AKP'de 'örnek kadro' başkanı kurtaramadı!
4 Temmuz'da kongreyle göreve gelen AKP İl Başkanı Davut Terzioğlu üzerindeki baskılar sonucu dün beklenen istifasını vardı…
Oysa birkaç gündür üniversite mezunu gençler ve bayanlardan oluşan İcra Kurulu örnek kadro olarak lanse ediliyor, Terzioğlu'nun lise mezunu olması dolayısıyla kendisine yöneltilen eleştiriler önlenmeye çalışılıyordu…
Yerel gazetelerde verilen örnek kadro haberlerinden sonra ulusal gazetelerde "AK Parti'de örnek kadro" başlığıyla verilen advertorial ilanların yayınlandığı gün Ankara'ya giden İl Başkanı Davut Terzioğlu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la görüştü…
Yanında en baştan bu yana kendisini destekleyen Milletvekili Şaban Dişli vardı…
Kendisinden istifasını isteyen Genel Başkan Yardımcısı Haluk İpek de görüşmede hazır bulundu…
Terzioğlu Başbakan Erdoğan'a bu süreçte bir iletişim bozukluğu yaşandığını, kendisinin hiçbir şekilde "Başbakan'a rağmen" hareket etmesinin söz konusu olmadığını anlattı…
Kongre sürecinde kendilerine iki liste istenmediği yönünde bir bilgi verilmediğini belirten Terzioğlu bir kongre süreci sonrası, 6 yıl İl Sekreterliği yaptığı partisine il Başkanı seçildiğini söyledi.
Terzioğlu " Ben bu partinin kuruluşunda görev aldım. 6 yıl il sekreterliği yaptım ama ben bir neferim. Sizin vereceğiniz her göreve saygılıyım" dedi…
Terzioğlu'nun bu yaklaşımı Başbakan Erdoğan ise anlatılanlara göre şöyle konuştu:
" Davut her şey iyi güzel de bizim bazı prensiplerimiz var. Bunlardan biri de Büyükşehir'lerde lise mezunu il başkanı istemiyoruz. Sen yeri gelecek Büyükşehir grubunu idare edeceksin. Nasıl olacak bu" diye sordu…
Terzioğlu bunun üzerine affını istedi…
Bu arada söze giren Şaban Dişli bu süreçte Davut Terzioğlu'nun hiçbir kusuru olmadığını, ortada bir hata varsa bunun kendisine ait olduğunu söyledi…
Arada bir Haluk İpek'le de hafif yollu tartışan Şaban Dişli ne kadar Terzioğlu'na sahip çıkmaya çalışsa da oda da oluşan hava Terzioğlu'na kararını verdirdi.
Cebinde getirdiği istifa mektubunu Başbakan Erdoğan'a uzatan Terzioğlu müsaade isteyerek odadan ayrıldı…
20 dakikalık görüşme bu şekilde sonlandı…
Davut Terzioğlu sonrasında ise telefonlarını kapatıp Adapazarı'na doğru yol aldı…
Şimdi AKP'de yeni bir süreç başlıyor…
Muhtemelen bugün veya yarın yeni bir il başkanı atanacak…
Bu ismin kim olacağı çok da önemli değil…
Önemli olan şu:
AKP'de demokrasiye inanlar, dün olan biteni ciddi bir şekilde sorgulamaya başladılar…
Davut Terzioğlu karşıtları bile, Terzioğlu'nun karşı karşıya kaldığı haksızlık karşısında tepkilerini dile getirmeye başladılar…
Dün internet sitemizde istifa haberini Sakarya'ya duyurduktan sonra müthiş bir telefon trafiği ile karşı karşıya kaldım…
Her araya isyandaydı…
Arayanların çoğu ya AKP muhalifi, ya da Terzioğlu muhalifiydi…
Ancak her biri yapılanın yanlışlığına dikkat çekiyordu…
Demokrasi söylemleri ile oy toplayarak iktidara gelen AKP'de yaşananların demokrasiyle bağdaşmadığı ortada…
Sandıkla gelen bir başkan görevden alınıyor…
Yerine Genel Merkez tarafından bir atama yapılıyor…
Gösterilen gerekçe ne:
Prensipler…
Bugüne kadar AKP'de hiç mi prensipler çiğnenmemiş…
Size rağmen başkası seçilince "prensipler" hatırlanıyor…
Ben AKP'nin demokrasi söylemlerini hiç inandırıcı bulmamıştım…
Dün yaşananlar da beni bir kez daha haklı çıkarmış oldu…
Yasak
İngiliz, Amerikalı ve Türklerin bulunduğu gemi kaza yapar ve su almaya başlar. Kaptan telaşla yolcuların arasına girer ve;
"Lütfen herkes sakince filikalara doğru gitsin gemi su almaya başladı."
Yolcular bu uyarıyı umursamaz ve aynen devam ederler. Kaptan aynı uyarıyı birkaç defa yapar
ve insanların gemiden ayrılmadıklarını görünce çaresizce geri çekilir. Bu arada uyanık kaptan yardımcısı kaptana:
"Ben bu insanların hepsini gemiden çıkarırım." Kaptan:
"Nasıl yapacaksın bunu hemen yap."
Kaptan yardımcısı gider ve bir süre sonra geri döner.gemi bomboştur. Kaptan merakla sorar:
"Ya nasıl başardın bunu?" Kaptan yardımcısı anlatır:
"İngilizlere sizin gibi asil bir milletin böyle batan bir gemide ne işi olur dedim hepsi denize atladı, Amerikalılara deniz suyu insan sağlığına yararlıdır dedim onlarda hemen suya atladı."
Kaptan merakla sorar:
"Peki Türkler'e ne dedin, onlar kesinlikle ayrılmaz gemiden."
Kaptan yardımcısı pişkin pişkin gülerek:
"Türkler'e de denize girmek yasaktır dedim."
İnternetten