Anlatmayı Başara Bilsem?
Resim albümlerine bakmak mı yaşlandırıyor insanı, aynalara bakmak mı? Yoksa yıllar önce dinlediği şarkıları duyduklarında, “biz o günü yaşamıştık” diyerek seneler öncesine mi gidiyorlar. O dostlar akıllarına geliyor, yüzlerine tebessüm bürünüyor, lakin gözlerinden sızan kristal tanelerine engel olamayıp, tuzla dudakları buluştuğunda yutkunup geçen tüm günleri içlerine mi atıyorlar.
Ben şuan Avşa adasına gidecek feribotu kaçırıp iki gün yenisini bekleyerek konaklayacak param ve zamanım olmadığı için dört beş arkadaşla bize gösterilen köye gidip oradan bir balıkçı kayığı kiralayıp Erdek den Avşa adasına balıkçı teknesiyle yaptığım 15 yaşındaki halim geldi. ( çok zor bir yolculuktu dalgalar ve küçücük tekne) Şuan 27 yıl sonra yine Marmara denizinin yosun kokusunu gecenin ikisinde teneffüs ederken o günleri yâd edeceğim hiç gelir miydi aklıma acaba. Kimdi yanımda ki arkadaşlar hatırlamıyorum. Çok isterdim onlardan biriyle bunları konuşmayı.
Yosun kokusuyla anason kokusu birleşince engin denizleri kulaçlayarak aşacağınızı düşlersiniz, yanınızda size eşlik eden o muhteşem grup olsa çoktan suya kendinizi bırakmıştınız. Ne kadar uzaklara kulaç sallardık hatırlar mısınız? Kimler yok tu ki yanımızda. 15 yaşında dünyayı yeniden keşfedeceğinizi düşlersiniz.
Ahtapotlar yol arkadaşımız olmuş biz de onları gördükçe daha da yakınlaşmış aynı anda kollarımızı mavi suların derinliklerine daldırmamış mıydık? Slow bir şarkı gibi tuzlu suyu yararak ilerlemek ve iskelenin direklerinin altında yosun koyuluğunu izlemek. Ahtapotun kolları gibi sarmalamak.
Kimimiz yaşamın bize bahşettiği kesitlere tutundu, takım elbisesini giyeceği günü seçti, anason kokulu masadan herkes teker teker ayrılırken onlar sonuna kadar oturmayı tercih ettiler. Gidenlerin arkasından üzülseler de yeni gelenleri kucaklamayı bildiler.
Yeni gelenler sakın oraya oturmayın o bunun, diğeri şunun demeyi unutmuyoruz yeriniz hep baki, o muhteşem dostlar o harikulade insanlar masadan eksilseler de biz onların geleceği günü yinede bekliyoruz.
Her geçen gün, her geçen yıl özlemlerimizin özleminizle birleştiğini daha sıcak hissediyoruz, aynalar ve resim albümleri beyazları ve kırışıkları gün ışığı ile buluştursa da daha geç saatte anason sofrasını kurarak o açığı kapatıyoruz.
Biz bir gün tüm eski defterlerdeki dostlarla aynı foto karesinde beyaz dişlerimizle o pozu vereceğimizi ve yüreklerimizdeki hızlı akan nehrin sularından kana kana su içeceğimiz o kareyi, albüme bu yaşamda yada farklı yaşamda yerleştireceğimizi biliyoruz.
Erdoğan ISIR Marmara Denizi, karanlık ama sevgili eşliğinde, rüzgar uğuldaması ise hep var. Sizi alıp götürüyor tekrar iyi ki doğdun dercesine. Doğum günü çocukları varmış, bu aylarda. Tüm dostlara nice senelere……
#