Tayyip, Danıştay'a çiçek göndermeli!
Bir ülkede kurumlar ayakta kalsa, adalet yıkılsa o ülke batar.
Bütün kurumlar yıkılsa, sadece adalet ayakta kalsa hiçbir şey olmaz.
Maalesef adalet adaletsizlerin, vicdandan yoksunların elinde oyuncak olmuş.
Aldığı bir çok karar tamamen ideolojik ve siyasi.
Sırf hükümetle sürtüşmek, siyasi erkten rövanş almak adına yargı ne yazık ki adil olmayan bir uygulamaya daha imza attı.
Danıştay 8. Dairesi, YÖK‘ün 2010 Akademik Personel ve Lisans Üstü Eğitim Giriş Sınavı (ALES) sonbahar dönemi kılavuzundaki kılık kıyafetle ilgili düzenlemelerin yürütmesini oy birliğiyle durdurdu.
Türkçesi; başörtülü öğrenciler sınavlara giremeyecek!
Gerekçesi ise komik…
Başörtüsü, kadın ve erkek ayırımını zorlaştırıyormuş!
Güvenlik zaafı olurmuş!
Bu gerekçelere kargalar güler. Kararın ayan beyan siyasi olduğu ortada.
İnsanların eğitim hakkı, bir grup insanın görüş ve içtihadı ile gasp ediliyor. Adı üstünde 'içtihat' veya 'görüş.' Örneğin Danıştay 8. Dairesi bir konu hakkında bir karar alıyor, 7. Daire ise farklı bir görüş söylüyor.
Yüzde yüz hukuksal bir karar değil demek ki...
Keyfi kararlarda alınabilir demektir...
Mesela, Hizbullahçıları, katilleri 10 sene de yargılayıp cezalarını kesmeyerek sokağa salanlar, iş başörtüsüne gelince apar topar karar alabiliyorlar.
Anayasa değişikliği ile köhneleşen yargı bir nebze de olsa düzelmeye başlamıştı. Yargı elinde bulundurduğu gücü kimse ile paylaşmak istemiyor. Buna karşılık ilk icraatı katilleri, teröristleri sokağa salmak oldu. Şimdi de başörtüsü yasak dedi. Ve hükümet karşısında 2-1 öne geçti.
Amaç, hükümeti toplumun gözünde küçük düşürerek yıpratmak…
Siyaseti siyasilere bırakmayan, her konuda politik ve ideolojik kararlar alan yargı, bu yasakla ne yazık ki toplumun büyük bir kesimini yaralamıştır.
Yargı statüsü direnmeye devam ediyor. Yargı siyaset yapıyor.
Olan vatandaşa oluyor.
CHP‘de çıkıyor bu çağ dışı yasak için “iyi oldu, yerinde bir karar destekliyoruz” diyor.
Bütün bunlar AK Parti‘ye yarıyor. Ne zaman kan kaybetse, oy oranı düşse; birileri çıkıyor böyle saçma sapan kararlar alarak AK Parti‘ye can veriyor, kan veriyor.
Sonra da “AK Parti mağdurları oynuyor” deniyor. Mağdur eden sizsiniz.
Tayyip Erdoğan'ın yerinde olsam Danıştay'a koca bir çiçek yaptırır, karta da 'teşekkür' notu yazardım.
100 kere hata yapıp, sonra doğru sonuç çıkmasını bekleyenden daha ahmak kim olabilir ki?
Buna olsa olsa yanlış hesapların doğru toplanması denir.
YÖK, Danıştay’ın kararına itiraz edecek. Değişen bir şeyin olacağını hiç sanmıyorum.
Biz görmeyiz belki, ama 40-50 sene sonra çocuklarımız, torunlarımız bugünleri andıklarında gülecekler, ne kadar gericiymiş bunlar diyecekler.
Kim bilir; arkamızdan bir Fatiha yerine belki de lanet okuyacaklar!