Çocuklarımız ve Çevremiz
3 Ocak 1991
(Bu yazı, Mehmet Ali Çınar'ın notlarından 3 Ocak 1991 tarihinde yazdığı yazıdır.)
Geleceğimizi yapmak da yıkmak da insanın eseridir. O halde insan nedir? Önce insanı tanıyalım ki onu anlamakta zorluk çekmeyelim.
İnsan deyince aklımıza gelen ilk şey, aklı ve iradesi olan tüm mahlukatın hizmet arz ettiği bir yaratılışa sahiptir. Önce bunu bilmemiz ve insanı tanımamız önemli bir yer arz eder. Bütün devletler bütün insanlık insan neslini mutlu etmek için çalışmıyor mu? O peki insanı tanımadan insanı mutlu etmek mümkün mü acaba? İnsanı tanımaksa bunun yolu insanın duygularını tanımaktan geçer. İç dünyamızı tanımadan dış dünyamızda yön vermek mümkün değildir. Bunlardan bazıları; sevgi, şefkat, vicdan, sabır, korku, cesaret, kin nefret, menfaat, i̇htiras, kanaat…
Bu duygu ve düşünceleri tanımadan insanı anlamak da mümkün değildir. İnsanlık için gösterilen çabalar da sonuçsuz kalacaktır. Bu çalışan bir motorun sigortalarını yanlış bağlamaya benzer. Bir arıyla örneklendirmek isterim. Kırkbeş - elli günlük ömründe hep bal yapmakla uğraşan bir arı, 1000 yıl önce de aynı işle uğraşıyordu. Bir gün kalkıp da zehir üretmedi. Ama insanoğlu tarihinden anlaşıldığı kadar, zaman zaman bal ürettiği gibi, zaman zaman da zehir üretmiştir. İnsanlığa hayat verenler çıktığı gibi, insanlığı yok etmek isteyenler de çıkmıştır.
O halde dünyanın neresinde olursa olsun, insanın insan olduğunu unutmayalım. Dini, dili, rengi, ırkı ne olursa olsun insandır. Ortak yanımız duygularımızdır. İnsan olmamızdır. Dilimiz, dinimiz, ırkımız, rengimiz ayrı ayrı olsa da ağlamamız, günlerimiz aynı değil midir? Ağlamak Üzüntünün, gülmek mutluluğun sembolü değil midir? Koca dünyanın i̇nsana dar gelmesi niye? Neden bunca ayrılıklar? Savaşlar itişmeler kakışmalar. Bir asır denilen kısa bir zaman şu anda dünyada bulunan insanları yutmayacak mı? İnsafın sigortasını ihtirasa bağlarsan benlik duygusunu ortaya çıkarırsın. Buda insanlığı felakete sürükler. İnsan neden ölmekte öldürmekte acele ediliyor? Nasıl olsa bu faniden geçmeyecek miyiz? Yeni doğacak bebeleri saymayalım, yaşayanların tümü bir asırlık kısa bir zamanda toprak olmayacak mı?
İnsanlık insanlığı yitirdi. Çoluk çocuk ümitsiz, ana baba tedirgin geleceğe nasıl umutla bakar insan? İnsanın insanla savaşmasının manası nedir?
Savaşa hazırlık yapıldığı kadar, barışa hazırlık yapılsaydı sanırım dünya daha değişik bir durum arz ederdi. İnsanlığı yok etmek için harcanan paralar insanlığın mutluluğu için harcansaydı dünya cennet olurdu. Bugün çiçek sunacak eller mermi sıkıyor.
Bedenden ruhu ayırmayalım ruh ve beden terbiyesini iyi yapalım. İlmimizi vicdanla birleştirelim. Çevreyi yapan da yıkan da insandır. Bu da eğitimle mümkündür. Çevre eğitim ve öğretimin mahsulüdür. Çünkü insanın davranışlarına meziyet kazandıran da kaybettiren de eğitimdir. Peki nasıl olmalıdır, eğitim ağırlıklı bir öğretim ve öğrencinin istidatı doğrultusunda bir yönlendirme. Branşlaşmaya yönelik, Almanların eğitim sistemi gibi, ilköğretim okullarında öğrencinin yeteneklerini tanımak, sonra aynı branşta üniversitelerin kapılarını açmak. Bilgi hamallığından öğrenciyi kurtarmak, sınıfta kalma korkusuna son vermek, her öğrenciyi istidada doğrultusunda yetiştirmek üretime katkıda bulunmasını sağlamak.
Çağın ihtiyaçlarına ulaşmayı hedeflemeye milletler Çağa yenik düşer. Bu da insanda şaşkınlığı doğurur.
Sonuç, gelmiş bulunduğumuz şu dünya denilen misafirhaneyi iyi kullanalım. Bunun yolunda insanı tanımak ve anlamaktan geçer.
Saygılar sunarım
3/1/1991
Mehmet Ali Çınar