Sıra Mesleki Eğitime Mi Geldi?
Erol AFŞAR
Yayın:
Güncelleme:
Meslekî ve Teknik Eğitim, Kültür ve Sanat Derneği, Teknik ve Meslek Liselerinde meslek derslerinin haftalık saatlerinin azaltılması çalışmaları hakkında basına bilgilendirme yazıları göndermiş.Bizi de yakından ilgilendiren bu açıklamayı paylaşalım;
Bu günlerde Mesleki ve Teknik Orta Öğretim Kurumlarımızda uygulanan "Meslek Dersleri Çerçeve Öğretim Programları"nın yeniden düzenlenmesi ile ilgili çalışmaların yapıldığı, kısa bir süre içerisinde ise çalışmaların sonucunun görüşülerek karara bağlanmak üzere olduğu malumunuzdur.
Bu düzenlemede Meslek Lisesi 11'inci sınıflara uygulanan meslek dersleri toplam saatinin 22 den 15 saate, 12'nci sınıflara uygulanan meslek dersleri toplam saatinin ise 28'den 24 saate düşürülmesi planlanmaktadır.
Sanayinin istediği nitelikte teknik elaman yetiştirmekten uzak olan meslek liselerimizin meslek derslerinin haftalık ders saatlerinin artırılması yerine azaltılması çok büyük bir yanlışlıktır.
Şöyle ki; Sokağın adına Bulvar deyince o sokağın Bulvar olamayacağını ve alt yapısı olmadan, gerekli hazırlık yapılmadan, eğitimde değişiklik yapılamayacağını yetkililerin hesap etmesi gerekmektedir.
Mevcut uygulamada bile Meslek ve Teknik Liselerin meslek dersi konuları zaman darlığından yeterince verilemez iken bu uygulama ile bu okullar mesleği öğreten değil, ansiklopedik bilgi veren kurumlar haline gelecektir.
Milli Eğitim Bakanlığının araştırma birimlerinin çalışmaları incelendiğinde gerek mesleğin icrasında gerekse ÖSS sınavlarında başarısızlığın sebebi olacağından yapılacak değişikliğin yerinde bir karar olmadığı görülecektir.
Mesleki ve teknik orta öğretim kurumlarımızın varlık sebebi, öğrencilerine bir mesleğin gerektirdiği bilgi ve beceri alt yapısı ile uluslararası alanda kabul görmüş mesleki yeterliliklerin kazandırılmasıdır. Bu tür çalışmalar sonucunda meslek dersleri saatlerinin azaltılması mesleği öğrenmenin önündeki en büyük engel olacaktır.
İş hayatı hizmet ve üretim sektörü olarak kendini şekillendirmiştir. Bu iki sektörün yapılarını dikkate almadan, genel lise ile meslek lisesi öğretim saatlerini birbirine denk tutmak hatanın başlangıcıdır.
Özellikle ağır sanayi olarak adlandırdığımız üretim sektörünün ihtiyacı olan teknik elemanın yetiştirilmesini hizmet sektöründeki bir servis elemanı, çaycı veya fotokopi çekim elemanı ile aynı sürede yetiştirilebileceğini zannetmek, yapılacak en büyük yanlışlıktır.
Sanayiye eleman yetiştiren Erkek Teknik Öğretim Genel Müdürlüğüne bağlı okullarda, meslek dersleri saatlerinin son elli yıldır beklenenin tersine azaltılması, yukarıda belirtildiği gibi bu okulları varlık sebebinden uzaklaştıracak, bu okulları ansiklopedik bilgi veren kurumlar haline getirecektir.
Kamuoyunun, mevcut programlarla yetiştirilen elemanların niteliklerini tartıştığı ve yetiştirilenlerin sektör beklentilerini karşılayamadığı hususunda hem fikir olduğu bir dönemde, meslek dersleri saatlerinin azaltılması, hükümet programındaki "mesleki ve teknik eğitime ağırlık verileceği" ilkesine de aykırıdır.
Ayrıca Liselerin Anadolu Lisesi olacağı projesi nedeni ile yığılacak öğrencileri meslek liselerine mecburi gönderme olayından doğacak öğrenci artışı sebebi ile meslek liselerinde sabahçı-öğleci gibi ikili eğitim yapma görüşü de son derece sakattır ve yanlıştır.
Sonuç olarak:
Yukarıda sıralanan gerekçeler dikkate alındığında; yapılan çalışmalarla meslek dersleri saatlerinin azaltılması yerine artırılması yerinde olacaktır. Çünkü istenilen yeterlilikte eleman yetiştirilmesi için ders saatlerinin artırılması bir zarurettir. Üretim sektörünün ısrarla altını çizdiği nitelikli teknik eleman ihtiyacının, bu yaklaşımla yetiştirilmesi mümkün değildir.
Milli Eğitim Bakanlığının atanmış yetkilileri; 1992 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisinin seçilmiş milletvekillerince çıkarılan 3795 sayılı kanuna göre "teknisyenlerin, teknikerlerin ve teknik öğretmenlerin yetki ve sorumlulukları ile ilgili yönetmeliği" çıkarmamak için direnirken 18 yıldır milyonlarca mesleki ve teknik eğitim mensubunu mağdur ettiğini, acilen söz konusu yönetmeliği çıkarması gerektiğini bilmelidir. Yetkililer söz konusu yönetmeliği çıkararak 18 yıllık mağduriyeti ortadan kaldırması gerekirken yeni mağduriyetler oluşturacak ders saatleri azaltma uygulamasından vazgeçmelidir.
Öğretmen Lisesi ve Anadolu Öğretmen Lisesi fen bölümü mezunları üniversite sınavlarında mühendisliği avantajlı olarak tercih edebilirken, Teknik ve Anadolu Teknik Lisesi mezunları lise fen bölümüne denk eğitim gördüğü halde mühendisliği tercih ettiğinde puanı düşmektedir. Gerekçe olarak da "bu senin alanın değil" denmektedir. Bu yanlışlığı düzeltmek için YÖK'le çalışma yapacağı yerde meslek derslerinin azaltılması için yapılan çalışmalar son derece yanlış sonuçlar doğuracaktır.
Konu ile ilgili yeterli çalışma yapılmadan, kamuoyumuzun, iş piyasasının ve ilgili sivil toplum örgütlerinin görüş ve önerileri alınmadan, insanımıza nitelik kazandırılacak programlardaki bu tür ani değişiklikler, ileride telafisi güç sonuçlar ortaya çıkaracaktır.
Konunun takipçisi olduğumuzu ve yapılmak üzere olan yanlıştan bir an önce dönülmesi gerektiği hususunu, öncelikle 3795 sayılı kanunun gereğinin yapılması ve üniversite sınavlarındaki sınav adaletsizliğinin giderilmesi için çalışmalar yapılması gerektiğini etkili ve yetkililer ile kamuoyumuzun dikkatlerine sunuyoruz.
Saygılarımızla. #