Osiris İle Seth de Kardeş
Bizler "yaşasın halkların kardeşliği" sloganına karşı çıkarken insancıl olmayan, ırkçı bir tavır alış içerisinde miyiz? Aslında kardeş olan halkların arasını açmak isteyen kötü niyetli bir bakış açısı mıdır bu? Ne kötü insanlarmışız meğer.
Bunları sorarken yıllar önce miting ve yürüyüşlerde boğazımı patlatırcasına “yaşasın halkların kardeşliği” sloganını atarken hissettiklerimi hatırlayarak, bu gün aynı şeyin peşinde gitmekte olan “kardeşlerle” empati kurmayı en iyi başaracaklardan biri olabileceğime inanıyorum.
Feodal kavramların ve çekirdek aile olgusunun güçlü olduğu, doğu toplumlarında son derece kutsal bir kavramdır kardeşlik.
Kardeşler birbirlerinin çıkarlarına saygılı hatta birbirlerinin çıkarları için dış unsurlarla birlikte mücadele eden, koruyucu, kan bağı içeren, kendi aralarında büyük sorunları olduğu zaman dahi dış bir odak karşısında kenetlenen kutsal sayılacak bir bağ ile bağlıdırlar.
Ancak bizler feodal yapıların parçalanmasında kapitalist üretim ilişkileri içindeki gelişmelerin etkilerini bilen insanlarsak, bu gün metropollerdeki aile ilişkilerinin geliştiği istikameti iyi analiz edebiliyorsak, kapitalist gelişimin bu kutsal sayılan bağları nasıl erittiğini de görebilmeliyiz.
Ayrıca adliyelerdeki miras davaları sayısının artış ivmesini araştırmayı hukukçu arkadaşlarımıza, çevremizde bildiğimiz miras yüzünden araları açılıp, dargınlaşan, “kardeşliği“ tüketen insanların sayısının artışını analiz etmeyi de siz okurlara bırakıyorum.
Sadece günümüz koşulları ile değil de tarihsel açıdan da baktığımızda taht kavgalarının, iktidar cinayetlerinin, kardeşlerin arasında olması ilginçtir.
Örnek mi? Alın kendi tarihimizden Fatih ‘in oğulları II. Beyazıt ile Cem Sultan arasındaki taht kavgasının, Osmanlı tarihinde Fatih e kadar olan dönemden sonrası için çok önemli bir kırılma noktası olduğunu kaçımız bilir ki? Örneğin bana göre bu taht kavgası Osmanlının bitişinin başlangıcıdır.
Biraz daha abartalım Mısır mitolojisinde adı geçen tanrılar Seth ve Osiris de kardeştir ve aynı zamanda amansız bir düşmanlık içindedirler. Biri birinin gözünü çıkartmış, diğeri ötekini parça parça edip, parçalarını ülkenin dört bir yanına dağıtmış örneğin. . Seth ve Osiris yani bir bakıma iyilik ve kötülük kardeştir.
Şimdi bütün bunlardan sonra kardeşlik hele de halkların kardeşliğinden söze etmenin tehlikesi hakkında umarım biraz olsun fikir verebilmişimdir.
Kardeşlik hangi tarihsel dönemde olursa olsun “en az iki ayrı varlığı” içinde taşıyan bir kavramdır. Bizler halkların kardeşliğinden bahsetmekle daha baştan “en az” ikiye bölündüğümüzün farkında mıydık acaba sokaklarda o sloganları yankılandırırken.
Bu gün uygulanan sinsi politikalarla Türkiye de o kadar çok “kardeş halk” oluştu ki Laikçi halk, Şeriatçı halk, Kürtçü halk, Türkçü halk, Alevi halk.
....
Bakınız Seth ve Osiris in memleketinde kardeşler “ılımlı suda Mısır haşlarken” birden bire su kaynamaya başladı. Ya Libya? ; Kadayıfın telleri birbirine karıştı.
Acaba ABİ (yani Amerika Birleşik İlletleri) bölgenin önemli dişlerinden, azı dişi İRAN ‘ı sökmeden önce bölgeyi yumuşatmak üzere lokal anestezi için kardeşleri birbirine vuruşturmak istiyor olmasın.
Eh kardeşlikten bahseden siyasal terminolojinin tabiî ki birde ABİ si olur.
Hatta taşları oturtmak için birleşmiş milletler adına, müslüman olduğu için bölgede direniş görmeyeceği ve sevileceği düşünülerek Türk askeri oralara gider. Bizimde medya vasıtasıyla buna sevinmemiz sağlanır. Yeni Osmanlı olduk zannederiz.
Biz öyle avunurken Mehmetçikte gidip dünyanın dört yanında soros çocuklarının çıkarlarının güvenliğini sağlar....
....
Lütfen dikkat ediniz.! Ülkemizde bir çok kardeş yarattılar demiştik. Bir butona (düğmeye) bastıkları anda güzel Türkiye‘miz de Mısır , Libya , Cezayir ve hatta Yugoslavya dan çok daha korkunç duruma dönüşebilir. Alt yapı daha müsait ve daha hazırdır.
Dikkat ediniz Soros çocukları hakkında Antonio Negri ve Michael Hardt “İmparatorluk” adlı kitaplarında bizi uyarmışlardı. Ama bu gelişmelerin önünde ulusal tavırla durulamayacağı bu olacaklarda bir ilerici taraf olduğu, bunlara seattle, Cenova gibi ulusal niteliği olmayan enternasyonal isyan tarzı gelişeceği yanılgısına düşmüşlerdi.
Son olaylar yine bunların tezlerini kuvvetlendirdi.
Yanıldıklarını ise bizler yani Türkler ispatlayacak.
Ama önce bu saatten sonra ciddi siyaset yapacakların bazı sorulara cevap vermesi gerekiyor.
• Biz Soros’un mu yoksa Anadolu’nun mu çocukları?... olacağımıza karar verecek kadar aydınlandık mı?
• Kuzey Afrika da Ulus devletler yıkılıp küresel imparatorluğun sömürüsüne ardına kadar açıldıktan sonra “Başka türlü bir dünya mümkün olabilir” mi?” Yada “Başka nasıl bir dünya mümkün olacak?”
• “Özgürlük mücadelesi adına bu olanlar ( Mısır, Libya, Yugoslavya, Irak ) ilerici adımlar mıdır?’’
• “Sizce artık emperyalizm değil de başka türlü bir şey mi var? ve Bu şeyin ilerici tarafları mı var?”
• “AB projelerinden para kazanmak yerine, Neo liberal saldırıya, emperyalizme karşı yurtsever direnişi seçemeyen, teslim olan dönek solculardan mısınız? Yurtsever Devrimcilerden misiniz?”…
Eski ve “dönük” olan şeylerin bize yararı yok. Gelin en iyisi biz şu kardeşliği bırakalım
Geç kalmadan Bir olalım. Birlik olalım.
Anadolu’nun ve Trakya’nın bütün canları gelin bir olalım.
Ne Mutlu Türküm diyelim. Olacaksak bunun içinde çoklu olalım.
Ben çokluyum, ammaa…
Vatan için ne mutlu ki Türküm,
Vatan için birim demektir bu.
Ve kardeşlik martavalına inat artık şöyle haykıralım…
YAŞASIN HALKIN BİRLİĞİ
#