Helal olsun Tatangalar'a...
Bir çok kez eleştirdiğimiz, toplumda da değişik kesimlerin tepkilerine hedef olan Tatangalar, Asrın Felaketi'nin yıl dönümünde tüm kente, hepimize unutulmayacak bir ders verdi…
Unuttuğumuz o büyük acının anısına Kent Meydanı'nda güzel bir program düzenlediler…
Depremi unutmaya, unutturmaya çalışanlara inat, toplayabildikleri kadar kalabalıkla deprem şehitlerimizi andılar…
10'uncu yılın anısına Tatangalar'ın düzenlediği bu etkinlik aslında hepimizin büyük bir ayıbını da örttü…
Bu kentte yaşayan bizler, Asrın Felaketini yaşayanlar Tatangalar'ın Kent Meydanı'nda düzenledikleri etkinliğe katılarak ayıbımızı gizlemeye çalıştık…
Meydan'da güzel bir kalabalık vardı…
Ancak olması gerekenler yine ortalıkta yoktu…
Şehrin geleceğinde söz sahibi olanlar 4 bine yakın deprem şehidi anılırken orada değildi…
Mülki erkan, belediye başkanları, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri sanırım televizyondan Kocaeli'nde düzenlenen etkinlikleri seyretmişlerdir…
Kocaeli'nde anma etkinlikleri yönetenler ve yönetilenlerin katılımıyla gerçekleştirilirken bizde sadece yönetilenler, depremi ve şehitlerini hatırlamıştı…
Bir şehrin hafızasının bu kadar kötü olabileceğini hiç düşünmemiştim…
O büyük acıların hiçbir zaman unutulmayacağını ve bu acılardan büyük dersler çıkarılacağını umuyordum…
Yanılmışım…
Unutmuşuz…
Hem de çoktan unutmuşuz…
Kendimize gelmemiz için ne Düzceli gençlerin gösterisi, ne de Baba Murat'ın etkileyici konuşması yetmedi…
Aylin Yüksel'in depremde melek olup gökyüzüne uçan sevgili kızı için yazdığı şiirle de kendimize gelemedik…
Sefer Abi'nin etkili, çarpıcı konuşmaları da yetmedi kendimize gelmemiz için…
Dev sinevizyonda gösterilen deprem fotoları hafızamızı biraz zorladı ama onlar da gelip geçti…
İşte bugün hemen günlük koşturmacalara daldık…
Yine depremi unuttuk…
Oysa bu yıl dönümünde en azından depremi hatırlayarak olası depremle ilgili hazırlıklar gözden geçirebilirdi…
Kentin deprem dayanıklılığı üzerine bir şeyler söylenebilirdi…
Olmadı.
Olmayacak…
Çünkü hepimizin üzerinde tanımlanmayan, tanımlanamayan bir ağırlık var…
Şöyle bir silkinemiyoruz…
Silkinip kendimize gelemiyoruz…
Ölülerimizi bile adam gibi anamıyoruz…
…
Coşkunlar ve patlamalar
Dün yine Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası'nda patlama oldu…
Ölüler ve yaralılar var…
Ekmek parası için insanlar canlarını tehlikeye atıp çalışıyorlar…
Ve bir gün, dün gibi bir patlamayla canlarından oluyorlar…
Bu tür fabrikalar sıkı bir denetim altında tutulmalı…
Patlamaların önüne geçmenin tek yolu bu…
Ama ne yazık ki artık bu patlamalar bir türlü bitmiyor…
D-100 kıyısındaki fabrika kapandı…
Artık yeni modern fabrikalarda patlama olmaz diye düşünürken, bir Geyve'den, bir Hendek'ten patlama haberi geliyor…
Bu son patlama sonrasında bu tür fabrikalarla ilgili denetimlerin sıklaştırılması ve adam gibi yapılması gerektiğini düşünüyorum…
Sanırım artık baştan salma denetimler son bulur…
….