‘ Yediğim İçtiğim Benim Olsun’
Yediğimi içtiğimi anlatacağım artık size. Baharın güzelliklerini, yeşilleri, ormanları anlatacağım. Çocukların cıvıltısını, kuşların ötüşünü anlatacağım.
Tehlike arz eden yıkık, harabe evleri hala yazmaya ne gerek var. Turizm şehri olma yolunda ilerleyen Taraklı’da ilçeye girişteki yol kenarlarındaki çöp yığınlarını da yazmayacağım. İmar sıkıntılarını da anlatmayacağım
Okul anılarımı, okul arkadaşlarımı anlatacağım. Aldığım kilolarla nasıl bir kalıba girdiğimi anlatacağım size.
Özellikle hafta sonu yaşanan trafik sıkışıklığından, toplanmayan çöplerden falan söz etmeyeceğim. Ateşte yemek nasıl güzel pişer onu yazacağım
Başıboş köpeklerden ve onlardan korkan okul çocuklarını yazmayacağım. Evimdeki süs köpeğim ve minnoş kediyi yazacağım.
Biliyorum yediğim içtiğim benim. Yediğim içtiğim kokmuş olsa bile onların nasıl kokuştuğunu yazmayacağım. Evimin önünden akan deredeki kurbanın neşesi balkonda nasıl mangal yaktırır onu yazacağım.
Ne zaman ‘Keşkek Günü’ ‘ Cevizli Çörek Günü’ veya buna benzer faaliyetler var onu takip edip yazacağım.
Yediğim içtiğim benim olsun.
Ama bünyemdeki bu enerjiyi nasıl paylaşacağım, açıkçası onu bende merak ediyorum.
Görüşmek dileğiyle Hoşçakalın.