

19 Mayıs’ın Coşkusunu Özlemek…
“Eskiden 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı kutlamalarında öğrencilerin ateş çemberinden atladığını, her hareketin büyük bir adrenalin ve heyecanla izlendiğini hatırlıyorum”
Bir zamanlar 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı öyle bir coşkuyla kutlanırdı ki, her yaştan insanın kalbi aynı ritimde çarpar, heyecanı yollara taşardı. Atatürk’ün Samsun’a çıkışı temsili olarak canlandırılır, Bandırma Vapuru maketiyle birlikte geçmişe adeta bir yolculuk yapılırdı. Öğrenciler rengârenk kıyafetleriyle gösteriler sunar, adeta bir şölen havası yaşanırdı.
Eskiden Jandarma binasının arkasında yapılan kutlamalarda öğrencilerin ateş çemberinden atladığını, her hareketin büyük bir adrenalin ve heyecanla izlendiğini hatırlıyorum. Kapalı pazar yerinde gerçekleşen folklor gösterileri, harmandalı,şiirler ve halkın yoğun katılımı bayramın ruhunu yaşatırdı. Akşamları yapılan fener alayı ise adeta günün finali olurdu. Gençlik Marşı başta olmak üzere, hep bir ağızdan söylenen marşlarla sokaklar şenlenirdi. Belediye hoparlörlerinden gün boyu çalınan marşlar, esnafın vitrinlerine astığı bayraklarla birleşince tam anlamıyla bir milli bayram havası esmeye başlardı.
Ancak bugünlerde aynı coşkuyu hissedemiyoruz. Bu yıl, 19 Mayıs kutlamaları kapalı spor salonunda kısa bir programa sıkıştırıldı. Açıkçası Halat çekme yarışması gibi etkinlikler, böylesine büyük bir anlam taşıyan bayrama yakışmadı. Temsili gösterilerin, şiirlerin, halk oyunlarının, meydanlardaki geniş katılımların eksikliği hissedildi. Eskiden öğretmenler, öğrenciler bu bayram için aylar öncesinden hazırlanır, her gösteri büyük bir emekle ortaya konurdu. Şimdi ise işler daha “basit” programlarla geçiştiriliyor gibi...
Bu satırları bir sitemle değil, bir temenniyle yazıyorum. Dileğimiz, 19 Mayıs'ın geçmişteki coşkusuyla yeniden kutlanması… Geniş katılımlı yürüyüşlerin, meydanlarda yankılanan marşların, öğrencilerin heyecanla yer aldığı gösterilerin geri dönmesi. Bayramlar halkla güzeldir, meydanlarda güzeldir. Bu anlamlı günler, sadece bir gün değil; milletçe hissettiğimiz ortak gurur ve birlik günleri olmalıdır.
Atatürk’ün gençliğe armağan ettiği bu özel günü, layık olduğu gibi yaşamak ve yaşatmak dileğiyle…
Saygı ve sevgiyle.