Derya DOĞAN
Bad-ı Saba
Sadece Düşünün...
Yayın:
Güncelleme:
Ne pislikler yaşatmışızdır tırnaklarımızın arasında suyla arındıramadığımız. Adeta günah parçalarının gizlendiği yuvalar. Arındıramadığımız düşüncelerimiz ve kirlettiğimiz bedenimiz. Gözyaşıyla yıkadığımız ne çok hatalarımız var oysaki. Günaha dokunmuş ellerlimiz var vücudumuzda taşıdığımız.
Çıkarıp dolaba kaldırdığımız bir elbisemiz var “masumluk” diye, artık giydiğimizde sırtımıza yakışmıyor. En son ne zaman çıkartmıştınız siz bunu? Ya da hiç giymiş miydiniz? Acıları yürek yakan, hayatları hüzün ve dert olan kaç insan tanıdınız ve hangisinin elinden tuttunuz? Bile bile canınızı acıttınız mı hiç? Acılara çanak mı tuttunuz yoksa acılara bedeninizi mi kattınız? Gözlerinizi en son ne için ıslattınız? Ben bunalırken rahatlıktan bir ana evladını vermiş toprağa, yetim kalmış bir çocuk, bir hayat sönmüş bir yerlerde. Utanmalıyım! İnsanlığımdan… Utanmalıyım! Düşüncelerimden… Utanmalıyım! Yardım uzatacak eli kirlettiğimden. Ve ağlamalıyım hıçkırarak, sele vermeliyim düşüncelerimi, boğmalıyım binlerce pisliği…
Hesap sormalıyım dağa, taşa, yıldıza, buluta… Haykırmalıyım öfkemi, kusmalıyım her şeyi. Ya hayattan çalmalıyım, ya kendimi harcamalıyım. Akıtmalıyım bu zehri. Çıplak ayakla basmalıyım yanan korlara, kan kusmalı vücudum, acımalı canım. Acı çekmeli her parçam.Hissetmeliyim her acıyı. Ağlamalı gözlerim. Yok olmalı bendeki “ben”. Ve arınmalıyım her şeyden. Arınmalı ben “ben”den. Doğmalıyım yeniden. Ve bir ışık aydınlatmalı beni. Bir güneş doğmalı içime. Yaşatmalıyım bu sıcaklığı. Yağmur yağmamalı içime… Kirpiklerim birer ok olup yağmalasa herkesi. Katletse bütün kötülükleri. Benden akan zehir boğsa o kötülükleri. Ve anlamsızlık “anlamın” içinde yok olsa…
Sesimin aksi bana gelmeli sadece, ben duymalıyım ama duyurmamalıyım. Ve bir kere sadece bir kere düşünmeliyim. “Ben”i… Ben unutulmalıyım. Ve “varlığım”, “yokluğuma” ağlamalı… Her damla akıp yolunu bulmalı. Ve artık ben olmamalıyım…! #