Geri
Mustafa Özbilge Mustafa Özbilge Dıngılım

Taraklı’nın Söküğünü Şimdi Kim Dikecek?

Mustafa Özbilge'nin Taraklı terzileriyle ilgili köşe yazısı yayında.
Yayın: Güncelleme:

Ramazan-ı şerîfin ilk üç gecesinde, teravih namazından sonra, salât-ı vitre henüz geçmeden, Dede İsmail müezzin mahfilinden temcid okurdu:

“Hak Teâlâ, kullarına lütf u ihsân eyledi,
Merhaba yâ şehr-i ramazan,
Ey mübarek, merhaba”

Cemaat, maneviyatın neşesiyle coşar, bu ilâhi vecde kendini kaptırırdı. Ramazanın son üç gecesinde ise aynı temcidi, sözlerdeki birtakım değişikliklerle yine okurdu Âmâ Müezzin. Tabii bu kez farklı bir tavırla:

“Efendimiz ümmetine lütf u ihsan eyledi,
Elveda yâ şehr-i gufran
Ey mübarek, elveda”

Yunuspaşa Camii’ndeki herkesi hüzne gark eden bu seda, elimizden bir şeyin kayıp gittiğinin makamıydı.

Geldiğine sevindiğimiz, gitmesine üzüldüğümüz ramazan, hep bizim içindi. Bir şeyler vermeye gelmişti bize; buna mukabil, hoş bir şekilde karşılanmayı bekliyordu. En güzel diyarlardan, en kıymetli hediyelerle yüklü bu misafire kavuşmak ne kadar büyük bir bahtiyarlıksa ondan ayrılmak da aynı derecede burukluk hissettiriyordu garip mümin gönüllerde.

Son dört ramazanımı Taraklı’dan uzakta geçirmiş olmanın, ister istemez bir boşluğu var içimde. Bir de bu ayın içerisinde kaybettiğimiz Taraklı’nın iki kıymetlisi, Terzi Sabahattin ve Terzi İdris’in vefatları, beni ayrıca üzdü. Bu durum, Taraklı’yı çok daha derinden etkilemiş olsa gerek.

Evimiz çarşıda olduğundan esnaf dükkanları çocukluğumdan beri uğrak yerlerimdir. Tabii terziler de öyle. Terzileri eskiden beri çok severim. Kumaş kokusu, buharlı ütüler, kocaman keskin makaslar, parlak yüksükler, iğnedenlikler, rengarenk masuralar, eğri büğrü kalıp çıkarma malzemeleri, mezuralar, dikiş makinesinin kesik kesik kulağa gelen ritmi…

Berberlerin sabaha kadar bayram tıraşı yapmaları gibi terzilerin de arife gecesi sabaha kadar bayramlıkların son rötuşlarını yapıp insanları sevindirmeleri hep heyecanlandırmıştır beni.

Anadolu kasabalarında zanaatkarlar tükeniyor, gidenin yerine yenisi gelmiyor. Taraklı da bu kısırlaşmadan nasibini fazlasıyla almakta. Geçen yaz Terzi İbiş Mustafa’yı kaybettik. Vefatından birkaç gün evvel, evinde hasta yatağında görmesem inanmazdım çarşının neşeli “nöbetçi terzi”sinin aramızdan böyle ayrılışına.

Mustafa amca, birkaç ayda bir hastalığını öne sürerek: “Yeter artık be, kapatıyorum!” demesine rağmen müşterilerinin ve esnafın ikna çabasıyla kapatamazdı küçük terzi dükkanını.

Elbiseleri götürdüğümde ayrı; geri almaya gittiğimde ayrı fırçalardı beni. Dışardan yabancı biri, bu halimizi görse esnafla müşteri arasında bir kavga cereyan ediyor sanırdı. Halbuki aile dostu Terzi İbiş Mustafa amca, geleneksel Türk tiyatrosundaki bir tipi canlandırmaktaydı. Her müşteriyle bıkmadan rolünü oynamaya devam ediyordu. Sonunda gülüyorduk. Aile fertlerine ayrı ayrı selam gönderiyordu. Ahi Naci Hoca’nın bahsettiği yalazanın belki de en zarif çeşidi, emeğine yabancılaşmayan bu ustaların ellerinde şekillenmekteydi.

Mesela beş altı yaşlarındayken Taraklı Pazaryeri’ndeki dükkanından hiç çıkmak istemediğim, yufka yürekli, rintmeşrep Terzi İbrahim (Mendel) amcayı hiç unutamam. Güleç yüzlü, şakacı, arkası heybeli yeşil mobiletiyle beni Yukarımahalle’ye götürür, gezdirirdi. Onun dünya metaına eyvallah etmeyen, kalender bir esnaf olduğunu sonra sonra anladım.

Terzi Sabahattin abi de bizim arka sokağımızdaydı. Onun dikiş makinasının sesi evimizden duyulurdu. Çalışkanlığı, insanın elinin emeğiyle ilmik ilmik hayatına şekil verebilmesine çok güzel bir örnekti. Fakat oğlu Durmuş’un dünyadan apansız ayrılışı, yorgun baba kalbini daha da sıkıştırmıştı.

Yaşam durmadı onun için, acıyı terzi dükkanını kapatmayarak bastırdı. Belki kendi, belki de geride kalanlar için çalışmalıydı. Öyle de yaptı. Kim bilir, Rabbine ve oğluna kavuşmasının ümidine şahitlik olsun diye açık tutuyordu dükkanını veya oğluyla en çok vakit geçirdiği mekân burası olduğu için... Küsmüyordu varlığına.

Terzi Sabahattin abinin bir de hakkı var üzerimde. Kimseler bilmez. Muhtarken benim yüzümden maalesef bir dönem, epey meşgul edilmiş tahkikat ekipleri tarafından. Bana karşı hep hüsnü zanda bulunmuş (hüsnüşahitlik mi demeliyim). Dayanamayıp birgün en yakın dostuma anlatmış bu durumu. Anlam veremediğini söylemiş hakkımdaki bu kadar tahkikata. Her defasında sırrımız olacak güzel sözler söylemiş gıyabımızda. Komşuluk, ağabeylik etmiş hasılı, arkamdan himaye etmiş haberim olmadan.

Duydum ki namazda emaneti teslim etmiş sahibine. Sevdiği oğluna da kavuşmuş. Cenazesinde bulunamasam da onun benim hakkımda bulunduğu gibi ben de onun hakkında hüsnü şahadette bulunuyorum. Kendisini iyi bilirdik.

Bu akşam, kelebek kanadı kadar narin bir yüreğe sahip Terzi İdris amcanın vefat haberiyle yine sarsıldım. İlkokul öğretmenim Salih Zeki’den öğrenmiştim Yûnus Emre’nin “Şol Cennet’in Irmakları” ilahisini. “İdris Nebi hulle biçer/Diker Allah deyü deyü” mısralarına geldiğimde, bizim Terzi İdris amcadan başka kimseyi düşünemezdim. Kelamı tıpkı Yûnus gibi yumuşak, Yûnus gibi lâtifti.

Onun terzi dükkânı; biraz tekke, biraz zaviye, biraz da dergahtı. Boynunda mezurası, burnunda gözlüğü; Türk ve İslam dünyasının derdiyle dertlenip gözleri yaşarırdı İdris amcanın. Elini açar ümmete dua ederdi her daim. Ne şeyh ne mürşiddi; ama bir sürü müridi vardı dükkânında. Gece geç saatlere kadar ona gönüllü çıraklık eden yârenleri vardı etrafında. Ahbabı…

Taraklı’nın büyükleri, Taraklı’nın eski usta terzilerini, etrafını câmi bir şekilde anlatırlar birgün. Benim yaşım buna erişmez. Terzi Ali amca akrabamızdı mesela. Fakat dükkanına girmeye çekinirdim. Beni çok sevmesine rağmen disiplin denilen şeyin ne olduğunu henüz bilmeden dükkânın içerisindeki havadan anlardım burada serbest hareket edemeyeceğimi. Eğer dükkânda oğlu Cemal amca varsa, daha rahat olurdum.

Yine bir dönem terzi Sadettin amca bizim sokağa terzi dükkânı açmıştı. Memurların bir kısmı ona giderdi çoğunlukla. Ağzında yeniharman sigarası, dükkânın içi dumandan gözükmezdi. Babam takım elbiselerini ona götürürdü, sonra Sabahattin’e. Annem İbiş Mustafa’yla Karşımahalle’den komşuydu. Ben kot pantolon giymeye başlayınca paçalarını Terzi Emin (Tümen) amcaya verirdim. Çünkü oğlu Hüseyin abi, bizim nesle hitap eden kot pantolonları satardı. Dedem, tabii ki Terzi İdris’in müşterisiydi.

Hep parça parça şeyler dolanıyor zihnimde, kumaşlardan arta kalan kırpıntılar gibi uçuşuyor hatıralar. Toparlamakta zorlanıyorum dağınık geçmişimi. İplikler birbirine karışıyor. Bu elbise kimin bedenineydi, ölçüyü doğru mu aldım, bilemiyorum.

Terzilerimiz sadece elbise dikmediler. Semercilerimiz sadece semer yapmadıkları, mutaflarımız sadece kilim dokumadıkları, kaşıkçılarımız sadece kaşık yapmadıkları, ayakkabıcılarımız sadece ayakkabı dikmedikleri gibi. Her biri ellerindeki hüner ve emeğin aynasında bir sırrı yaşadılar ve etraflarına o aynayı yansıttılar.

Görünen o ki Taraklı’da terzi kalmadı. Daha da önemlisi, asırlarca devam ettirilmiş olan meslekî silsile (hırfettaşlık) katî bir şekilde koptu. Şimdi Taraklı’ya uygun donu kim biçecek dediğimizde, bize o insan olma aynasını kim tutacak demiş oluyoruz.

Peki ya sökük dikmek… Kullan-at ürünlerle zaten iyice alıştığımız tüketim/israf piyasasına direnç gösterecek bir tane bile kalemiz kalmadı. Tüketim bombardımanına karşı savunmasız, çıplağız. Açılan yaralarımızı gözeyecek, yamayacak marifet ortadan kalktı.

Arifeyi bayrama bağlayan şu bereketli zamanlarda, ahirete göç eden Taraklılı esnaf ağabeyleri rahmetle anıyorum, vefat eden terzilerimizi de sözün en güzeliyle yâd ediyorum.

“Ey Âdem oğulları! Bakın size çirkin yerlerinizi örtecek ve sizi süsleyecek libas (elbise) indirdik. Fakat takva elbisesi, o hepsinden hayırlı. Bu işte Allah’ın ayetlerinden. Gerekir ki düşünür, ibret alırlar.” (A’raf Sûresi 26. Ayet) 

#terzi #sokuk #dikmek #tarakli #elbise #marifet #tuketim #libas

Yorumunuzu Ekleyin

Adı-Soyad
E-Posta
Yorum
İşlemin Sonucu
  • Yorumlar T.C. Yasalarına aykırı olamaz.
  • Hakaret içeren yorumlar, yayınlanmasa bile yasal mercilere iletilebilir
  • KVKK Kapsamında, bilgileriniz, yasal merciler hariç kimseyle paylaşılmaz.
  • Formda doldurduğunuz bilgiler ve IP adresiniz sisteme kaydedilir.
  • Yorumunuz onaylanıp yayınlandığında, sadece yorum, isim ve yorum tarih saati gösterilir.

YAZARIN SON YAZILARI

Üçyüzaltmış Derece Halk

Üçyüzaltmış Derece Halk

Mustafa Özbilge'nin yeni şiiri yayında...
Meymenetsiz Ticaret, Maymunlaşan Siyaset (52)

Meymenetsiz Ticaret, Maymunlaşan Siyaset (52)

Mustafa Özbilge'nin yeni yazısı yayında...
Yok!

Yok!

Mustafa Özbilge'nin yeni şiiri yayında...
Ya Dış Mihrak Dedikleri İçleriyse (51)

Ya Dış Mihrak Dedikleri İçleriyse (51)

Mustafa Özbilge'nin yeni yazısı yayında...
Acılarımız Hafifledi

Acılarımız Hafifledi

Mustafa Özbilge'nin yeni şiiri yayında...
Dünya Bir Oda

Dünya Bir Oda

Mustafa Özbilge'nin yeni şiiri yayında...

GENEL BİLGİLER

Taraklı

Taraklı

Taraklı Nerede, Taraklı'nın tarihi ve coğrafi özellikleri
Taraklı Otobüs Saatleri

Taraklı Otobüs Saatleri

Ağustos 2023 Güncel Taraklı - Sakarya Otobüs Kalkış Saatleri, Taraklı Otobüs Saatler 2021, Taraklı Otobüs Tarifesi, Taraklı Sakarya ilk otobüs ne zaman? Taraklı - Sakarya Son Otobüs Ne zaman? Sakarya Taraklı İlk Otobüs Ne Zaman, Sakarya Taraklı Otobüs Saatleri, Taraklı Koop Otobüs Saatleri
Taraklı'da Gezilecek Yerler

Taraklı'da Gezilecek Yerler

Taraklı'ya geldiğinizde gezilecek yerler neresidir? Taraklı'nın en popüler gezilecek yerleri yazımızda.
Taraklı Termal Turizmi

Taraklı Termal Turizmi

Taraklı'da termal turizmi, Türkiye'deki belli başlı noktalardan biri haline gelmiştir.