Namaz ve Niyaz
Bu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi
Elin yüzün yumaz değil.
Yunus
Günde beş vakit kıldığımız namaz Müslümanlara farz kılınmış ve kazasının da olmadığı ulema tarafından açıklanmaktadır. Her ne kadar bazı ilim adamları tarafından fıkıh kitaplarında namazın kazasından söz edilmiş ise de, kutsal kitabımızda böyle bir konu üzerinde ayet’e rastlanmamaktadır. Kuran’da Oruçla ilgili ayetler Bakara suresi 183.184. ve 185. Ayetlerinde değinilmiştir. Tutamadığınız günlerdeki orucun kazası istenmektedir. Yolculuk, hastalık gibi mazeretlere de yer verilmiştir. Ancak namazla ilgili yetmişin üzerinde ayet vardır. Savaşta, binek üzerinde bile namazın kılınması istenirken namazla ilgili kaza konusuna yer verilmemiştir.Benim asıl konum sizlerle paylaşmak istediğim bunlar değil. İsteyen kaza kılar, isteyen kılmaz.
Benim asıl değinmek istediğim, namaz bir Müslüman’a neyi kazandırmalıdır?
Günde beş defa bir araya gelerek aynı saflarda omuz omuza durmanın başka manaları da olmalıdır kanımca. En önde ön safta namaz kılmanın sevabı çok ise orada durabilmenin bir bedeli de olmalıdır. Sadece camide ön safta durmak sevap getireceğini zannetmiyorum. Camiden çıktıktan sonra dışarıda olup bitenlere seyirci kalmamak taraf olabilmek ve ön safta mücadele etmek Müslüman’a yakışan erdemli bir duruşun ifadesidir. Müslüman bu duruşu sergilemek zorundadır. İşte hak ve hakikatin karşısında hak ve hakikatin yanında olabiliyor isen o kıldığın namazın sevabına ulaşabilirsin. “ Bir yanlış görürsen önce elinle, sonra dilinle ve ona da gücün yetmiyor ise kalbinle buğuz et. Buda imanın en zayıf tarafıdır”. (Hadis- Şerif.) Bu hadisi-i Şerif bizlerin sokaktaki davranışlarımızın nasıl olması gerektiğinden söz emektedir. Bir Müslüman önce evinde, sonra mahallesinde, sonra bulunduğu köyde, kasabada şehirde, ülkesinde ve tüm dünyada olup bitenlerin karşısında taraf olmalıdır hakemlik yapmamalıdır. Şöyle bir düşünün mübarek Cum’a günleri yeryüzündeki Müslümanların hep birlikte bir yöne yönelmesinin büyüklüğünü bir düşünün. Biz aynı yönelişi omuz omuza vererek yanlışların üzerine gitsek dünyada yanlışların sayısı bu kadar artmazdı. Seyirci kaldık hep. Lafını ettik ilgilenmedik. Sonuçlarını da görüyoruz. Müslümanlar birlikte olamadıkları için, dünyayı kendi çıkarları için dizayn edenleri izlemekten ve onların değirmenine su taşımaktan başka bir iş görememektedir. Ya dünyaya şekil verenlerden olursun ya da şekillenenlerden. Müslüman’ın vazifesi islam’a göre şekillenmek ve dünyaya şekil vermektir. Bunun şuuruna varamayanlar yeryüzünde mutlu bir yaşam sürmeleri çok zordur. Üç kuruşluk keyifler çabucak kaçıverir. Çevremizde olup bitenler bunların en açık delilidir.
Ve diyorum ki, Kutsal Kitabımız Kuran’ın mesajı idrakimize, idrakimiz de hayata yansımadığı sürece hiçbir sonuç elde edemeyiz. Fiili duayı yerine getirmeyenlerin Allah’tan her hangi bir şey istemeleri doğru değildir. “ Bir topluluk kendini değiştirmedikçe Allah o toplumu değiştirmez” (Rad 11). “Neye layık iseniz öyle idare edilirsiniz” (Hadis-i Şerif). Rahmetli Milli Şairimiz M. Akif Ersoy da şunu söylemiş. “ Kadermiş öyle mi, haşa değil bu söz doğru. Belanızı istediniz, Allah’ta verdi doğrusu bu”.
" İnsanın yaptığının karşılığından başka bir şey yoktur" (ayet)
Yine bu söylediklerime ışık tutacak M. Akif Ersoy’un üç dörtlüğünü sizlerle paylaşmak istiyorum.
Lafzı muhkem anlaşılan, yalnız Kuran’ın,
Çünkü kaygında değiliz hiç birimiz mananın.
Kimi bakar geçer Kuran’ın yaprağına,
kimide üfler geçer ölünün toprağına.
İnmemiştir Kuran bunu hakkıyla bilin,
Ne mezarlıkta okumak ne de tören yapmak için...
Müslümanlık nerde, bizden geçti insanlık bile,
Alem aldatmaksa maksat, aldanan yok nafile.
Kaç hakiki Müslüman gördüysem hep makberdedir,
Müslümanlık bilmem amma, galiba göklerdedir.
Namaz kılan Cemaate dair…
Neden uhuvviyyetiniz böyle münhasır namaza,
Çıkınca dışarı niye herkes boğaz boğaza,
Yıkılsa arş-ı Hilafet, tıkılsa kabre vatan,
Vazifesinde değil, çünkü hepsi Allah’tan
Ne hükmü var ki, esasen şu yalancı dünyanın,
Ölünce yan gelecek cennetinde Mevla’nın.
Fena kuruntu değil, sorulacak olursa bana,
Cehennem kabul ederse ne mutlu amca sana…
Her Müslüman'a düşen vazife İslam-ı anlamak ve İslam ca yaşamaktır. Rabbım bizlere o yolda yaşamayı nasip etsin. Fitne ve fesattan tüm samimi inananları muhafaza etsin. Şeytanın ve şeytanlaşmış insanların şerrinden korusun. Amin...
#