Sezai MATUR Sakarya Gündemi

Muhalif olunca cezasını çekeceksin!

Yazlık'ta Belediye Yönetiminin yanlışlarına direnen Saadet Partili Belediye Meclisi üyesi Mustafa Erdem 17 Mart 2007'de eşinin gözleri önünde dövülerek öldürüldü…
Mustafa Erdem Belediye Meclisi toplantısında tehdit edildiği gerekçesiyle suç duyurusunda bulunduktan sonra öldürülmüştü…
Olayı 3 kişi gerçekleştirmişti.
Bir kişi yakalandı…
24 yıl hapis cezası aldı.
Reis Demir cezaevinde…
Demir'in patronları ortalıkta geziyor.
Kendisi cezaevinde…
Azmettiriciler bulun-a-madı ya…
Önceki akşam Alifuatpaşa'da yine Belediye Başkanı'na direnen bir Meclis üyesi ayaklarından vuruldu…
Oysa Meclis üyesi Çakır Ali Esen 2004 seçimlerinde Belediye Başkanı Kenan Oran'la birlikte AKP'den seçilmişti…
2 yıl sonra Başkan'ın yanlışlarına dur deyince partiden ayrılmak zorunda kaldı…
3 yıl bağımsız kaldı…
2009 seçimlerinde DP'den Meclis üyesi seçildi…
Meclis'te diğer muhalif meclis üyelerle birlikte Başkan Oran'a kum ocağı ihalesi açma yetkisi talebine direndi…
Afet İşleri'nden alınan arazinin el altından birilerine verilmesine göz yummadı…
Aldığı tehditlerden yıldı, suç duyurusunda bulundu…
Sonuç:
Dan, dan, dan…
Çakır Ali Esen, Mustafa Erdem kadar şanssız değildi…
O 3-5 kurşun yarasıyla kurtardı işi…
Muhalif olmak zordu…
Hele Sakarya gibi, adam vurmanın, öldürmenin sıradanlaştığı bir kentte…
Mustafa Erdem cinayetinin azmettiricileri Yazlık'ta herkes tarafından biliniyor…
Bir tek bilmesi gerekenler bilmiyor…
Bilmesi gerekenler azmettiricileri bil-e-medikleri için de azmettiricileri bul-a-mıyorlar…
Şimdi Alifuatpaşa'daki vurgunun faili de bulunmayacak, bulun-a-mayacak…
Çünkü onlar güçlü, çünkü onları koruyan bir-i-leri var…
Muhalif olanlar ise cezasını çekecek!...
Ya vurularak, ya da öldürülerek…
Çünkü onların koruyanı yok…

Sakarya'yı özlemek!

1 haftadır tatildeydim…
Oksijeni bol, denizi soğuk, güneşi kavurmayan Akçay'daydım…
Kafayı dinledim…
Dönüşte Sakarya sınırlarına girince içimde bir tuhaf duygu oluştu…
Özlemişim…
Hep böyle olur aslında…
Birkaç günlüğüne bile şehrimden ayrı kaldığım da aynı duyguları yaşarım…
Dönüş yolunda Sakarya kadar güzel bir yer olmadığını düşünürüm…
Burada her ne kadar yolunda gitmeyenlere isyan etsek de ayrı kaldığımızda bu güzelliğin değerini anlarım…
Mersin'e atanan Vali Yardımcısı Suphi Olcay da veda ziyaretine geldiğinde " Siz Sakarya'nın değerini bilmiyorsunuz. Ben 65'e yakın il gezdim. Böyle bir doğal zenginliği, doğal güzelliği, böyle insan zenginliği, insan güzelliği olan yer görmedim" diye konuşmuştu…
Sözü özü şu:
Bir haftalık ayrılıktan sonra anladım ki; gerçekten de Sakarya bir başka güzel…

Saçma bir teklif!

İl Genel Meclisi Başkanı Fethi Sarıoğlu Kocaeli'de konuşmuş…
"Gelin sizin Körfez'le bizim Sapanca Gölü'nü birleştirelim, tarihi projeyi hayata geçirelim" demiş…
Bizim arkadaşlar da bu haberi verirken, söz konusu önerinin Sokollu Mehmet Paşa'nın projesinden esinlendiği için "Tarihi teklif" diye vermişler…
Ben olsaydım haberi " Saçma bir teklif" diye başlığıyla verirdim…
Çünkü bu projenin hayata geçirilmesiyle Sakarya'da 500 bin kişinin içme ve kullanma suyu ihtiyacını karşılayan Sapanca Gölü, Körfez'le birleştirilemez…
Birleştirilirse, Sakaryalı susuz kalır…
Kaldı ki, Sakarya Nehri'nin ulaşıma açılması için düzenlenen yeni projelerde, Körfez'le Sakarya Nehri'nin birleştirilmesi için Göl'ün kuzeyinden bir kanal açılması planlanıyor…
Sanırım Fethi Sarıoğlu çok düşünmeden o konuşmayı yapmış…
Yoksa böylesi önemli bir göreve sahip kişi olarak bu bilgiye sahip olmaması düşünülemez…