Sezai MATUR Sakarya Gündemi

Kelin İlacı Olsa!

Büyükşehir Belediyesi Marka Kent olmak için Brandassist isimli bir firmayla protokol imzaladı…
Firma Muharrem İlgüner isimli bir şahsa ait…
Muharrem İlgüner’in “Türkiye’de Marka Yaratma ve Yaşatmanın Altın Kuralları” adıyla yazdığı bir kitabı var…
Türkiye’de bu alanda yayınlanmış onlarca eser bilirim…
İlgüner’in kitabını yeni duydum…
Yani İlgüner kendisini bir marka olarak öne çıkartamamış bir isim.
Dolayısıyla “ Kelin ilacı olsa” misali Sakarya’yı “Marka Kent” olarak tanıtacak bir çalışma yapabilmesi ihtimal dışı…
Bir kere bir kentin “Marka” olabilmesi için önce o kentte ortalamanın üzerinde bir yaşam kalitesi oluşturulması gerekiyor…
9 yıl önceki depremin izlerini silememiş, hasarlı-hasarsız binlerce binası olası bir depremde yıkılmayı bekleyen bir kentin yaşam kalitesini arttırma adına bir şey yapmadan, bu şehir nasıl “ Marka Kent” olabilir…
Böyle bir şey mümkün mü?
Tabii ki değil…
Peki, ben Sakarya’nın Marka Kent olması için yapılacak çalışmalara karşı mıyım?
Hayır…

Sakarya’nın bir dünya kenti olarak tanınmasından en çok mutluluk duyacak insanlardan biriyim.
Yıllardır bu şehrin yerinde saymasından en çok şikâyet eden biri olarak şehrin bir atılım içinde olmasından rahatsızlık duymam…
Ancak yapılanların bir inandırıcılığı olması gerekiyor.
Bu anlamda Mustafa İsen’in öncülüğünde gerçekleştirilen “ Marka Kent Sakarya” toplantısının bir içeriği olduğu düşünüyorum…
Toplantıda Sakarya turizm, eğitim ve sağlık yatırımlarıyla Marka Kent olabilir ana teması işlendi.
Toplantıya davet edilen uzmanlar hepimizin ufkunu açarken, yatırımcılar bu alanda yapabilecekleri yatırımları anlattılar.
Uzmanlar dört yıllık bir vizyon çizerek kentte yaşam kalitesini arttırıcı formülleri ortaya koydular.
Dolayısıyla bu toplantı beni şehrin geleceği adına umutlandırdı.
Önceki gün Büyükşehir Belediyesi’nde düzenlenen “Marka Şehir Protokolü” ise bana hiçbir heyecan vermedi…
Çünkü bir kentin marka olabilmesi için öncelikle önünün açılması gerektiğini düşünüyorum…
Bugün bana göre Kayseri bir markadır…
Denizli bir markadır…
Eskişehir bir markadır…
Bu kentlerin belediyelerinin hiçbiri “ Marka Kent” olmak için kendisi marka olamamış bir firmaya kentin kaynaklarını aktarmadı.
Oralarda yerel yönetimlerin yaptığı çalışmalar, işadamlarının yaptığı yatırımlar yaşam kalitesini arttırdı ve kentler artık yakaladıkları refah düzeyiyle anılıyorlar.

Eskişehir bu gün 30 bini bile bulmayan öğrenci kitlesiyle üniversite kenti olarak anılırken Sakarya 40 bini aşan üniversiteli sayısına rağmen orta hasarlı binalarıyla hatırlanıyor…
Siz orta hasarlı binaları kaldırmadan, istediğiniz kadar “Marka Kent” çalışması yapın, isterseniz bu işe milyonlarca YTL akıtın, kentinize gelen öğrencileri hasarlı binalarda barındırıyorsanız sonuç değişmez…

Muhtemelen “Marka Şehir Sakarya Protokolüne” imza koyan Başkan Aziz Duran da bunun farkında.
Duran’ın derdi; eğer Sakarya’yı marka kent yapmak olsaydı 14 yıllık icraat döneminde Sakarya’yı uçurur, bugün Sakarya olduğundan çok daha farklı bir noktada olurdu…
Duran’ın derdi bir dönem daha belediye başkanı olabilmek…
Bunun için anketlerde düşük çıkan oy oranını arttırmak zorunda…
Seçime 1 yıl kala, kentle ilgili marka çalışması(!) yapılırken bir yandan da Büyükşehir Belediyesi dolayısıyla Başkan Duran’la ilgili marka çalışması yapılacak.

Böylece partisinin oyları yüzde 57 seviyesinde seyrederken kendisinin oy oranı yüzde 40 ların altına düşen Duran’ın puanını arttırmaya çalışılacak.

Duran böylece bir kez daha belediye başkanlığı koltuğuna oturacak ve Adapazarı’nda 4 dönem belediye başkanlığı koltuğuna oturan başkan unvanını elde edecek…
Ne diyelim….

Allah şehrimize hayırlı olanı versin…