Bugünden Yarına
Gözünüzü kapatıp yaşanmamışlık düşlerken, karşınızda biter sarı ışık. Tek gözle siz o sarı ışığa o size bakar. Geçen her saniye etrafında sarkaçlar oluşur, lüle lüle saçları büyür, siz daha da dikkatli bakmaya başlayınca sarı ışık çiftleşir biri diğerinden azıcık büyüktür.
Kavgaya tutuşurlar ben daha büyüğüm ben varsam sen varsın diyerek. Siz gözünüzü kırptığınızda kaybolacaktır biri, istersiniz ki iyi olan kalsın lakin bilemezsiniz.
İç kavganızda, adımladığınız yol da bilinmezliktir aslında, iyimi kötümü yapıyorsunuz, doğru kabloyu mu kesiyorsunuz ya da karşıdan üzerinize gelen araba son saniyede direksiyonu kıvıracak mı, yoksa siz mi kıvıracaksınız, ya ikinizde direk gidecek çarpışacaksınız, beklide aynı anda döneceksiniz, oda kötü. Aslında sadece birinizin dönmesi gerekiyor ama hanginiz?
Her yapılan iş, her çıkılan yol doğru değildir, yalnız çıkan sonuçtan sizden başkası zarar görmüyorsa, doğru olduğunda da herkes kazançlı çıkıyorsa, peki neden kızarlar size, neden verilen kararı eleştirirler. Sizin geleceği görme yetiniz olmadığına göre, beklemek ve görmek dışında yapacağınız bir şey yoktur.
Dünü unutmalı, bugünü yaşamalısınız, keza dün ile bugün arasında bir kavga çıkarsa; yarını kaybedersiniz! ( Balzac) Dün ile bugün yapılanları, yarını görmeden felaket olarak algılamak, yarını yaşamak istememektir. (Erdoğan Isır)
Yüreğinizdeki iyi ile kötü kavgasını ayırmaya çalışmayın arada siz gidersiniz, yarın olmadan da kaleminizin kırılmasına izin vermeyin, siz yeter ki ölçüp biçtiğiniz yoldan giden, doğrusu odur.
Duyduğuma inanmam, gördüğümün yarısına, yaptığımın tamamına inanırım. Ve unutmamız gereken herkes yüzlerce hayat taşır ama bunların sadece biri, hatırlanmaya değer. Bu, sizinki olabilir..sakın harcamayın. Saygılarımla…