Sporda İlkler
Eski çağlarda yapılan spor faaliyetlerinde Eski Yunan Sporu’nun ve Olimpiyatların büyük yeri vardır. Ama spor ile ilgili ilk modern anlamdaki organize spor müsabakalarının Sümer Uygarlığı sırasında ortaya çıktığı, Hititler ve Eski Mısırlılar yolu ile Eski Yunan’a geçtiği bilinmektedir.
Bu bizleri Milat’tan önce 3600-2000 yılları arasına kadar götürmektedir. Sümerler’e ait 200 kil tablet, altın ve gümüş eserler, mezar taşları, tapınak mimarisi ve Gılgamış Destanı’nın sistemli incelenmesi sonucunda modern anlamdaki sporun ilk defa Sümerler tarafından ortaya konulduğu saptanmıştır.
Hatta bazı Sümer tabletlerinde, şair dönemin Sümer kralının ne büyük bir uzun mesafe koşucusu olduğunu, şiirsel bir anlatımla aktarır. MÖ 3000 yılının sonunda III.Ur Hanedanlığı’nın kurucusu Ur-Nammu’nun oğlu Şulgi’nin ne büyük bir koşucu olduğu tabletlerde kendi ağızından anlatılır. Tabletteki dizelerde Şulgi, Nippur’dan, Ur’a yaklaşık 15 çift saatlik mesafeyi (yaklaşık 150 km), yalnızca bir çift saatte aldığını söylemektedir. Tablette şöyle der:
“Adım uzak günlere erişsin, ağızdan düşmesin diye,
Ünüm ülkenin her yanına yayılsın diye,
Bütün ülkelerde övüleyim diye,
Ben, koşucu, gücümü topladım, yola koyuldum,
Nippur’dan, Ur’a,
Yolu bir çift saatlik gibi aşmaya karar verdim,
Yorulmak bilmez bir aslan gibi şahlandım,”
Eski Yunan’da spor konusundaki en eski yazılı kayıta, Homer’in İlliada isimli eserinin 23. bölümünde rastlanır.Burada Yunan kahramanı Patroclus anısına düzenlenen spor karşılaşmalarında Araba yarışları,Güreş,Boks,Koşu Müsabakaları ve Cirit Atma vardır.Bu beş yarışmadan dördünü yüzyıllar önce Sümer’de yapıldığı buluntulara dayanarak söylenebilir.
Yunanistan’da spor oyunları Yunan Birliği’ni sağlayıcı nitelikleriyle ortaya çıkar. Bunlar Olimpia, Pythia,Nemea ve İsthmia’dır. Bunların en eskisi olimpia’dır. Belge ve bulgulara dayanılarak ve yarışmalarda kazananların ilk defa kaydedildiği oyunlar esas alınarak olimpiyat oyunlarının Milattan Önce 776 yılında Olimpia’da yapıldığı tespit edilmiştir.
Sporda ilk biçimsel örgütlenmeler öncelikle Antik olimpiyatlardan üç ay önce başlayıp, olimpiyatlardan beş gün sonra sona eren silah bırakışlarını simgeleyen “Olimpiyat barışı” anlamına gelen Ekechreiria, işlerini yürütmek amacıyla dört yılda bir seçimle oluşan geçici bir yönetsel yapıdır.
Burada Delphi Kahini’nin önerileri ile Olimpiyat Oyunları’nın cereyan ettiği mukaddes ay süresince barışın devam etmesi kararlaştırılmıştır.Bir disk üzerine yazılan anlaşma metninde “Olimpia kutsal bir bölgedir.Buraya silahlı olarak girmeye teşebbüs eden tanrıya karşı günahların en büyüğünü işlemekle damgalanacaktır.Böyle bir fena davranışın öcünü, gücü yettiği halde almayan da Allahsız sayılacaktır.” yazılıdır.
Bunun ardından eskrim okulu ağırlıklı VIII.Henry’nin 1540’da kurduğu “Savunma Ustaları Birliği” gelir. Ama federasyonlaşma bazında ilk adım Japonya İmparatoru Yoozei’nin 1603 yılında okullararası yarışmaların organizasyonunu sağlamak amacıyla kurdurduğu yüzme federasyonudur.
Ama uluslararası düzeydeki ilk çok ulus ve tek sporlu yönetsel yapı 1875 yılında IYRU(International Yatch Racing Union-Uluslararası Yat Yarış Birliği) adı ile kurulan Uluslararası Yelken Federasyonudur.
İlk çok uluslu ve çok sporlu örgüt ise 1894 yılında kurulan IOC(International Olympic Committe) Uluslararası Olimpiyat Komitesidir
Tüm bu ilklerle birlikte vurgulamak istediğim nokta ilk çok uluslu ve tek sporlu yönetsel yapı olan IYRU’nun(Uluslararası Yelken Federasyonu.1875) Cemiyet-i Akvam’dan(Milletler Cemiyeti), ilk çok uluslu,çok sporlu örgüt IOC’nin (Uluslararası Olimpiyat Komitesi.1894) Birleşmiş Milletler’den yaklaşık yarım yüzyıl yaşlı olmasıdır.
TÜRKİYE’DEKİ İLKLER
Ülkemiz açısından da bazı ilklerden söz etmek istiyorum:
İlk Milli Olimpiyat Komitemiz 1908 yılının Temmuz ayının son haftasında kuruldu.
Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nde Türkiye ilk kez 1909 yılında Berlin’de Selim Sırrı Tarcan tarafından temsil edildi.
Türk Bayrağı ilk kez resmen 1912 yılında Stockholm Olimpiyat Oyunları’nda dalgalandı. Bu oyunlara katılmak için dönemin Osmanlı Milli Olimpiyat Cemiyeti Genel Sekreteri ve Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin Türkiye temsilcisi Selim Sırrı Tarcan gazetelere sporcuları oyunlara çağıran ilanlar verir. Bu ilanlara sadece iki Ermeni genci ilgi gösterir. Vahram Papazyan ve Mıgır Mıgıryan adlarındaki bu gençler kendi olanakları ile İsveç’e gidip, ülkemizi temsil ederler.
İlk yabancı antrenörlerimizin öyküsü ise şöyle. Cumhuriyet sonrası Atatürk spora büyük önem verdi. Ve 1 yaşındaki cumhuriyetin ilk katılacağı olimpiyatlar olan 1924 Paris Olimpiyatları’na en iyi şekilde hazırlanılmasını istedi. Ve ülkemize ilk yabancı antrenörler olarak futbol takımımızın başına İskoçyalı Billy Hunter,güreşçilerimizin başına Macar Raol Peter ve de de atletlerimizin başına Alman Abrahams getirildiler.
1936 Berlin Olimpiyatları’ nda ise ilk kez bayrağımız şeref kürsüsüne çekilir. Serbest güreşte ilk şeref kürsüsüne 78 kiloda Mersinli Ahmet Kireççi çıkar.
İlk kez İstiklal Marşımız çalınır ve ilk altın madalyamızı alırız. İlk altın madalyamızı ise 61 kiloda Yaşar Erkan alır.
1936’da ayrıca ilk bayan sporcularımız da bu oyunlara katılır.
1992 Barselona Olimpiyatları sonrası yapılan IX.Paralimpik Oyunlara ise Türkiye ilk kez 1 sporcu ve 2 idareci ile katıldı.