Tevfik KAYMAZ Memleketim

Asli Ve Tali Çelişki

Emperyalistlerin ideologları bilimsel düşünce metodlarını bilirler mi ? Bu soru epey önce kendi kendime sormuş , üzerinde biraz düşünmüştüm.

 Emperyalizme , faşizme , gericiliğe ve feodalizme karşı düşüncelerle yaşamlarının bir noktasında tanışan bir çok kişi bu soruyu kendisine sormuş ve yanıt aramış olabilir. Ama bir yanıt bulabilenler bu kadar çok şeye ayrı, ayrı karşı olmaya gerek olmadığı sonucuna varmıştır sanırım.

Emperyalistler , sömürdüğü ülkelerde muhalif toplumsal güçleri baskı altında tutan ,özgün faşist bir yönetim biçimi kurmuşlardır. Sömürge ülkelerin yönetim modeli faşizmdir. Bu Nazi tipi faşizmden bazı farklılıklar gösteren sömürge faşizmidir. Nazi Almanya'sı ve aynı dönemin İtalya'sı gibi faşist idareler , yerel ve aşağıdan yukarı gelişmiş ve örgütlenmiştir.

Sömürge tipi faşizmin, en belirgin farkı yukarıdan aşağıya , tepeden enjekte şekilde, emperyalistlerin ve işbirlikçilerinin beraber tesis ettiği bir sistem olmasıdır. Bir başka farkıda Alman faşizmindeki Führer yerine oligarşik bir zümre söz konusudur.

Oligarşik yapı içindeki sorunların giderilmesi , oligarşiyi oluşturan birimlerin etki ve güç sınırlarının çatışmasız belirlenmesi için gerekli dönemlerdeki nispi demokratik ortamlardan ve dönem dönem gerektikçe açık faşist yöntemlerin (darbe dönemleri ) kullanılabildiği bir faşizm türünden bahsetmekteyiz.

Emperyalistler sömürdükleri bölgedeki feodal yapılarla , dinsel yapılarla bağlar kurarak , ağaları , beyleri , kimi din adamlarını besleyerek , kullanır. Böylece yönetme kolaylığı edinmeye çalışır ve bu kesimlerde bir şekilde oligarşi içinde temsil edilir..

Emperyalistler tarihin toplumcu , insandan yana , eşitlikçi , sömürüsüz bir yaşama doğru giden akışını durdurmak , yavaşlatmak , geri döndürmek için gerçek ve ilerici dinamizm taşıyan asli çelişkileri gizler , dondurur , yok sayar ve tali çelişkileri abartırlar dolayısıyla gericilerdir.

Dolayısıyla sadece antiemperyalist olmakla faşizme , feodalizme ve gericiliğe de karşı oluyoruz.

Oligarşi gibi bir kavramdan söz ettik. Ülkemizde epey bir süreden beridir bu yöneten sınıflar ittifakında ciddi bir takım değişmeler , olmakta, güç dengeleri değişmekte , belki bir bakıma oligarşi bir evrim geçirmekte yada daha farklı bir bakış açısıyla emperyalist dinozorun ülkemizdeki yumurtası yani oligarşi yumurtası çatlamaktadır.Bu yumurtanın içindende monarşik yeni bir dikta ya da bölük pörçük başka daha bir ucube durum çıkmak üzere.

Hatta son dönem olayların Hitler Almanya sı benzeri bir gelişim süreci izlediği de söylenebilir. Türkiye de zaten mevcut olan faşizm nitelik değiştiriyor olabilir.

Nispi demokratik , yada tam demokratik olsun tüm sistemlerde çoğunluğun toplumda büyük bir orana tekabül etmesi durumunda sistemi koruyacak bir takım koruyucu sigorta sistemleri , yasaları , kurumları vardır. İşte ülkemizde de HSYK , Anayasa Mahkemesi , gibi kurumlar gereğinde böyle bir sigorta işlevi görürler. Ne olursa olsun demokratik sistemler çoğunluğun azınlığı tamamen yok sayarak dilediği her şeyi değiştirmesine dilediğini yapmasına engeller koyar. İşte bu engellerin şiddet ve zor yoluyla yada referandum , halk oylaması şeklinde demokratik gibi görünen yollarla yıkılıp yok edilmesinin ardından çok daha hızlı bir gelişim , belki bir bakıma bir devrim yada karşı devrim süreci gelişir.

Türkiye de uzun yıllar önceden beri iktidarı bir kez tümden alıp bir daha da geri vermemek niyetiyle örgütlenen , siyasallaşmış dinci örgütlenmeler var. ( Nakşibendiler , Nurcular yahut Fethullahçılar.)

Bir de yine uzun zamandır etnik , bölgesel fark üzerinden kışkırtma yaparak örgütlenen bir terör örgütü ve onun çeşitli uzantıları var. Bu kesimler ülke dengeleri içerisinde ekonomik potansiyelinden oy oranına kadar birer güç haline gelmiş durumda.

Bu kesimlerden biri Emperyalizmden kurtulmanın yolunu İslam devletinde bulmuş gidiyor. Ama önder kadrosunun hepsi emperyalistlerin güdümünde... Bir kısmı ise artık emperyalizmden kurtulmayı bir kenara bırakmış Türkiye den kurtulmak çabası içerisinde ama bu çabada emperyalizmin kucağında...

Şimdi başa dönelim "Emperyalizm gerçek ve ilerici çelişkileri toplumdan gizler." demiştik. Evet çünkü emperyalistler de bilimsel düşünme yöntemlerinden haberdarlar. Fark şu ki onlar bunu yaşamı anlamak , insanlığın tümü yararına yaşamı değiştirmek , dönüştürmek üzere değil sömürü düzenlerini sürdürmek için kullanıyorlar.

Örneğin tüm Türk toplumu , yani Misak-ı milli içinde yaşayan herkes , yaşamının daha huzurlu ve refah içinde olmasının karşısındaki tek gerçek engelin emperyalizm olduğu bilincinde olsa idi...

Yani bu ülkeyi toptan kurtuluşa götürecek biricik gerçek çelişki ; emperyalizmle tüm Türk halkı arasındaki sömürülmekten doğan çelişki toplumdan gizlenip kaçırılmasaydı. Oligarşik dikta yıkılabilir , emperyalistler ülkeden kovulabilir tam demokrasi söz konusu olabilirdi belki.

 Belki o zaman ilerici , demokrat , yurtsever düşünceli, bilinen insanların bir kısmı da şu aralar çok yoğun yaşanan oligarşi içi çatışmaların , hesaplaşmaların bir tarafıymış gibi , yahut ta oligarşinin dıştalanmak istenen , tasfiye edilmek istenen kesimi ile yan yanaymış gibi hallerde görülmezdi.

İşte nüfusunun % 95 i ABD ye karşı olan bir ülke ancak böyle ABD boyunduruğunda tutulabilir. Her şeyin bulanıklaştırıldığı yerde insan düşman diye kendi bacağını bile vurabilir.

Kiminle yan yana görünüyor olursak olalım , daha geri bir yöne doğru gitmek , emperyalistler için daha kolay lokma olmak riski karşısında doğru yerde saf tutmak durumundayız.

Emperyalistler başörtülüyle , örtüsüzü , laikçi ile din devleti isteyeni , Kürt ile Türk 'ü ( harfleri toplanıp tekrar üst üste dizildiğinde hep Türk olduğu halde ) önce ayrı ayrı örgütler , hepsinin örgütlerini kendi eliyle kurar ,besler büyütür yada kurulu olanları satın alır ve sonra da bir biriyle çatıştırır ,

Tali çelişkileri abartarak bunların üzerinden fırtınalar kopartılır , hatta sağ ve sol örgütler kurup , sağı sağ ile , solu sol ile kendi içinde de çatıştırır ,ki tüm halk birleşip emperyalistleri ve onların yerli işbirlikçilerini ezip geçmesin. Emperyalizmin korkulu rüyası tek bir amaç etrafında kenetlenmiş halk yığınlarıdır.

Emperyalistler sömürge ülkelerde , kurmuş oldukları bir biriyle çatışan bir yığın örgütün eseri olan bir kaos sayesinde yöneten olarak kalır. Kaosla yönetirler.

İlginç değil mi emperyalistler sağ ve sol örgütler kurabilir dedik, Şaşıracaksısnız belki ama bu gün dünyada CIA , MI ,MOSSAD vs gibi belki iki ,üç tane daha istihbarat teşkilatından en az birinin bilgisi , ilgisi , onayı ya da desteği , gözetimi olmadan bir kanarya sevenler derneği bile kurulması , kurulsa da devam ettirilmesi tahminimce imkansız yada çok zordur.

Bizzat bunların tam desteği alındığı koşullarda ise bırakın örgüt , dernek kurmayı , devlet bile kurulabilir. Şu an ülkemizi getirdikleri nokta da olduğu gibi. Bir değil iki devlet kurmak amaçları. Biri başkenti Diyarbakır biri de İstanbul diye tasarlanıyor gibi görüntüler vermekteler..( Merkez bankasının İstanbul a taşınma projesi vs..)

İşte bunların tali çelişkileri asli gibi kullanarak bizi getirdikleri nokta budur.

Yani sonuç olarak emperyalistler bilimsel düşünme metodlarını uygulamada baağımsızlıkçı yurtseverlerden daha başarılı olmuştur. Tek fark halka karşı kullanmaları.

Vatan sevgimizi içimizde , derinlerde , yüreğimizin en hassas ve en sağlam yerinde muhafaza etmek , çok ama çok zeki olmak , çok şey öğrenmek , çok fedakar olmak zorundayız.

Halkımızın en geniş kesimini emperyalizme karşı bir ulusal kurtuluş cephesinde birleştirmek zorundayız.

Çünkü düşman uyumuyor.

Durum ne kadar zorluklarla dolu olsa da her türlü oyuna , faşizme , gericiliğe , bölücülüğe HAYIR , HAYIR , HAYIR diye haykırmaya devam edeceğiz.

KAHROLSUN EMPERYALİZM.

YAŞASIN TAM BAĞIMSIZ , DEMOKRATİK , TEK VATAN

YAŞASIN AY YILDIZLI BAYRAĞIMIZ