Nisa Nur Kolaç ın Hikayesi
ÇOMAR’IN MACERASI
Küçük Çomar’ın annesi her gece yavrusunu masallar anlatarak uyuturmuş, yine bir gece;
—Çomar uyku vaktin geldi artık gel seni yatağına yatırıyım bu akşam bir hikâye daha anlatacağım.
— Tamam, anneciğim der Çomar.
Yatağına gider ve annesi Çomar’ın yanına gelir ve yavrusunun başını okşarken de bir yandan da hikâyesini anlatmaya başlar.
—Sevgili yavrum bulunduğumuz yerin çok uzaklarında ufukla birleşmiş gibi duran o yüce dağların ardında çok hızlı köpüre köpüre akan bir nehir var. O azgın nehirde yürekleri sevgi dolu binlerce ırmak perileri bulunur. Ancak o nehrin altında bir de devler ülkesi var, devler o kadar büyük ve acımasızlar ki kendilerinden küçük canlılara saldırıp onları esir alıyorlar. Devler esir aldıkları canlıları önce besliyorlar acıkınca da onları yiyorlar. Irmak perileri ise devlerin ırmaktan yukarı tarafa geçmelerine izin vermiyorlar ve bu sayede biz de burada güven içinde yaşıyoruz.
Her akşam annesinin masalı bitmeden uykuya dalan Çomar’ın bu hikâye o kadar çok hoşuna gider ki uyumak bir yana sürekli periler ve devleri düşünür. Bu düşünceler Çomar’ın içinde öyle çok büyür ki dayanılmaz bir hal alır. Ve birgün annesi henüz uyanmadan evden çıkar ve engin dağlara doğru yürümeye başlar. Yedi gün yedi gece yürür. Ormanda türlü zorluklarla karşılaşır ve sonra yorgun bir şekilde büyük bir ırmağın yanına gelir. Kalbi hızlı hızlı atmaya başlar.
—heeeeeeeeeey der işte annemin anlattığı ırmak bu olmalı şuna baksana köpüre köpüre nasıl da hızlı akıyor. Ama yüzmeye kalkarsam boğulurum bu suda. Devler ülkesine geçmek uygun bir yer bulmalıyım der ve nehir boyunu araştırmaya başlar. Sonunda çok büyük bir ağacın nehir üzerine devrildiğini gören Çomar çok sevinir.
— Yaşasın işte sonunda karşıya geçebilecek bir yer buldum der ve ağacın üzerinde karşıya doğru yürümeye başlar.
Irmağın tam ortasına geldiğinde ırmağın içinden kanatlarını yavaşça çırpan ırmak perisi çıkar ve Çomar’ın karşına geçer.
—Heeeey sen de kimsin?
-Ben bu nehirde yaşayan ve sizleri devlerin kötülüklerinden koruyan ırmak perisiyim,peki sen kimsin , nerden gelip nereye gidiyorsun ?
—Ben çok uzaklardan ırmak perilerini ve devleri görmeye geldim ve devlerin ülkesine gidiyorum.
—Sakın devler ülkesine gitme onlar çok acımasızdır ve sana zarar verirler.
—Ama ben günlerdir devler ülkesini görmek için yürüdüm onları görmeden asla dönmeyeceğim. Lütfen yolumdan çekil.
Irmak perisi Çomar’ı yolundan döndüremeyeceğini anlayınca yolundan çekildi ama küçük köpeğin başına bir şey gelmemesi için onu gizlice takip etmeye karar verdi.
—Peki çekiliyorum yolundan, devler ülkesini gör, merakını gider
Çomar yoluna devam eder ve artık devler ülkesindedir, içini bir korku kaplamıştır. Saklı saklı ilerlerken deprem gibi yerleri sarsan bir sarsıntı ile irkilir ve daha ne olduğunu anlamadan bir devin kendisine doğru koştuğunu görür. Kaçmaya bile fırsat bulamadan kendisini devin avuçlarında bulur.
—İşte yakaladım seni anneme götüreceğim seni akşama pişirsin de yiyelim.
—Lütfen bırak beni yalvarırım beni yemeyin bırak beni anneme geri döneyim.
—Seni afiyetle yemek varken neden bırakayım
Küçük dev Çomar’ı evine götürür ve annesine verir. Devin annesi:
—Bu daha çok küçük bunu besleyelim biraz büyüsün ondan sonra yeriz
—Hemen götürüyorum anneciğim
—Yapmayın ne olur kıymayın bana
Çomar’ın yalvarmalarına karşın kimse onu dinlemez ve onu kafese atarlar. Tam o sırada ırmak perisi çıka gelir. Çomar onu gördüğüne çok sevinir. Irmak perisi:
— Konuşmaya vaktimiz yok hemen kaçalım ve hemen oradan uzaklaşırlar.
Küçük Çomar annesine kavuşur ve bir daha habersiz bir yere gitmeyeceğine söz verir.