Dr. Dursun Bostancı Sakarya'dan Sesleniyorum

Geçmiş Zaman Olur Ki Hayali Cihan Değer

Yıl 1979.
Askerlik görevi için Erzurum'a gittik. 
Çiçeği burnunda bir genel cerrahi uzmanı, omzunda bir demiri olan asteğmen olarak..
Görev yerimiz Mareşal Çakmak Asker Hastanesi.
Orada öğrendik kar nasıl yağar, soğuk, ayaz denen şey nasıldır.
O yılları hatırlayanlar vardır mutlaka.
Telefon edebilmek için saatlerce postanede nasıl beklenir, işin enteresan tarafı da; iletişim denen mefhumun bilinmemesine rağmen dostlar nasıl da tam istedikleri saatte buluşur...
Günümüz gençlerine anlatsan mümkün değil inandıramazsın.
Şimdiki gibi öyle "konum at" cümlesi henüz daha icat bile edilmemişken.

Hastaneye gece acil hasta gelip de, nöbetçi doktor tarafından hastaneye çağırıldığını, ancak kapına görevli askerler gelip "Komutanım hastaneden çağırıyorlar" dediklerinde öğrenebilirsin.
Bu yüzden de gecenin saat 12 sine kadar evde her an gitmeye hazır gibi beklersin.
Televizyon siyah beyaz ve paket yayın.
Yani muhtemelen kasete alınan programlar, görüntüler, o şehre ait vericilerle banttan yayınlanıyor ve bu yayın hangi günün, hangi ayın yayını olduğu bile belli değil.
Gazete bulmak ise başka bir olay. Ulaşım yeteri kadar olmadığından İstanbul gazeteleri bir gün sonra geliyor. 
Yani memleket ve dünya olaylarını bir gün sonradan ancak takip edebiliyorsun.

Şimdilerde bakıyorum da,
Yazılı basın bile yavaş yavaş eskilerde kalmaya başladı.
İnsanlar artık yaşadıkları şehirde,ülkede, dünyada olan olayları anında bilmek, görmek, hatta bu olaya kendi fikrini de katmak istiyor yorumlarıyla. 
Bilmem kaç kanal olan televizyon bile yetmiyor.
İnternet ortamında videolar, haberler, yazışmalar..
Eskiden 15 günde giden bir mektup dugün saniyeler içinde gidiyor.
Üstelik akıllı denen telefonla canlı, görüntülü konuşabiliyor,
Ve bunları da günümüz şartlarında gayet doğal,basit olarak görüyorsun.
Dahası aklınıza ne gelirse...

O geçtiğimiz yıllar çok da uzak değil esasında.
Ama bu zaman zarfında alınan yol inanılmaz boyutta.
İnsanoğlu biraz geriye gidip yaşadıklarımızı hatırlayınca nereden nereye gelindiğini fark ediyor.

Şimdiki zamanda yetişen gençlerimiz de İleride, bu günlere ait cümleler kurarlarken,
"Bizim zamanımızda" diye söze başlayacaklardır muhakkak. Teknoloji denen şey durmuyor ki yerinde.

Çok da eski olmadığını zannettiğim ama belli ki tarih olmuş bir anımı paylaşmak istedim bu hafta. Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer.