Sen böyle hayal etmemiştin değil mi ?
Küpelilerimin, güne bakanlarımın
edalarını baska diyarlara çalısın...
Subat'a inat, bir baska bahardı sanki asûde gülüsün... Aksamları erken yatar , sabahları erken kalkardın sen, Balkon sefaların kısaydı, bir kadeh rakı biraz pilaki ... Camına her gece o üç bes tası atıp kaçmasaydım ben, Seheri unutturan upuzun Izmir geceleri nasıl geçecekti peki ...
Sen böyle hayal etmemistin degil mi ?
Sana gelecegim diye söz vermistim çünkü ben
Ayak bastıgım anda o sehr-i rûya ‘ya
Ilk sana kosacaktım kimseyi dinlemeden…
Oysa daha aylar öncesinden,
Güzelbahçe diye sözlesmistik, unutmadım !
Sözümü elimde tutamadım ama inan çaresizlikten...
Eski iskelede bir telas saatleri kovalarken sen,
Bir martı kanadına takılıp belki,
Birkaç anda boynuna atılacaktım hemen
Bilmem kim reisin meraklı bakıslarına aldırmayacak,
Ilk ve son yalanımızı söyledigimiz o yerde
Susamıs yâr lebinde, bir kez daha hayat bulacaktık
Ahhh belam ahhh ! ! !
Yalnızlıgı hiç düsünmemistin degil mi ?
Sana gelecegim diye söz vermistim çünkü ben
Ayak bastıgım anda o sehr-i rûya ‘ya
Yanına kaçacaktım kimseyi dinlemeden…
Oysa daha aylar öncesinden,
Bizim iskele diye sözlesmistik, unutmadım !
Yine ellerini tutamadım ama inan çaresizlikten...
Yakamoz henüz düserken, körfezdeki dalgın suya
Hasretten dem vurup birkaç hüzzam sarkıyla
Ayaklarımızı ısıga daldırıp, sarap içecektik doya doya
Kanılmaz muhabbet baglarına dalacaktık meylerin pesi sıra
Talan edecektik ayrılıga dair ne kadar meyve varsa
Ve en yasagına kanacaktık yine, cennetten kovulmak pahasına…
Ahhh elam ahhh ! ! !
Ayrılıgı hiç düsünmemistin degil mi ?
Sana gelecegim diye söz vermistim çünkü ben
Ayak bastıgım anda o sehr-i rûya ‘ya
Bir martı kanadında uçacaktım, kimseyi dinlemeden…
Oysa daha aylar öncesinden,
Aynı yakamozda diye sözlesmistik, unutmadım !
Bu siir senin elam, sana son elvedam…
Bir kaç satırla bitti demeye çalısmam bile çaresizlikten …
Ama inan, inan bende böyle hayal etmemistim …
#