Duvarı yıkık ev bu şehrin ayıbıdır
Çevre Yolu'nda yataklarında uykudayken, trafik canavarına kurban giden baba ve kızın geride bıraktığı aile büyük bir dram yaşıyor…
Her gün minibüsle geçerken o eve bakıyorum, içim burkuluyor…
Trafik canavarının yıktığı o duvar aradan geçen 20 güne rağmen onarılmadı…
Her sabah, har akşam her geçişimde duvara bir umutla bakıyorum…
Diyorum ki, bu şehirde o evi onaracak, o aileye sahip çıkacak bir hayırsever mutlaka vardır…
Her seferinde hayal kırıklığına uğruyorum…
Bakıyorum…
Yok, el değmemiş o duvara…
Kahroluyorum…
Anne Neriman Aydın ve kalan 6 çocuğu 2 duvarı yıkık evin kalan tek odasına sığınmış, ayakta kalmaya çalışıyor…
Biz Adapazarlılar mübarek Ramazan günü, babaları ölmüş o çocukların duvarlarını onaramadık…
Onları ortada bıraktık…
Ne belediyelerimiz, ne işadamlarımız kılını kıpırdattı…
Yazık, hem de çok yazık…
Ciplerine kurulup evin önünden geçen beyler, akşam evlerine gittiklerinde çocuklarına nasıl sarılabiliyor?
Akşamları hepimiz zengin iftar sofralarına kurulduğumuzda o çocuklar hiç aklımıza geliyor mu?
Mübarek Ramazan ayındayız…
Bazılarımız oruç tutuyor, bazılarımız namazlarını da kılıyor…
Oruçlarınıza, namazlarınıza niyet ederken şunu unutmayın…
O ev, o çocuklar, o anne; o haldeyken ne tuttuğumuz oruç oruçtur, ne kıldığımız namaz namazdır…
Altında baba-kız iki canın yok olduğu o yıkık duvar bu şehrin ayıbıdır…
….
Bir okur mektubu
Sakarya'ya sonradan yerleşen birisi olsam da kendimi Sakaryalı olarak görüyorum. Yazılarınızdan anladığım kadarıyla bu şehrin iyi yerlere gelmesi için mücadele veriyorsunuz. Sizleri takdir ediyorum. Ancak anlayamadığım bazı noktalar var.
Şehrin menfaatine olan noktalarda bile (sayısını tam olarak bilemediğim ancak eşimin eve getirdiği kadarıyla takip ettiğim çok sayıda yerel gazete var) gazeteler ortak noktada buluşamıyorsunuz. Ve siz gazetecilerin başkanısınız.
Benim büyüdüğüm şehirde (Zonguldak/Ereğli) bu kadar çok renkli gazete olmamasına rağmen daha etkili olduklarını düşünüyorum.
Kentsel Dönüşüm, Sapanca Gölü, ulaşım ve daha birçok konuda yapılacak çok işi olan Sakarya'da seçilmişlerin zavallılığını sizlerin haberlerinden anlayabiliyorum.
Saçma sapan projelerle gündeme gelmeye çalışan belediye başkanları başta Büyükşehir ve Adapazarı Belediyesi.
Ve adına sivil toplum kuruluşları dediğiniz odalar şehrin menfaatine bir adım atmamakta.
Bu yazıyı okurken belki de deli saçması diyeceksiniz.
Ama kişisel çıkarlara dayalı bir şehirde yaşamak durumundayım.
Bizler öyle böyle yaşayıp gideceğiz ama çocuklarımın nasıl bir şehirde yaşayacaklarını hayal edemiyorum.
Dolayısıyla; Sizin daha fazla önder olmak gibi bir misyon üstlenmenizi rica ediyorum.
Nüfusu olması gerekenden çok az olan ve buna rağmen yeterince hizmet alamayan bir şehrin ferdi olarak lütfen yönetici konumundaki insanları daha fazla uyarın.
Saygılarımla….
NOT: Sapanca Gölü ile ilgili yazınıza sporla ilgili yorum yapmıştım. Bu şehrin gerçeklerinden birisi de Sakaryaspor.
Belki birileri çok önemsemiyor…
Ancak eşim gibi her şeyleri futbol olanların ilgi odağı Sakaryaspor konusunda da size büyük görevler düşmekte. Çünkü; Günlük 3-4 gazete okuyorum ve her birinin spor gündemleri başka başka.
Oysa takımın sorunu belli.
Kişilere dayalı haber mantığının işlediği gazetelere yön verme adına spor özellikle de Sakaryaspor konusundaki yazılarınızı eşim adına rica ederim.
Saygılarımla
Nur Gizem