Nükleer Enerji Santralleri Ve Türkiye Gerçeği
Büyükşehirlerin bill - boardlarında " Akkuyu Nükleer Enerji Santralının afişleri ve TV reklamlarını herkes görmüştür. Geçen süre içinde ülkemizde nükleer enerjinin ne kadar gerekli olduğu sürekli tartışılmıştır. Kimilerine göre bu karar çok geç kalınmış bir karar olarak % 100 Türkiye için gereklidir diye açıklamalar yapılmıştır. Ben çevreci kimliğim ve Enerji verimliliği, Yenilenebilir Enerji kaynakları üzerine ihtisas sahibi olarak nükleer enerjinin zamanlamasını yanlış bulmaktayım.
Ülkemizde 2007 yılından itibaren AB'ye şirin görünmek için bir sürü yasalar çıktı. Peki, bu yasaların toplumda uygulaması ne kadar oldu diye bir bakmak gerekiyor.
Örneğin Enerji verimliliği yasası ile binalarda % 30, sanayide % 40 enerji tasarrufu yapılmak üzere çıkan yönetmeliklere göre kurulan Enerji Verimliliği şirketlerinin büyük bir kısmı kapatmak zorunda kaldı. Bu konuda çıkarılan yasalara göre bütün binaların enerji kimlik belgesi alması gerekmektedir. Yine merkezi sistemle ısıtma yapılan binalarda her dairenin kullandığı ısının karşılığı olan ödemeyi yapması gerekiyordu. Bununla beraber yapılan ısı yalıtım kapsamında mantoluma işi ne kadar doğru yapıldı. Bu işlerin yüzde kaçında Teknik Uygulama Sorumlusu olan bir mühendislik firması oldu ya da ilgili belediyeden ruhsatına işletilerek yapıldı. Bu işlerin yapan kişilerin iş güvenliği şartlarında ne kadar teknik emniyetli çalıştıkları da ayrı bir soru oluşturmaktadır.
Daha sonra çıkartılan " Kendi Enerjini kendin üret" yasası ile Güneş Enerjisi, Rüzgar Enerjisi ve Hidroelektrik Enerji santraları ne kadar yapıldı. Önce bu yasa 500 KW olarak çıktı daha sonra bu yasa 1000 Kw’a yükseltildi fakat bu enerjilerden istifade etmek için istenen şartlar adeta bu işi yaptırmamak için konulmuştu. Örneğin siz evinizin çatısına 5 Kw'lık bir güneş enerjisi sistemi kuracaksınız sizinle güneş enerjisi yatırımı yapacak 500 Kw'lık tesis kuracak kişiyle aynı prosedür uygulanıyor. Dolayısıyla yatırımdan daha çok prosedür maliyeti daha yüksek oluyor.
Keza rüzgâr enerjisine gelince daha önce yaşadığım Tekirdağ'da ve çevresindeki illerde rüzgar verimliliğinin en yüksek olduğu bölge olup aynı zamanda bu bölge Türkiye sanayisinin mihenk taşının olduğu bir bölgedir. Peki, kaç fabrikada rüzgâr türbini kullanılmaktadır ki bu fabrikaların en düşük elektrik tüketenin elektrik faturası 500.000.- TL civarındadır.
Hidroelektrik enerji santrallarına gelince bu tam bir rezalettir. Benimde ortağı olduğum bir şirket olarak Kırklarelinin üç sulama barajındaki mevcut çıkış borusu üzerine yapmayı hedeflediğimiz enerji santralleri 10 MW'ın altında diyerek iptal edildi. Madem öyle niye bu yasa kapsamında bunun prosedürünü oluşturuldu. Dünyada en küçük dere kaynağından bile enerji üretmek için alternatif türbin dizaynları geliştirilirken Türkiye’de yanlış uygulamalar nedeniyle bu enerji kaynağını kullanılmamaktadır. Maalesef " Su akar; Türk bakar " sözü her yönüyle devam etmektedir.
Diğer taraftan Türkiye'de bizler bir çöp dağı üzerinde yaşamaktayız. Özellikle İskandinav ülkelerinde kullanılan çöpün % 90 civarı geri dönüşüm ile kaynağında ayrıştırma yapılarak geri kazanılmaktadır. Biz de ise bu oran çöplerin çöp sahasında çöp toplayıcılar vasıtasıyla % 15 'lere çıkmaktadır bu da sağlıklı bir geri dönüşüm olmamaktadır. Bu atıkları tekrar bir incelersek;
1) Evsel Organik Atıklar: Türkiye'de ortalama kişi başı üretilen katı atık miktarı 1,2 kg/gün'dür. Bu oran yıllık 438 kg/yıl/kişi çıkar. Türkiye nüfusunu 75.000.000.- olarak düşünürsek 31,536 Milyon ton atık çıkar. Bunun % 40'ını organik atıklar oluşturmaktadır. Bu da 12,61 Milyon ton etmektedir.
2)Arıtma Çamuru: Bilgileri elimde olduğu için Bursa örneğini vermek istiyorum. Bursa' ili arıtma çamuru miktarı 400 ton/gün'dür. Bursa ili nüfüsu 2,5 Milyon ( 2009 sayımına göre) olup bunu Türkiye nüfusuna projekte edersek 12.000. ton arıtma çamuru çıkar. Türkiye'nin arıtma çamuru potensiyeli ise 4 Milyon 380 Bin ton /yıl eder. 10 yıllık süreç içinde bunun % 50'sinin arıtma tesisleri vasıtasıyla elde edebileceğini varsayarsak bu rakamı 2 Milyon 190 bin ton olarak alabiliriz.
2017 yılına kadar bütün yerleşim bölgelerinde arıtma tesisi bulunmak zorunluluğu var.
3) Orman Atıkları: Türkiye yaklaşık olarak 21 Milyon hektarlık ormana sahiptir. (210 Milyon dönüm) Her dönümden yılda sadece 1 ton yaş ot toplandığını düşünsek toplam 210 milyon ton yaş ot demektir.
4) Hayvan Gübresi: Ülkemizde 2009 yılı kayıtlarına göre sığır sayısı : 11 Milyon; Küçükbaş ( Koyun -keçi ) sayısı: 30 Milyon; Toplam kümes hayvan sayısı 350 Milyon ( 66,5 Milyon yumurta Tavuğu)dur.
500 Kg canlı ağırlığında bir inek ortalama yıllık 10 ton yaş gübre üretmektedir. 10 x 11 Milyon= 110 Milyon ton yaş sığır gübresi elde edilmektedir.
Küçükbaş Hayvanlar ortalama günlük 2 Kg, yıllık 730 Kg ( 0,73 ton) gübre üretirler. 30 Milyon x 0,73= 22 Milyon ton yaş küçükbaş hayvan gübresi elde edilmektedir.
Kümes Hayvanları günde ortalama 100 gr, yılda 36,5 Kg yaş gübre üretmektedir. 350 milyon x 36,5kg = 12,7 milyon ton yaş tavuk gübresi elde edilmektedir.
Toplam 144,7 milyon ton yaş hayvan gübresi elde edilmektedir.
5) Tarımsal Atıklar; Türkiye 78 milyon hektar yüzölçümüne sahiptir. Bunun % 26'sını ormanlar, % 16'sını çayır ve mera alanları,% 35 ini tarım alanları oluşturmaktadır.
Sera Artıkları: Türkiye'de yaklaşık 60 bin hektar ( 600 bin dönüm) sera alanı bulunmakta olup dönüm başına 8 ton/yıl sera artığı çıkmakta olup yılda 5 Milyon ton sera atığı çıkmaktadır.
Tarla Atıkları: Her dönümden yıllık 1 ton atık çıktığı ve bunun yarısının yakacak ve yem olarak değerlendirildiği düşünülürse 120 Milyon ton çevreye dökülen ya da anız olarak yakılan tarla atığı vardır.
Bütün bu atıkları topladığımızda yılda 498,5 Milyon ton organik atık elde edilmektedir.
Yapmış olduğumuz çalışmalara göre bu atıklar geri dönüşüm ile bertaraf edildiğinde ülkemizin enerji ihtiyacını karşılayabilecek bir enerji elde edilmektedir. Buna göre maksimum % 20 kurulukta, minimum % 14 karbon ihtiva 1 ton organik maddeden ortalama 1 MW elektrik, 2,5 Gcal ısı elde edilmektedir.
498,5 milyon ton organik atık için 60.792 ton/h atık geri dönüşüm tesisi kurulabilir. Kurulacak tesisler ile elde edilecek yıllık elektrik miktarı: 498.500.000. Mw elektrik elde edilecektir. Parasal değeri: 498.500.000 Mw x 133 USD/Mw = 66 Milyar 300 Milyon 500 Bin TL /yıl kazanç elde edilecektir.
Katı atık geri dönüşüm tesisleri kurulumu ile kazanımlar:
1)Elektrik ve ısı üretilmesi sağlanacaktır.
2) Atıklar bertaraf edilerek bu atıkların bir köşeye atılıp çürümeye terk edilmesi yerine ekonomiye katkı sağlanacaktır.
3) Kentin değerli arazilerinin çöplük olarak kullanılması önlenerek kötü görüntüler ve kokunun önüne geçilmesi sağlanacaktır.
4) Anız yakımı bitecek, toprağın verimliliğini azaltan ve çevreyi kirleten orman yangınlarına neden olan bu uygulama ortadan kalkacaktır.
5) Tarlalar ve ormanlar ottan temizlenecektir.
6) Kuş gribine neden olan biyo güvenlik sağlanarak hayvan hastalıklarının artması önlenmiş olacaktır.
7) Hayvansal ve tarımsal atıkların çevriminden çıkan kül biochar olarak toprak islahında kullanılacaktır.
8) Çevreci bir atık çevrimi sağlanır.
9) Daha sağlıklı ve hijenik yaşam alanları yaratılır.
10) Karbon kredisi kazanılacaktır.
11) Binlerce kişiye istihdam sağlanacaktır.
12) Ülkemizin dışarıya olan enerji bağımlılığını azaltır.
13) Sürdürülebilir kalkınmaya katkıda bulunulur.
Türkiye bu veriler ile enerji verimliliği tam olarak uygulanması durumunda, yenilenebilir enerji kaynakları teşvik kapsamında vatandaşın üretici olması sağlanırsa, endüstri kuruluşlarının kendi enerjilerini üretmeleri teşvik edilirse Nükleer Enerji Santrallerinin nın gerekliliğinin tekrar konuşulması gerekir kanaatindeyim.
Not: Atık bilgileri Altaca Enerjinin sunumlarından alınmıştır.