Karamsar bir yazı...
Sebze sahte, meyve sahte, et sahte, süt sahte.
Rakı sahte, para sahte…
Dostluklar sahte, arkadaşlıklar sahte, gülücükler sahte…
Herşey sahte…
***
Yüzüne güler, arkandan konuşur.
Arkadaşımsın der, kuyunu kazar.
Nerede o eski arkadaşlıklar, dostluklar?
İnsan sevdiği için fedakarlık yapar, karşılık beklemez.
Arkadaşına “haydi gidiyoruz” dediğinde, nereye? derse, ondan arkadaş olmaz.
Gerçek arkadaş, arkadaşının iyiliğini ister. Kötü bir yere götürmeyeceğini bilir. Nereye diye sormaz.
***
Hayatın anlamı yok, paranın seveni çok, fakiri fukarayı düşünen yok. Düşenin hiç dostu yok, yetimin başını okşayan yok.
Galiba insanlık yok.
***
Akşam oldu mu hayat duruyor. İnsanlar evlerine kapanıyor.
Komşuluk yok, akrabalık yok, anne babaya saygı yok, çoluk çocuğa sevgi yok.
Velhasıl hiçbir şeyin tadı tuzu yok.
***
Günler su gibi akıp gidiyor. Ne çabukta hafta sonu geliyor.
Akşamın beşi, ayın on beşi.
On dönüm bostan, yan gel Osman!
İnsanlar para kazanmanın, mevki makam sahibi olmanın derdinde.
Paran varsa, makamın varsa etrafında yüzlerce insan.
Yoksa eğer, yapayalnızsın bu alemde.
***
Ahlaksız dizi çok, manyak, psikopat çok.
Fuhuş çok, sapık çok…
E.eee Fatmagül’ün de suçu yok!
Ulan suçlu kim o zaman?
Sizce kim?