İzzettin KÖMÜRCÜ Dıngıldak Masa

Ne yazsam…? Ne yazmasam…?

Zaman zaman yolumu keser insanlar “şunu da yaz, bunu da yaz” der. Hepsini dinlerim, hepsiyle uzun uzun konuşurum sonra da aklıma yatanları yazarım. Kimi zaman da “Yazmam” der çıkarım işin içinden.

Aklıma yatmadığından değil, konunun yazılmayı hak etmediğinden de değil, biraz sitemden !

Niye mi yazıyorum? Söyleyeyim, Önceki gün evimden çıktım, yürüyüş yolum olan “Değirmen Suyu” kenarından yürümeye devam ettim. Evimin önünden akan dere berbat. Yürümeye devam ettim.”Değirmen Suyu” dere güzergahı berbat. Önceden zaman zaman temizlenirdi. Dere içerisinde poşetler, plastik şişeler, çöpler, yapraklar vs vs… Hem insanların yürüyüş güzergahı hem de ilçenin mahallesinin ortasından akan dere. Temizlenmesine her zamankinden fazla ihtiyaç var.

Sosyal medyada gördüm. Taraklı’lı Selami Küçükçınar Yusufbey Mahallesi’n deki tahta köprü ile ilgili öneride bulunmuş. Köprünün üzerine tahta nostaljik koruma yapılmasını önermiş.

Heyhat,

Daha önce bu konuda haber yapmıştım. Hatta Belediye Başkanımız İbrahim Pilavcı’ya da bizzat söylemiştim. Yusufbey mahallesindeki köprü bir simgedir. Hatta adı da halk arasında “Tahta Köprü” diye bilinir.Çok fazla masraf tutmaz. Mevcut hali estetik hale getirilse, yan taraflarına korkuluklar yapılsa güzel olmaz mı?

Buradan bir kez daha hatırlatmış olalım…

**

“Her nefis ölümü tadacaktır” İlahi ferman gelince hepimiz, “AMENNA “ deriz.

Bu ilahi Ferman’ın yalnız bize değil, çevremizdekilere de tebliğ edildiği zaman aynı şeyi söyleriz. Beklenmedik bir zamanda bu İlahi Ferman’ın geri dönülmez tebliğ edicisi ya da haber vericisi Azrail(as)dir.

Şair Tarancı bu anı 35 Yaş şiirinde şöyle tasvir etmiştir:

“Neylersin ölüm herkesin başında. / Uyudun uyanamadın olacak.

Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında? / Bir namazlık saltanatın olacak,

Taht misali o musalla taşında.”

Neyleyebiliriz ki?

Ölüm, hepimiz içindir.

Covid-19 salgınında son günlerde Taraklı’da pek çok yakın dostumuzun, ağabeyimizin, ablamızın, yengemizin, teyzemizin vefat haberini ard arda alıyoruz.

Bu durum önemsememiz gereken bir durum. Ne olur kurallara uyalım, kimse hayatını kaybetmesin, bu hastalık genç, yaşlı ayırt etmiyor. Sakın kimse yaşlılar hayatını kaybediyor demesin. Genç, yaşlı ayırt etmeden insanlarımız hayatlarını kaybediyor.

Başta değerli arkadaşım Nuri Doğu’nun annesi Müşerref yengemize, Yusufbey Mahallesi Muhtarımız H.Nail Çelikkan’ın annesi Hatice Çelikkan’a, Sabri Çolak ağabeyime, İrfan Gürdoğan Amcamıza,Cemal Kaya ağabeyimize,Nevzat Armağan amcamıza, yine değerli büyüğüm Ali İşcan’ın annesi Seniye İşcan Teyzemize, Hacı Mevlüt İşbilir Amcamıza ve tüm ölmüşlere Allah’dan rahmet sevenlerine başsağlığı diliyorum. Tüm hastalarımıza acil şifalar diliyorum.

Selam ve dua ile…

Yazılmaya değer konular ile birlikte olamaya devam edeceğiz. Hoşçakalın