İstanbul
Tütsü kokularında selimiyeden bakan gözler,haliçte gemiye biner ikindi vakti,
Sevdasını pier lotide demlendirir,ayak izlerini bırakır eminönüne,
Bir efsanedir direnir geçmişle geleceğe,
Yaşayanlar bilir esrarengizdir İstanbul...
Suyundan içenler terk edemezler bir kere,
Samatyada balık ekmek yerken, çan seslerinin özğürlüğünü dinler,
Ezan sesinde huşuya dalarsın akşam vakti,
Topkapı sarayını çatısına konan güvercinler,
Surların kapısına otağ kurar sultanları kısankadırırcasına
Yaşayanlar bilir eşsizdir İstanbul…
Bu şehre uğrayanlar efsanesinin altın değerine kapılır bir kere,
Çırağana demir atan yalnızlığım,dolmabahçede kahve içer köpük köpük
Sirkeciden simit alır,boğazda yunuslar eşlik eder göz ucunda,
Kahve kokularında osmanlının turasında kapalıçarşıya uzanır
Binbir çeşit baharatın dalına elleri değer buram buram,
Yaşayanlar bilir çaredir İstanbul…
Bu şehre uğrayanlar efsanesine kapılır bir kere,
Arnavut kaldırımlarında kaybedersin hüzünleri, takip edersin rüzğarı,
Beyoğlunun melankoli koşturmasına kapılır,
Gün batımına yetişirsin dolmabahçeye,
Bebek sahilinde nefesine konan iyot kokusunda, açılırsın bir yelkenliyle,
Yaşayanlar bilir eşsizdir İstanbul…
Bu şehre uğrayanlar romantizmi hissederler bir kere,
Geminin güvertesinde yalnızlığını, martılarla kucaklarsın,
Üsküdarın koruluklarında nefesini temizlersin çam kokularında,
Kadıköy altıyoldan salınırsın boğa heykelinde bir fotoğraflık soluk alıp,
Modada oturursun çay molasında, seyredersin inci gibi boğazın sularını,
Yaşayanlar bilir muhteşemdir İstanbul…
Bu şehre uğrayanlar efsununa kapılır bir kere,
Kıtaları birbirine bağlayan iki tane inci kolyelerinden geçip
Bir daha ki sefere gelmek üzere büyülenip gidersin bu şehirden…
Ne yazmakla nede gezmekle biter İstanbul…
n.altın BİNGÖL 19.09.2011 Ereğli sahilden bir bakışlık özlem…