Geri

Yeni Nesil

Yayın: Güncelleme:

Yüz yıl kadar önce, İngiltere ve Fransa tarafından 16 Mayıs 1916'da imzalanan Osmanlı'nın Ortadoğu topraklarının paylaşımını öngören Sykes-Picot antlaşması ile başlayan planın Anadolu ayağını, 10 Ağustos 1920'de imzalanan Sevr antlaşması tamamladı.

Samuel Huntington tarafından 1996'da yayınlanan Medeniyetler Çatışması Teorisi ve Yarbay Ralph Peters'ının 2006 yılında çizdiği “Kan Sınırları Haritası” ile bu plan perçinlendi.

Sykes-Picot ile Osmanlı hâkimiyetindeki topraklarda yapay devletler yapılandırılmış, medeniyetler çatışması ile fay hatları tetiklenmiştir.

Kan sınırları haritasıyla da bölgede yeni sınırlar öngörülmektedir.

Acaba bugün genelde İslam coğrafyasındaki karmaşa Huntington ve Peterson’ın nifak, nefret tohumlarının ürünleri midir?

Irak'ta iç savaş çıktı. Suriye'den korkunç haberler gelmeye devam ediyor ve orada da iç savaş var. Esad Nusayri bölgesindeki Sünni azınlığı yok ediyor. Baynas ve Bayda'da tam bir katliam var. Daha da vahim olanı Suriye'ye bu zulümlerini desteklemek için takviye güçlerin adeta akıyor olmasıdır.

10 bin Hizbullah militanı, Irak'tan el-Abbas Tugayları Esad'ın yardımına koştular. Yine Suriye’de en az altı bin İranlı özel eğitimli milis olduğu tahmin edilmektedir. (Erdal Şafak, 6 Mayıs 2013)

Amerika, yaşanan bunca vahşete karşı mücadele etmeye hiç de istekli değildir. Eskiden hedef tahtasına bir daire çizilir, ortasına “12” yazılır ve 12'den vurmayı başaran kazanırdı.

Bugün ok atılıyor, onun etrafına daire çiziliyor, ardından okun bulunduğu yere 12 yazılıyor ve işte bu isabet etti deniliyor. Yani bir nevi “bütün kuşlar siyahtır” hükmünü ispat için kargaları göstermek, atı tanımlamak için sütçü beygirini misal vermek oluyor.

Günümüzde teknoloji iyi, güzel ve doğru ile değil üretkenlikle ilgili sorularla ölçülür. Ne işe yarar? Satılabilir mi? Etkili mi? şekline doğru eviriliyor. Bu da orijinalite yokluğunu sergilemektedir. Hedef üretmek; talep oluşturmak, tüketmektir. Spor ayakkabıları, saatler... Sürekli şimdiyi yaşamaktır. Paradoks kuşkunun temel alınması, kutsallığa karşı dünyevilik, vahye karşı reconstruction’un ileri sürülmesidir.

Fukuyama’ya göre tarihin sonu kapitalist bir cennettir. Huntington'a göre ise medeniyetler çatışmasıdır. Öte yandan birincisi "the end of order" adlı eserinde 1960’lı yıllardan itibaren batı toplumlarında ahlaki çözülmeyi, sanayi devrimi kadar etkili görür. Sınırsız tüketim egoist bireyler yetiştirmiştir. Cinayetler, hırsızlık, boşanmalar, ailenin çöküşü ve alkolizm geleceğimizi tehdit ediyor, der. Ona göre çöküşün durdurulabilmesi için ahlaki ilkelerin ve kavramların güçlendirilmesi gerekir.

Uygarlıkların çatışmasında Huntington, kültürel ve dini ilişkileri biri ötekini düşmanlık temelinde besleyen iki öğe olarak görür. Batı, kendinden olmayanları ötekisi olarak tanımlar. İslam toplumları batı tarafından kimlik kaybına uğratılmış ancak içtihat kapısının aralanmasıyla İslami kimliğini aramaya ve kendini göstermeye başlamıştır. Ancak burada da kendi kimliğini, ortak bir düşman olarak öteki üzerinden tanılandırma hatası yapılmıştır. Karşıt değil farklı oluş özelliğini öne çıkarmak insan için daha sağlıklıdır. 19. yüzyıl sonlarında tutucu Protestan ruhanilere fundamentalist denir, aynı yıllarda Yahudilikle Siyonizm akımları ortaya çıkar. İran devriminden sonra bu terim Müslümanlar için kullanılmıştır. Batı İslam’ı tanımamış, tanımlamıştır.

İslam'da insan kemale ulaşmakla yükümlüdür. 1980’lerden sonra kim olduğumuzu ve tarihimizin ne olduğunu düşünüyoruz. Biz bizden olan, bizim olanı hazırlamakla yükümlüyüz. İyiler ve kötüler arasında gerçeği belirlemekle yükümlüyüz. Paskal Boniffuer'e göre soğuk savaş sonrası dünya cennet bahçesine dönmemiş sadece yargılar dağılmıştır. Ancak insan gerçeğinden, siyasal akıldan yoksun olmanın yanlışlığı ortaya çıkmıştır. Küresel problemler yerine yerel problem alanları sürekli gündemde tutulmaktadır.

Fazla uzatmadan denilebilir ki 60’ların başında başlayan eskatoloji furyası 70’lerde ve 80’lerde insanın sonunu ilan ederek devam etti. Son kurban “TARİH” idi. Bütün bunlara rağmen “DİN” insanların hayatlarına anlam vermeye devam etti. Huntington'un tezinin Türkiye karşılığı irticanın birinci tehlike unsuru olarak gösterildiği konsepttir. Batılı hala büyüklük vehmini devam ettirmektedir. Pahası ne olursa olsun kendi özgüven yapımızı inşa etmekle yükümlüyüz. Kendimizi gerçekleştirmek mecburiyetindeyiz. Kendi anlam repertuvarımızı kendi kök paradigmalarımız doğrultusunda yenilemekle sorumluyuz. İnsan hakları çevre “BİREYCİ modernizm”de özgürlük öteki ile eşit olmaktır. İslam'da da bireyin kendi kendini sorgulaması ve kendini aşmasıdır. Modernizmde önce dinin, sonra medeniyetin, daha sonra da tarihin sonu ilan edildi. Müslümanın hedefi en güzel olana davet etmektir.

Ülkemizde ise Tanzimat ile başlayan modernleşme dönemi 1923 Cumhuriyetin ilanı ile birlikte bir dönüm noktasına varmış, 1950’lerden itibaren ise toplumsal dinamiğin damgasını vurduğu bir dönem, sivilleşme dönemi, kuluçka evresine girmiştir. 1983 yılı yeni bir dönüm noktasını ifade etmiştir. Bu dönemde kendi kendimizle, geçmişimizle ve bugünümüzle yeni bir kimlik arama aşamasına girilmiştir. 2002 yılından günümüze kadar yepyeni bir yenilenme Türk siyasi yaşamının sınırlarını aşmış, konu tarihsel ve felsefi bir soruya doğru uzanmıştır.

Türkiye bugün eriştiği noktada 1980’e göre çağ değiştirerek ilerleyen bir ülke olmuştur. Artık teknolojiyi yakalamak hayal olmaktan çıkmış, Türk insanı bu işi yapsa yapsa batılı yapar ezikliğinden kurtulmuş, batılılarla her konuda yarış edebileceğine inanmıştır.

Bizim, artık inanca, zekâya, bilgiye değer veren yeni fikirlere sonuna kadar açık insanlara ihtiyacımız vardır. Onlarla yirmi birinci asır Türk asrı olacak, önümüzdeki on yıl içinde ileri ülkeleri yakalayabileceğiz. İman, Kur’an, özgürlük, ahlak ve bilimin ışığında kendi kapasitesini keşfeden insanlar, yarınlar onların olacaktır.


#

Yorumunuzu Ekleyin

Adı-Soyad
E-Posta
Yorum
İşlemin Sonucu
  • Yorumlar T.C. Yasalarına aykırı olamaz.
  • Hakaret içeren yorumlar, yayınlanmasa bile yasal mercilere iletilebilir
  • KVKK Kapsamında, bilgileriniz, yasal merciler hariç kimseyle paylaşılmaz.
  • Formda doldurduğunuz bilgiler ve IP adresiniz sisteme kaydedilir.
  • Yorumunuz onaylanıp yayınlandığında, sadece yorum, isim ve yorum tarih saati gösterilir.
Yorum Ekle

Yorumlar

Ahi Naci İşsever
9.12.2014 / 15:10:28
Hocanın bilmediği bir sürü eğrilecek "doğru" var da "İzzettin'e şükretsin. Ahi Naci,

YAZARIN SON YAZILARI

Gelenekten Geleceğe

Gelenekten Geleceğe

Peygamberlik Ve Sünnet’ün-Nebeviyye

Peygamberlik Ve Sünnet’ün-Nebeviyye

Batının BİNBİR Yüzü 

Batının BİNBİR Yüzü 

HIRİSTİYANLARIN ÎSLAM'A YÖNELİK ALGILAYIŞLARININ OLUŞMASİNDA SİYASİ TARİHİN ROLÜ
Taraklı'da Osmanlı Dönemi Yapılanması

Taraklı'da Osmanlı Dönemi Yapılanması

GENEL BİLGİLER

Taraklı

Taraklı

Taraklı Nerede, Taraklı'nın tarihi ve coğrafi özellikleri
Taraklı Otobüs Saatleri

Taraklı Otobüs Saatleri

Ağustos 2023 Güncel Taraklı - Sakarya Otobüs Kalkış Saatleri, Taraklı Otobüs Saatler 2021, Taraklı Otobüs Tarifesi, Taraklı Sakarya ilk otobüs ne zaman? Taraklı - Sakarya Son Otobüs Ne zaman? Sakarya Taraklı İlk Otobüs Ne Zaman, Sakarya Taraklı Otobüs Saatleri, Taraklı Koop Otobüs Saatleri
Taraklı'da Gezilecek Yerler

Taraklı'da Gezilecek Yerler

Taraklı'ya geldiğinizde gezilecek yerler neresidir? Taraklı'nın en popüler gezilecek yerleri yazımızda.
Taraklı Termal Turizmi

Taraklı Termal Turizmi

Taraklı'da termal turizmi, Türkiye'deki belli başlı noktalardan biri haline gelmiştir.