakların altında ölüleri yoksa o adam o toprağın insanı değildir.
Hürriyet olan bir memlekette yaygara çok, ıstırap az, baskı altında bir memlekette ise yakınma az, keder çoktur.(Carnot) yolunuzu bu sözün taşlarıyla oluşturun, her adımınıza ise cevabını bulmaya çalışın ve Victor Huga’nun sözleriyle cevaplayın. “Aşk uğruna hayatımı verebilirim, hürriyet uğruna ise aşkımı feda edebilirim.” Ve insanın düşüncelerini anlatma hürriyeti olmadığın da, sadece onda değil o toplumda hürriyet yok demektir.
Üzülürüz hüzün verici budanmamış gülleri, solmuş zambak tomurcuklarını gördüğümüzde. Ve aklımıza gelir eylül ayında tarlanın ortasında yalnız büyüyen bir enginar gördüğümüzde. Düşüncelerine saygımı duysak yoksa söküp atsak mı deriz. Ne mutlu bana, dünde hayırdı, bugünde hayır. O enginar koca tarlada tek başına büyümek istiyorsa karar onun.
Ama ben bir otoritenin istediği kararı verip, ona engelleyen bir kurumun yok olmasına, kalbimin gömüldüğü sularda tek bir kabarcık bile kalmayana kadar hayır diyeceğim. Koca bir kamyonun küçük bir çocuğun bisikletini çiğneyip geçmesi gibi hayallerimizin, özgürlüğümüzün çiğnenmesine hayır diyeceğim.
Yirmidört kilo dana etinin içine iki kilo domuz eti karıştırılıp yemem istenen yemeği yemediğim için mutluyum. Müslüman doğduğum için, ailemin bu inançla beni büyüttüğü için, beş vakit Yaradan’ıma yakardığım için mutluyum. Allah’ım hiçbir zaman beni doğruluktan, dürüstlükten ayırmasın.
Felsefede bir söz vardır “Geneli anlamazsan, her adımda başka bir ayrıntıya takılırsın”. Ve kendi karanlığını tanımayan insan da, kendini tanımıyordur. Tanımak için kendi kuyunuza bakmanız gerekiyor, içinizin karanlık kuyusuna. Neye göre karar verdiniz, hangi çıkarınız vardı, size getirisi ne oldu. Ne kazandınız, ne kaybettiniz biliyor musunuz? Bunlara bir cevabınız varsa ne mutlu size, lakin yoksa bir cevabınız oda bir o kadar üzücü.
Ve büyük önderimizin bir sözü buyurun okuyun.
HALKINI CEHALETE VE SEFALETE TESLİM EDEN YÖNETİCİLER YOK OLMAYA, CEHALET VE SEFALETE SÜRÜKLEYEN YÖNETİCİLERİ SEÇEN HALK İSE, KÖLE OLMAYA MAHKÛMDUR. Mustafa Kemal Atatürk
Tüm güzel günler okur dostlarla olsun, saygılarımla.
#