Termal'de Değil, Çullutürbe’de Şifâyı Aramak!
Hayvanların üzerine konan, kıldan-kenevirden yapılmış bir örtü; kaba, âdî bir giyecektir çul.
Atların eğer örtüsüne çul denir. Kışın köpeklerin üşümemesi için sırtlarına geçirilmiş bezden bir örtü çuldur.
Bugünden yarına muhtaç, hiçbir varlığı olmayan, çok fakir kimseyi, çulsuz diyerek aşağılar âdemoğlu.
Öyleyse düşün ey Çullutürbe ahfâdı (torunları)…
Şu mübarek Taraklı beldenizde yaşadığına kâni olduğunuz, zamanında adına (rızâen-lillahi Teâlâ) kurbanlar kesip, kazanlar kaynatıp fakir fukarayı doyurduğunuz, yollarını kendinize yol edinmeyi umduğunuz kimselere neden “ çullu” demişler?
Bu sorunun cevabı o kadar açık ki âdemi (adamı), çuldan bile sıyırıp çıplak kor.
Çünkü dünyadan, yani süslü ve kıymetli ipek kumaştan, boyu topuklarına kadar inen kürklü kumaştan bir vefa beklemeyenler; kaftanu libastan imtina eylemişler, sakınmışlardır takva elbisesi adına.
Halk ozanı ne der?
Üryan geldim yine üryan giderim
Ölmemeğe elde fermanım mı var
Azrail gelmiş de can talep eyler
Benim can vermeğe dermanım mı var
Dirilirler dirilirler gelirler
Huzur-ı mahşerde divan dururlar
Hârâmi var diye korku verirler
Benim ipek yüklü kervanım mı var
İnsan, ölümü kimin yarattığını bilirse yeniden hayat bulur. Kendisinin, yaşayan ölüler mangasında sûretâ yaşadığının; esasında ise ölü olduğunun farkına varır. Sonrasında rızkın, yani nimetin, kaynağın Rezzak’ a bağlı olduğuna yeniden iman eder.
O kimse ki hep zengindir, çünkü kanaat elbisesiyle müzeyyendir.
Zâhirde giyindiği çul da İbrahim Ethem Hazretleri’ nin giyindiği kanaat çuludur. İçi hazinedir.
Çul içinde arslan yatar, erenler!
Öyleyse varıp eşiğine yüz sürülecek yer, termal-mermal değildir erenler!
Çullutürbe’ dir.
Çünkü Çullutürbe’ dekiler şu hakikat suyundan içmektedirler:
“ Gördünüz mü? Dikkat edin! Suyunuz sabaha kadar batakalırsa, Allah onu yerin dibine çekiverecek olursa size kim bir akar su kaynağı (menba) getirebilir? ”
“ Hangi fert, hangi devlet, hangi fen ve sanat sahibi toprakta yahut bedeninizde o hayat mayasını yaratabilir?
O Rahman’ dan başka hiç kimse getiremez. Demek ki o Rahman’ dan beride hayat verecek ve tevekkül olunabilecek hiçbir şey yoktur. ”
“ Hakikatte öldürecek ve ölüleri diriltebilecek ondan başka kimse yoktur. Demek ki O’ ndan ve O’ nun rahmetinden başkasına dayananlar ve O’ na gitmek istemeyenler, dünya ve ahrette açık bir dalalet (sapıklık) içindelerdir.
“ Ve öyle olduklarını, O’ nun bir rahmeti olan, hayat suyu kesiliverdiği zaman anlayacaklardır. ”
Yoksa:
Çulu düzmek, marifet değildir erkânımızda erenler!
#