Bakan’a göre Suriye meselesi herkes için bir turnusol kâğıdı. Sol ve liberal kesimler için, ulusalcılar için ve elbette bazı “İslamcılar” için... Röportajı sizlerle paylaşmak istedim belki bir ışık olur diye.
İbrahim KAYA
Yayın: Güncelleme:
DAVUTOĞLU: LİBERAL, SOL VE ULUSALCILAR RAHAT UYUYABİLİYOR MU?
“Başbakan Başdanışmanı olduğum dönemde de saldırılması kolay bir hedeftim. Hamas olayı, eksen kayması vs. hepsinde suçlandım. Memurdum, cevap veremiyordum. Şimdi bakan oldum suçlamalar devam ediyor... Son dönemde de ciddi bir kampanya var. Ben olayları bir aydın olarak sorguluyorum: Her gece huzur-u kalb ile yatıyorum. Çünkü İran konusunda da Suriye konusunda her dönemde ilkeli durduğumuzu biliyorum...
BAAS İTTİHATÇILIK’TAN İLHAM
Sormak lazım... Bazıları Suriye rejimiyle nasıl aynı çizgide bulunabiliyor. 20 bin insanın öldüğü, 300 bin kişinin mülteci, 3 milyon kişinin de ülke içinde mülteci olduğu bir rejimden söz ediyoruz. İşkence haneler kuran bir devlet. 27 işkence merkezi var. Bu tabloda bizim Suriye tutumumuz eleştiriliyor. Bütün bunlar hangi özgürlük değerleriyle bağdaşır? Evet, ben bu zulme karşı çıkarak rahat uyuyorum. Liberaller ve solcular rahat uyuyabiliyor mu? Benim Baas rejimine karşı tavrımı Envercilikle suçlayıp, İttihatçılıktan bahsedenler var. Hatırlatırım... Baasçılık İttihatçılıktan esinlenmiştir. Birçok ittihatçı, Baas hareketlerine öncülük etmiştir. Bunu bilsinler...
İSMİ ESADOVİÇ DEĞİL, SESSİZ Mİ KALACAĞIZ? Müslüman çoğunluğu olan bu bölgeyle ilişkilerimiz farklıdır. Ben Müslüman olarak bu kültürden geliyorum. Buradaki temel kavram adalettir. Suriye yönetimin yaptıkları adalet adına hoş görülebilir mi? Zalim Müslüman’sa onu masum mu göreceğiz. Miloseviç’in yaptıklarını Esad yapınca umursamayacak mıyız? Adı, Esadoviç değil diye sessiz mi kalacağız? Ben bir vatanperverim ve ırkçılığa varmadığı sürece bu önemlidir. Bakın, iki pilotumuz şehit oluyor. Biz bu acıyı yaşarken Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, Dışişleri Bakanlığı, Genelkurmay en detaylı açıklamaları yapıyor. Bazıları bu açıklamalara şüpheyle bakıyor ama bir gazetenin iddiası manşet olabiliyor... Anlamak mümkün değil...
BAZILARI ESAD’IN YERİNE MAZERET ÜRETİYOR
Beni bir Türk aydını olarak üzen, bir rejime insanlık onuru ve özgürlük adına karşı çıktığımız halde eleştirilmemiz. Burada, bazı yazarların AK Parti alerjisi de var... Özgürlükçü aydınlar özgürlükçü olsunlar. Bölgeyi ve Müslümanları önemseyenler her yeri aynı şekilde önemsesinler. Ulusalcılar neredeyse Esad’ın uçağı neden düşürdüğünün mazeretini oluşturdular. Tam 7 saat, MİT ve Genelkurmay’la bir doktora tezi inceler gibi elimdeki bütün verileri inceledim. Rusya bir şey diyor, ona inanıyorlar. Ana muhalefet lideri, dünyadan bilgiler istensin dedi. Ne demek istensin, ben zaten ilk günden istedim. Bizim açıklamalarımızda tutarsızlık yok. Nitekim şehitlerimizin bulunduğu yer sadece 0,4 mil sapmayla tespit edildi. Bir başka kaynağın verdiği bilgide ise 10 mil sapma var. Bu durumda Genelkurmay’ın verdiği bilgiden nasıl şüphe edersiniz?..
SURİYELİ BİR GAZETECİ BİZİMLE KONUŞUP SERBESTÇE YAZABİLİR Mİ? Bizde basın serbest, isteyen Esad’la konuşur ve istediği gibi yazar. Peki bir Suriyeli gazeteci Sayın Başbakan ya da benimle konuşup Şam’da bunu aynen basıp görüşlerini aynen paylaşabilir miydi? ”