Geri
Faruk Serkan YILMAZ Faruk Serkan YILMAZ Beşinci Mevsim

Mahdumlar’dan Hıdırlık’a Hayır Pilavı

Şimdi hayırda ittifak eden kimseleri, hayırda yardımlaşan kimseleri, akrabaları, hısımları, komşuları, misafirleri, tanıdıkları, tanımadıkları politize edip fırkalara bölmek bozgunculuk çıkarmaktan başka ne anlama gelmektedir?
Yayın: Güncelleme:

Bazı sorunlular, akıllarda soru işareti bırakarak soru sorma sorumluğu yüklüyor insana. Gerçekten de neden tefrika (nifak) sokulur ki topluma?

Bu kez sormuş Mustafa...

Mahdumlar’dan Hıdırlık’a Hayır Pilavı

“Her durumda ve şartta herkesin katında iyi ve makbul olan hal ve iş.” “Maddi karşılık beklenilmeden yapılan iyilik, yardım, ihsan.” Bunlar Arapçadan Türkçeye geçmiş “hayır” kelimesinin sözlükte karşımıza çıkan ilk anlamları. Tabii ki bu tanımlar benim bu yazıda anlatmaya çalışacağım şeyi tanımlamıyorlar. Fakat yine de hayır geleneğimizin bu tanımlamalardan ve örfümüzün bu kavrama yüklediği anlamlardan da bağımsız olduğunu söyleyemeyiz.

“Hayır” kelimesinin Kur’an’da geçtiği şekliyle halkın arasında canlı bir şekilde hiç yaşanmadığını kim iddia edebilir? “… siz hayırdan her ne infak (yedirip içirme) ederseniz, şüphe yok ki Allah Teala onu tamamen bilir.” (Bakara/273). Dikkat buyurun, burada “hayır” “mal-mülk” anlamında kullanılmıştır. Bizim hayır pilavları bir cephesiyle bu yönde değerlendirilebilir.

Bu konu, üzerinde uzun araştırmalar yapılıp belki sosyologlar için de çok değerli sonuçlar doğurabilecek, zengin bir içeriğe sahiptir. İnşallah daha sonra yoğun bir çalışmayla meselenin bu tarafı da ele alınabilir.

Bizim ikinci anahtar kelimemiz ise “mahdum”dur. Hayır gibi mahdum da Arapçadan dilimize geçmiştir. “Hizmet, hâdim, hademe” gibi kelimeler de aynı kökten türetilip kullana geldiğimiz kelimelerdendir. Erkek evlat, oğul anlamına gelen mahdum, bu anlamını Türkçede kazanmış olup daha çok saygıdeğer insanların erkek çocukları için hürmet ifadesi olarak kullanılırdı. Yine bu  kelime “kendisine hizmet edilen kimse”, “efendi” diye de kullanıla gelir. Öyle ki Hz. Muhammet (s.a.v) için kullanılan “Mahdum-ı Kainat” sıfatı “kainatın hizmet ettiği kimse” olarak geleneğimizde yaşatılmıştır.

Üçüncü anahtar kelimemiz ise “pilav.” Uzatmaya gerek yok. O da Mahdumlar’ın hayrına vesile olan araçtır.

Peki bütün bunları neden yazdığımı soracak olursanız, şuradan başlayabilirim: Geçen hafta Dostum Faruk Serkan ile bir sünnet cemiyetine katılmıştık, sonra da çarşıda oturmuş çayımızı yudumluyorduk ki telefonum çaldı. Arayan Adapazarı’ndan  dostlarımdı ve bir kilometre sonra Taraklı’da olacaklarını söylüyorlardı.

Parkın önünde karşıladığım misafirlerime (ki kendileri bir minibüs dolusuydular) önce çay içirdim sonrasında onları Mahdumlar hayır pilavına götürmeyi akıl ettim. Sunduğum bu teklifi geri çevirmeyen misafirlerime, iki kişi de biz eklenerek minibüslerine doluşup kısa bir Taraklı turundan sonra Mahdumlar köyü'nün yolunu tuttuk.

Köyün girişinden, tam da bir bayram havası yaşandığı apaçık belli oluyordu. Arabamızı uygun bir yere çekip önce su değirmenini gezdik. Ardından da pilav yerine doğru yol aldık. Köylülerin, istisnasız, herkese hoş geldiniz diyerek güler yüz göstermeleri misafirlerimin ilk hamlede yabancılık havasını üzerlerinden atmalarını sağladı.

Pilav alanına geldiğimizde önce namaz mı kılsak (namazdan çıkmak üzereydiler) diye düşünürken köyün mihmandarı gençler: “Oturun oturun! Namaz sonrası burası çok kalabalık olur.” diyerek her birimize bir yer gösterdiler.

Biz sofradakilere, etli pilav ikramından önce, her bir gencin yüzünden akan güleçlik ikramı sunuldu. Öyle ki bu samimiyet, pişmemiş pilavı bile afiyetle bize yedirebilirdi.

Kaşıklar, pilavlar, ayranlar, ekmekler… tam kalkacaktık ki ikinci tepsiyi getirdiler. Her dakika bir genç yaklaşıp: “Bir arzunuz var mı, bir tepsi daha getirelim mi, ekmeğiniz yeter mi? Ayranlar?..”

Misafirlerimden biri şaşkın bir ifadeyle: “Bu köyün adı neydi?” dedi. Üniversitede hocalık yapan kardeşim Murat ise “Mahdumlar” dedi. Ve hizmetkarlığıyla mihmandarlığıyla mahdum kelimesini ilişkilendirip ne kadar ismiyle müsemma olduğunu anlattı. Benimse aklıma şu veciz söz geldi: “En büyüğünüz, başkalarına en çok hizmet edeniniz olacaktır ...”

Pilav çok lezzetliydi. Belki de onu lezzetli yapan şey Mahdum-lar’ın konuklarına olan rağbetiydi. Sofradan kalktığımızda ayrı ayrı afiyet olsun dilekleri misafirlerimi hepten hayran bırakmıştı. Biz de alakalarına karşı teşekkürlerimizi sunup oradan ayrıldık.

Namazdan sonra Yayla Göleti’ne gitmek için aracımıza doğru hareket etmiştik ki yolumuzu çay dağıtan başka bir "mahdum" kesti. Ellerimize verilen sıcak çaylar, sıcak bir güle güle mesajı gibi duruyordu.

Hoşnutluğun dilini misafirlerimin çehrelerinden okuyabiliyordum. Arabamıza bindik ve Yayla Göleti’ne doğru tırmanmaya başladık.

“Bu hayırlar hep böyle midir?” dedi bir öğretmen dostum. “Köylerimiz , istisnasız, bu hürmeti gösterirler.  Hatta bu hürmet, bir rekabete bile dönüşmüştür köylerin arasında.” Dostlarımdan biri: “Zaten İslam da iyilikte yarışın demiyor mu?” dedi ve gülüştük. Gerçekten de öyle idi. Hayırda yarışıyordu insanlar.

Ve neticede misafirlerimi misafir eden Mahdumlar’a olan sevgim katmerleşerek arttı. Mahdumlar, misafirperverliğin açan kırmızı gülüydü o an.

Hayırlar, insanları birbirine bağlayan, sevgiyi, dayanışmayı, kardeşliği, fedakarlığı, cömertliği sağlayan cemiyetlerdir.

Birliğin, beraberliğin, kardeş olmanın hatırlandığı şeydir hayır. Hayır yoksa “şer” vardır. Hayır kelimesinin zıttı “şer”dir. Şer ise kötülük ve fenalıktır, iğrenç olan şeydir.

Nasıl “hayır” herkesin istediği, arzuladığı ya da beğendiği şeyi ifade etmekte ise “şer” de hiç kimsenin arzulamadığı,istemediği, uzak durduğu şeyi ifade eder. “Allah’ın kereminden kendilerine verdiklerini (infakta) cimrilik gösterenler, sanmasınlar ki , o, kendileri için hayırlıdır; tersine bu onlar için pek fenadır (şerdir). (Al-i İmran/180)

Müslümanların kardeşlik şuuru taşımaları gerektiğinin bilincinde olan Türk köylüsü İslam’ın bu irfanını yaşatmak için hâlâ elinden geleni yapmaktadır. Yoksa pilav, ayran, ekmek… vesile kılınmıştır ona.

Şimdi hayırda ittifak eden kimseleri, hayırda yardımlaşan kimseleri, akrabaları, hısımları, komşuları, misafirleri, tanıdıkları, tanımadıkları politize edip fırkalara bölmek bozgunculuk çıkarmaktan başka ne anlama gelmektedir?

İyilikte yardımlaşmak isteyen insanların politik çıkar malzemesi olarak kullanılması, atalarımızdan miras bırakılan bu güzel geleneğin, üzeri bol fıstıklı helvayı  yemek anlamına geldiği, vakit çok geç olmadan da herkesin farkına varması gerektiği sanırım anlaşılacaktır. Oynanan küçük çıkarlı politik oyunlar ise sonraki nesillere bırakılan kurtlu miras olacaktır.

İyiliği emredip kötülükten sakındırmanın toplumsal hayatta nereye karşılık geldiğini bu tip cemiyetlerde daha iyi kavrayabiliriz.

Büyükler küçüklere hep bir şeyleri hatırlatma çabası içerisindedir. Fakat küçüklerin de hatırlatabilecekleri birçok şey vardır. İşte Mahdumlar ve diğer köylerimiz, Taraklı’ya unutmak üzere olduğu bir şeyi hal diliyle hatırlatmak istiyor. KARDEŞLİK...

Mustafa Özbilge

 

#

Yorumunuzu Ekleyin

Adı-Soyad
E-Posta
Yorum
İşlemin Sonucu
  • Yorumlar T.C. Yasalarına aykırı olamaz.
  • Hakaret içeren yorumlar, yayınlanmasa bile yasal mercilere iletilebilir
  • KVKK Kapsamında, bilgileriniz, yasal merciler hariç kimseyle paylaşılmaz.
  • Formda doldurduğunuz bilgiler ve IP adresiniz sisteme kaydedilir.
  • Yorumunuz onaylanıp yayınlandığında, sadece yorum, isim ve yorum tarih saati gösterilir.
Yorum Ekle

Yorumlar

Ufuk ŞEN
11.06.2009 / 12:48:42
Gönülden gönüle akıp giden bir yazı olmuş. soluksuzca okudum.
Erdoğan ISIR
15.06.2009 / 00:38:42
Bakış açısı değişikde olsa, beğenerek okudum tebrik ederim.
ismail yavuz
15.06.2009 / 22:19:57
bir Tarakli koylusu olarak hakli bir gururla okudum yazinizi, insallah 28 haziranda da Akcapinar koyu hayir pilavina bekleriz bizde kardeslerimiz gibi sizlere adimiz Mahdum olmasa da hizmet etmek isteriz... yaziniz cook guzel olmus lakin biz Faruk Serkan fanatikleriyiz, sabrimizi fazlaca denemeyiniz:) bu guzel yazilarinizin devamini dileriz ve editorumuzden bu kiymetli yazari kacirmamasini arz ederiz:)
fatih kolsuz
20.06.2009 / 16:54:54
Kardeslıgı cok guzel bır sekılde anlatılmak ıstenmıs.
HUSEYIN PASO
28.06.2009 / 13:23:28
hocam ugur dersanesınden gebzeden huseyın unuttun bızı canın saolsun ozledık sohbetını gunumuze uyarladıgın o tatlı hatıraları ALLAHA EMANET OL

YAZARIN SON YAZILARI

Bebek Marşı

Bebek Marşı

Cansız annenin cansız göğsüne umut beslenir mi? Kanı haramdır bilirim ama ak sütü helal mi?
Söz Tutması

Söz Tutması

"Önce söz vardı."
Sebebi Sükut

Sebebi Sükut

...
İçimde Kar Telâşı

İçimde Kar Telâşı

...
Hayat Bayram Ola...

Hayat Bayram Ola...

Zaman Bayramı: Kurban Bayramı
Göklem

Göklem

...

GENEL BİLGİLER

Taraklı

Taraklı

Taraklı Nerede, Taraklı'nın tarihi ve coğrafi özellikleri
Taraklı Otobüs Saatleri

Taraklı Otobüs Saatleri

Ağustos 2023 Güncel Taraklı - Sakarya Otobüs Kalkış Saatleri, Taraklı Otobüs Saatler 2021, Taraklı Otobüs Tarifesi, Taraklı Sakarya ilk otobüs ne zaman? Taraklı - Sakarya Son Otobüs Ne zaman? Sakarya Taraklı İlk Otobüs Ne Zaman, Sakarya Taraklı Otobüs Saatleri, Taraklı Koop Otobüs Saatleri
Taraklı'da Gezilecek Yerler

Taraklı'da Gezilecek Yerler

Taraklı'ya geldiğinizde gezilecek yerler neresidir? Taraklı'nın en popüler gezilecek yerleri yazımızda.
Taraklı Termal Turizmi

Taraklı Termal Turizmi

Taraklı'da termal turizmi, Türkiye'deki belli başlı noktalardan biri haline gelmiştir.