Düşünmek
İnsan; inanan, iman eden, düşünen ve düşünme fonksiyonlarına sahip bir varlıktır. Bu özellikler insanı diğer canlı varlıklardan ayırır. Var olan tüm canlılar hareketlerini asırlardan beri aynı tür gerçekleştirir. Aslan avını, balık yosunları, leylekler yemlerini değiştirmeden yerler. Fakat insan ilk günden, günümüze değiştirerek ve geliştirerek kendine bir dünya kurmuştur. Bunun iyi ve ya kötülüğü fark etmez.
İnsan hareketlerini iradi olarak kullanır veya kullanmalıdır. Bu ise aklı ön plana çıkarır. Onun için yüce kitabımızda; “akletsenize? Düşünsenize? Baksanıza? İbret alsanıza”? Diye insanoğluna bir yön çizilmeye çalışılmaktadır. O halde çevremizde meydana gelen olay ve hadiselere nasıl bakmalıyız? Nasıl ibret almalıyız? Nasıl hüküm vermeliyiz?
Konuyla ilgili bir örnek verelim. Geçmiş dönemlerde kendine güvenen kibirli bir ilim adamı varmış. Bu çevresine hep böyle bakar davranışlarını da buna göre ayarlarmış. Günün birinde adamın biri bu zata bir ders vermek istemiş.
Ey âlim size bir sual sormak istiyorum. Demiş.
Adam; buyur sor.
Adam eline bir taş almış. Yere büyükçe bir daire çizmiş. Sonra Âlime dönerek “Allahın bilgisi bu şeklin neresindedir?
Âlim duraksamadan cevap vermiş. “Allahın bilgisi dairenin hem içini, hemde dışını kapsar” demiş
.
Adam peki, Peygamberimizin ilmi burada nereyi kapsar?
Âlim “Peygamberimizin ilmi dairenin içini kapsar” demiş.
Adam tekrar peki “Evliyalar, Enbiyalar, bilginlerin bilgisi bu dairede ne kadar yer kaplar?
Âlim “bunların ilmi bu dairede şu nokta kadar yer kaplar”.
Adam tekrar; sayın hocam zatı âlinizin bilgisi nerededir. “deyince Gurulu ve kibirli olan zat benim bilgim olsa olsa noktanın içinde bir zerre yeri bile işgal etmez” deyip yanlışını anlamış.
Evet, kıssadan hisse bizim durumumuzu bu boyutta hiç düşündünüz mü?
Değerli okuyucular günümüzdeki bilgi kirliliğine karşı hiç ciddi düşündünüz mü?
Düşünmediyseniz geç kalmış sayılmazsınız…
Sizde daire üzerinde bilginizi kontrol ederek düşünün hele…
Sonra!
Haydi hep beraber düşünelim…