Geri

Paramparça Rüyalar Görürüm

Rüyasına ehemmiyet vermeyenlerin, tâbire ehemmiyet verdiği duyulmuş mudur?

Mustafa Özbilge Mustafa Özbilge
Yayın: Güncelleme:

Rüyadan uyanmaya değil, rüyaya uyanmaya niyetlenmeler karıştırıyor her şeyi. Biraz da garip kılıyor.

Yolcunun garipliği…

Yolculuk, niyetle başlar. Nasipse çıkılır yola.

Beklenen mâkul hesapların dışına çıkmak, kaybolmak tehlikesini umursamamak, kan(a)mak bir tercihin uçurumlarında dîvânece dolaşarak…

Yolculuk meziyet gerektirir. İstidadı olmayana ırak düş(er).

Vahyi bekleyerek değil, vahyin gölgesinde işaretlere sarıldıkça açılıyor mesâfeler. Kelimeler karmaşıklaşıyor mesela. Ardında koca bir anlam saklıdır bu kelimelerin diyorsun. Açık değil, fakat açmak isteyenlere hiç aralanmamacasına kapalı da değil. Kodlanmış anlamı sökerek, soyarak bir bir dünya libâsını üzerlerinden, okuyabiliriz bu kelimeleri, belki heceleyebiliriz.

“Okudum bildim deme!”

Kul, bir şeyi sezerse yola çıkar. Yolcu olmak böyle bir şey… Tek tek parçalar toplar imkânlar âleminden. Gördüğünü alır, görebildiğini. İşine yarayacak ne varsa toplar yolcu. Darı toplayan serçe gibi uyanık olmalı. Ancak hem rüyada hem uyanık... Rüyada uyanık. Sadece rüyada olsa, darı toplayamaz. Sadece uyanık olsa, parçaları bulamaz.

***

PARÇACI

Hayattan parçalar topluyorum.

Parçalar, çeşit çeşit, renk renk…

Bir mıknatısçasına çekiyor vücudum,

Parçaların atomik cazibesinde,

Bir hamuru yoğuruyorum:

Sanatçılar, ustalar, kalfalar, çıraklar;

Malzeme toplayan işçiler.

Kokluyor vücudum hayattan tüm parçaları;

Seçiyor, ayıklıyor, kendine mal ediyor îtinâ ile.

 

Toplu mezarlar var içimde.

Gömülüyor ne varsa kalabalığa dâir.

Geriye kalan harcı karıyor işçiler.

Vücudum, eflatun gölgeleri arasından

Fersah fersah ileri atılıp

Hüzne gerekli ne varsa

Kırılıp döküyor ortaya.

 

Herkes maharetini koyuyor:

Sanatçı, ruhunu;

Usta, gönlünü.

Kalfa, zeki ve çalışkan;

Çırak, şehvetli oyuncu,

Kaynıyor teslim irade işçiler.

 

Soğuruyorum,

Dakik çizgiler hâlinde,

Etrafı yokluyorum.

***

Neler yaptırır bu hâl, neler yaptırır, neler?

Suda bir yudum ki bulutla dolaşan başını taştan taşa çarptırır. Gök yere iner, taşta-toprakta süzerek kendini, yolcunun gönlüne girer. Nimet acılaşır, kapatır iştahı. Gıda kabul eder mi yolcu başındaki kesif havadan başka?

Dur ve düş-ün. Durularak düş-ün. Kesik kesik kelimelerde toplansın düş-ün(celerin). İçerinin yoğunluğu, dışarı çıkmaktan hicap etsin. İmbikten geçirilir, kat kat yapılmış örtülerin üstüne dökülür düş(ünce)ler.

Ne kalır geriye? Buhar olup uçunca her şey, anlaşılır kendinde bir yal(ı)nızlık. Yalnızlıkta büyür her şey. Yalnızlıkta küçülür yolcu. Ufalır, yok olmak evhamı büyür.

Evhamdan kurtulmak için hatırlatır yolcular birbirine. Kendini bir başkasında duyarak hatırlatır, hissederek. Yaklaştıkça küçülür hayat. Dünya küçülür gözünde. Öteyi seyretmektir çünkü yolcunun niyeti başkasının akseden gönlünde. Daldıkça dağılır parçaları. Suyu görmüş mürekkepçesine yayılır, hafifler.

Varlığı unutmak, intihara yaklaştırır; acısında kıvranmak değil. Acı, rahmete gebedir çünkü. Bir rüzgâr nasıl dokunuyorsa tene, aşılıyorsa parçalarını, sesini titretiyorsa her bir cüzde; varlığın görülmemiş bir veçhesi de öyle tecelli ediyor ruhun bilinmez bölgelerinde.

Şaşırtır ansızın bu çarpışlar yolcuyu. Nereden çıktı bu? Kim getirdi beni buraya sorusu kendinde cevap bulmamışsa, vakti beklemeli.

Durduğunu vehmederek bakıyor etrafa yolcu. Bilmiyor ki durduğunda da artık yolcudur o. Baktığı, bakılmış olmaktan utandırırcasına bir şeyler söylüyor yolcuya. Söyletmediği, süflice sözler işitiyor öteyi aradığı aksinde. Ondan kötü söz çıkmaz kabulüyle yürürken ben, mânâ vermek artık pek güç, diyor yolcu.

Daha önce bir şey söylenmemişken, şimdi bir şeyler söylenmesi şaşırtıyor onu. Duymadığı bir şeyi duymak… Aklı kaybetmenin ve yeniden bulmanın şaşkınlığıdır bu. Çemberin etrafına yeniden dönüşün şaşkınlığı, merkezden vazgeçişin... İçten dışa rucû etmenin bir karşılığı... Zira serçeyi Anka kılan da Kaf’ta uçuran da yine bizleriz demeye başlıyor.

Gittiği yolu, kat ettiği mesafeleri inkâra yeltenmek; gördüğü ve göründüğü âlemi terk etmektir dış adına. Zamanı ve mekânı dolduran ne varsa artık bir bir kaybolmaktadır yolcunun nazarında. Zuhûru beklemek beyhûde görülmüş. Sabra karar kalmamıştır. Gönül, aceleyle terk edilmiş bir melce.

Gaflet, rüyada değil; uyanıkken yolcunun daldığı bir hâl. Ukalâlığa uyanmış yolcunun kendinde gördüğü meziyettir gaflet. Kendini reddetmektir yolcunun ölümü. Rüyasını inkâra yeltenmektir. Perdenin ardında duyumsayamayınca, yırtmaya çalışmasıdır tüm halleri. Yazık ki parçalanan perdelerin ardında duran kimdi?

Şimdi arkasına bakıp hatırlayabilir mi rüyasını yolcu? Rüyasına ehemmiyet verebilir mi?

Rüyasına ehemmiyet vermeyenlerin, tâbire ehemmiyet verdiği duyulmuş mudur?

Not: Bu arada partiler rüyalarınıza ehemmiyet veriyor mu? Yoksa siz rüya da mı görmüyorsunuz?

#

Yorumunuzu Ekleyin

Adı-Soyad
E-Posta
Yorum
İşlemin Sonucu
  • Yorumlar T.C. Yasalarına aykırı olamaz.
  • Hakaret içeren yorumlar, yayınlanmasa bile yasal mercilere iletilebilir
  • KVKK Kapsamında, bilgileriniz, yasal merciler hariç kimseyle paylaşılmaz.
  • Formda doldurduğunuz bilgiler ve IP adresiniz sisteme kaydedilir.
  • Yorumunuz onaylanıp yayınlandığında, sadece yorum, isim ve yorum tarih saati gösterilir.

GENEL BİLGİLER

Taraklı

Taraklı

Taraklı Nerede, Taraklı'nın tarihi ve coğrafi özellikleri
Taraklı Otobüs Saatleri

Taraklı Otobüs Saatleri

Ağustos 2023 Güncel Taraklı - Sakarya Otobüs Kalkış Saatleri, Taraklı Otobüs Saatler 2021, Taraklı Otobüs Tarifesi, Taraklı Sakarya ilk otobüs ne zaman? Taraklı - Sakarya Son Otobüs Ne zaman? Sakarya Taraklı İlk Otobüs Ne Zaman, Sakarya Taraklı Otobüs Saatleri, Taraklı Koop Otobüs Saatleri
Taraklı'da Gezilecek Yerler

Taraklı'da Gezilecek Yerler

Taraklı'ya geldiğinizde gezilecek yerler neresidir? Taraklı'nın en popüler gezilecek yerleri yazımızda.
Taraklı Termal Turizmi

Taraklı Termal Turizmi

Taraklı'da termal turizmi, Türkiye'deki belli başlı noktalardan biri haline gelmiştir.