TARAKLI’YA GELENLER NE DİYOR?
Değerli Okuyucular;
İşim gereği Taraklı’nın merkezinde, çarşı içinde günün büyük bölümünü insanlarla sohbet ederek geçiriyorum. Hele bir de ziyaretçiler gelmişse, Dıngıldak Masa’mızda çayın demi de, muhabbetin tadı da bir başka oluyor. Taraklı’ya yolu düşen herkese ilçemizin güzelliklerini anlatmak artık günlük rutinim gibi… Karagöl Yaylası’nın saklı cennetini, Tuzla Kanyonlarının şaşırtan doğasını, Mahtumlar Mahallesi’ndeki eski su değirmenini, şimşir kaşıkların doğduğu o emek dolu kaşık odalarını bir bir sıralıyorum. Tabii mevzu dönüp dolaşıp sıcak sulara, Termal Devremülk tesislerine geliyor; zira sohbet ettiklerimin çoğu oranın misafirleri.
Geçtiğimiz hafta sonu fotoğraf tutkunu kalabalık bir grupla bir araya geldik. Onlara çekilecek en güzel açıları, en doğru ışığı, en özel doğa noktalarını anlattım. Dönüşte uğradılar, yüzleri gülüyor;
“Doğa ile iç içe unutulmaz bir gün yaşadık, muazzam kareler yakaladık,” dediler.
Ama muhabbet sadece güzelliklerle bitmedi.
Onlar da gözlem yaptılar, biz de dinledik.
“Tahta Köprü” dediğimiz köprü artık alarm veriyor…
Yusufbey Mahallesi’ndeki o meşhur tahta köprüden söz ettiler. Defalarca yazdığım bir konu…
Korkuluk demirlerinin hem çok çirkin durduğunu hem de tehlike oluşturduğunu anlattılar. Kalabalık grup oldukları için geçerken tedirginlik yaşadıklarını da eklediler.
Önerileri çok netti:
“Bu köprünün korkulukları eskitme ahşapla yenilense hem güvenli hem estetik olur.”
Hak vermemek elde değil.
Park sorunu artık ziyaretçilerin ilk cümlesi
Neredeyse her gelen aynı şeyi söylüyor:
“Aracımızı park edecek yer bulamadık.”
Taraklı’ya gelen misafir sayısı artıyor ama park kapasitesi yerinde sayıyor.
Bu denklemin sonucu belli: memnuniyetsizlik.
Fiyat tutarsızlığı: En çok konuşulan konulardan biri
Alışveriş yapan ziyaretçilerin ortak şikâyeti:
Aynı ürünün farklı dükkânlarda farklı fiyatlara satılması.
Bunu söyleyenlerin sayısı bir iki değil…
Esnafımızı zor durumda bırakacak, ziyaretçiyi küstürecek bir detay.
“Son geldiğimde Taraklı daha güzeldi…”
Bu cümleyi öylesine çok duyuyorum ki…
Bahsi geçen yerlerden biri de Taraklı girişindeki “Köylü Pazarı.”
Ziyaretçiler artık orayı anlatmaya çekinmiyor ama ben yazmaya çekinir hale geldim.
Mevcut hâliyle söze nasıl başlayacağımı bilemiyorum…
Bir başka misafir balık pazarının otobüs durağı önüne kurulmasından söz etti.
Taraklı görüntüsüyle, düzeniyle, estetiğiyle konuşulması gereken bir ilçe;
fakat bazen küçük dokunuşlar gerekiyor, hatta zorunlu oluyor.
“Sen gazetecisin, neden yazmıyorsun bunları?”
Sohbet uzayınca, gazeteci olduğumu öğrenenlerden bu soruyu çok duyuyorum.
İnanın, yazıyorum.
Hem de defalarca yazdım, yine yazarım.
Çünkü Taraklı bizim.
Güzellikleriyle olduğu kadar eksikleriyle de bizim.
Misafirden gelen eleştiriyi tehdit değil, fırsat olarak görmek gerek.
NOT:Köşe yazılarımı ilgiyle takip eden, yorum bırakan, mesaj gönderen, arayıp fikirlerini paylaşan tüm okurlarıma yürekten teşekkür ediyorum.
Bu güzel ilçe için söyleyecek daha çok sözümüz, anlatacak daha çok hikâyemiz var.
Sevgiyle, saygıyla
#kose-yazi #tarakli #misafir
